Boğaziçi öğrencilerinin zorlama bir şekilde suçlandığı TCK’nin “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik” başlıklı 216’ncı maddesinden 2019’da 73’ü çocuk 15 bin 44 kişi hakkında soruşturma açıldı, 2 bin 222 kişi yargılandı. 2009 yılında 159 yurttaşın yargılanma gerekçesi olan bu suçtan yargı önüne çıkartılanlar on yılda 14 kat, soruşturma sayısı 20 kat arttı.

Kürsülerden kin nefret kusuluyor ama yurttaş yargı önünde: 73’ü çocuk 15 bin 44 yurttaşa suçlama

Nurcan Gökdemir

İktidarın sosyal medya kullanıcılarından, gazetecilere kadar geniş bir kesimi cezalandırma aracı olarak kullandığı Türk Ceza Kanunu’nun(TCK) 216’ncı maddesinin hedefi bu kez de Boğaziçili öğrenciler oldu. Siyasi parti liderlerinden, organize suç örgütü liderlerine kadar birçok isim bazı kesimleri hedef gösteren kin ve düşmanlık dolu konuşmalar yaparken öğrenciler suçlandı.

Son olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından AKP’li Melih Bulu’nun rektör olarak atanmasını protesto eden gençler hakkında “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçlamasında bulunuldu, iki öğrenci tutuklandı.


AKP iktidarı döneminde aralarında 14 yaşındaki çocukların da bulunduğu çok sayıda yurttaş, bu suçlamayla soruşturmaya uğradı, yargılandı, cezalandırıldı ve bu sayılar yıllar itibarıyla sürekli arttı.

SORUŞTURMALAR 20 KAT ARTTI

Adalet Bakanlığı’nın Adalet İstatistikleri’nden derlenen verilere göre, 2009 yılında 731 soruşturma açıldı. 378’i hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilirken 138’i kamu davasına dönüştü. Bu davalarda 6’sı çocuk 142 erkek, 17 kadın olmak üzere 159 yurttaş yargı önüne çıktı. Bunlardan biri çocuk 46 yurttaş çeşitli cezalarla cezalandırıldı. 17’sine hapis cezası verilirken 101 yurttaş da beraat etti.

2019 yılında ise soruşturma sayısı on yıl önceye göre 20 kat artışla 15 bin 44’e yükseldi. Bunlardan 7 bin 387’si hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi, 2 bin 300 kamu davası açıldı. 73’ü çocuk olan bin 893’ü erkek, 328’i kadın 2 bin 221 kişi yargılandı, bir de tüzel kişilik yargı önüne çıktı. 1’i çocuk, 220’si erkek, 36’sı kadın toplam 256 kişi hakkında mahkûmiyet kararı verildi. Bunların 77’si hapisle cezalandırılırken diğerleri hakkında ceza erteleme, adli ve idari para cezaları, hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve güvenlik tedbiri uygulanması gibi çeşitli cezalara hükmedildi. Bin 149 kişi de beraat etti.

***

Günde 100 soruşturma

“Cumhurbaşkanına hakaret”ten yargılananların sayısı da her geçen yıl artıyor. Son bir yılda 36 bin 66 kişi hakkında soruşturma açıldı. 2018 yılında 5 bin 233 kişi bu suçlama ile yargılanırken 2019 yılında sayı iki katından fazla artışla 12 bin 298’e çıktı, 3 bin 831 kişi de cezalandırıldı.

TCK’nin bir yıldan dört yıla kadar hapisle cezalandırılmayı bunun alenen işlenmesi durumunda da cezanın altıda bir oranında arttırılmasını öngören 299’uncu maddesinden bir yılda 36 bin 66 kişi soruşturuldu, bunlardan 12 bin 298’i de açılan davalarda yargılandı.

Erdoğan’ın 2014 yılında başlayan ilk Cumhurbaşkanlığı döneminde TCK’nin 299’uncu maddesini ihlalden yargılanan yurttaş sayısında önceki yıllara oranla büyük bir patlama yaşandı. Cumhurbaşkanlığı döneminde Erdoğan’ a hakaret ettiği gerekçesiyle yargılananların sayısı 29 bin 704’e çıktı.

Bu suçlamayla yargılananların ortalama üçte biri de mahkûmiyetle cezalandırıldı. Erdoğan’ın ilk seçildiği yıl olan 2014’te 40, 2015’te 238, 2016’da 884, 2017’de 2 bin 99, 2018’de 2 bin 462 sanık mahkûm edilirken 2019’da rakam 3 bin 831 oldu. Böylelikle Erdoğan döneminde 9 bin 554 kişi hakaret suçlamasıyla cezalandırıldı. Geçmiş yıllarda Cumhurbaşkanı’na hakaret ettiği gerekçesiyle bir yılda en fazla ceza alan yurttaş sayısı 44 iken Erdoğan’la birlikte bu rakamlar binlerle ifade edilmeye başlandı.

Yargılananlardan hapisle cezalandırılanların sayısı da önceki yıllarla kıyaslanamayacak ölçüde yüksek oldu. 2019 yılı rakamlarıyla Erdoğan döneminde hapis cezasıyla cezalandırılanların sayısı 2 bin 663 oldu.

***

TCK’nin 216. Maddesi

5237 sayılı TCK’nin “Kamu Barışına Karşı Suçlar” bölümünde yer alan madde şöyle:

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama Suçu:

♦ (1) Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

♦ (2) Halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılayan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

♦ (3) Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılayan kişi, fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması halinde, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

***

216. Madde azınlığın hakkına yönelik

♦ Avukat Efkan Bolaç: 216. Madde’nin karşılığı nefret suçunun cezalandırılmasıyla ilgili. Bunun çoğunluğa ait bir mezhep, olay, çoğunluğa ait bir milliyetin değil; daha çok azınlığa yönelik veya nefret suçlarında bir gruba yönelik uygulama olarak düşünülmesi gerekiyor. Buna rağmen şu anda var olanlara baktığımızda yine çoğunluğun tahakkümü söz konusu. Bu ülkede Barış Akademisyenleri’ne ‘onların kanlarıyla banyo yapacağız’ diyen adam ifade hürriyetini kullanmış oluyor ama bu konuyla ilgili çocukların Boğaziçi’ndeki beyanlarına bakıldığında 216. Maddeden cezalandırılıp tutuklanabiliyorlar. 216. Maddede aynı zamanda tutuklama yasağı vardır. Tutuklama kararı verilemez. Ancak özel durumlar, birine zarar verme ihtimali varsa tutuklanır. Bunu mahkemenin belirtmesi gerekir. Ama Türkiye’deki yargı sistemi siyasete göbekten bağlı olduğu için, siyasetin argümanlarını kullanabiliyor, Boğaziçili Beyza’nın durumu gibi “tutukluyorum, deliller incelendikten sonra yeniden değerlendireceğim” gibi saçma durumlar oluşabiliyor. 216’dan kim tutuklandı? Örneğin Barbaros Şansal. Atmadığı bir tweet yüzünden yargılandı. Yargının bu konuyla ilgili yaptığı pratikler maalesef insanlara zulüm olarak dönüyor. Gereksiz olarak insanları hayattan koparıyor, özgürlüklerini elinden alıyor. Yapılabilecek ne var derseniz, AYM kararını takmayan hakimlerin olduğu bir ülkede yapılabilecek çok fazla bir şey yoktur. Bugün bir profesör ‘Aleviler teröristtir, Berkin teröristtir’ dediği için ceza aldı. Burada onun yaptığının cezalandırılması gerekiyor. 216’nın buralarda kullanılması gerekiyor.

***

Her açıklamaları nefret söylemi

İktidar her geçen gün nefret söylemini beslerken, AKP’den farklı düşünen neredeyse tüm kesimler kürsülerden hedef gösteriliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP lideri Devlet Bahçeli başta olmak üzere iktidar ve yandaşlardan yapılan hemen her açıklamada nefret söylemi ortaya çıkıyor. Son dönem toplumun farklı kesimlerini hedef gösteren bazı açıklamalar ise şöyle:

♦ Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş toplumdaki hastalıkların kaynağı olarak LGBTİ bireyleri gösterdi.

♦ İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, LGBTİ bireylere yönelik ‘sapkın’ ifadesini kullandı.

♦ Suç örgütü lideri Sedat Peker, barış bildirisi imzalayan akademisyenlere ‘kanlarında duş alacağız’ dedi.

♦ Bir başka suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik “Vatan hainleri ile Bahçeli'yi bir kefeye koyarsan hayatının hatasını yaparsın” ve “kazığa oturturum” dedi.