EMEP Genel Başkanı Levent Tüzel, geniş sol koalisyon önerisinin, ‘Kürtleri oy deposu gibi görmenin’ bir sonucu olduğunu savundu. ÖDP Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Ufuk...

EMEP Genel Başkanı Levent Tüzel, geniş sol koalisyon önerisinin, ‘Kürtleri oy deposu gibi görmenin’ bir sonucu olduğunu savundu. ÖDP Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Ufuk Uras’ın Mersin ve İstanbul’da yaptığı ‘sol koalisyon’ önerisiyle ilgili artan tartışmalara Emek Partisi Genel Başkanı Levent Tüzel de katıldı. Tüzel, “DTP’nin de içinde olduğu geçmişte seçim işbirlikleri yapmış partiler olarak bizlerin yürüttüğü çatı partisi diye ifade edilen halk güçlerini birleştirmeyi hedefleyen çalışma sadece seçimlere dönük bir ittifak olmanın ötesindedir” dedi.

Böylesi bir çalışmanın Kürtleri oy deposu yerine koyan bir anlayış taşımasının büyük bir kötülük yaratacağını ifade eden Tüzel, “Parlamento ya da yerel yönetimlerde sadece seçilebilir olmanın hiçbir şey ifade etmeyeceği, asıl olanın halkın çözüm bekleyen sorunları için birleşme, kendi kurtuluşları için mücadele ve örgütlenmeye yönelten bir anlayış, program ve platform olduğu görülmelidir” diye konuştu.

Asıl meselenin bozuk düzenin değiştirilmesi olduğunu belirten Tüzel, şunları kaydetti: “Emekçiler, halk kendi geleceklerini ellerine almalı, kendi kurtuluşları ve iktidarları için mücadele etmelidir. Bizim derdimiz yönetici mevkilere gelerek rejim krizine derman olmak değil, emekçi iktidarı önündeki engelleri temizlemek için çalışmaktır. O nedenle kimi sol partilerin kullandığı ‘AKP karşısında sol seçenek’, gevşek, geniş sol koalisyon’ gibi halkçı bir program içermeyen ya da ‘AKP’yi istemiyoruz’ gibi bozuk ve değişmesi gereken sermaye düzenini göz ardı eden sloganlar halkın birleşme zeminlerini çarpıtmaktadır.

Tüzel, EMEP açısından yaklaşım ve çağrılarının şu yönde olduğunu belirtti: “Sol benzeri adlarla bir birliğe ihtiyaç yoktur. Şu ya da bu unvan değil, ihtiyaç emek ve demokrasi talepleriyle bir araya gelmek, bir blok oluşturmak ve halk güçlerinin bu çatı altında birleşmesi için çalışmaktır. Burada mevkilere gelmek için hesaplar yoktur.” Yerel ve genel seçimlerin söz konusu birlikteliği örmeye hizmet edecek şekilde değerlendirileceğini belirten Tüzel, “Burada da temel çıkış noktamız ‘solcuları’ seçtirmek değil halkın üzerinde birleştiği ve belirlediği temsilcileri seçecek bir mücadele ve örgütlenme yürütmek olacaktır. Bunun dışındaki hesaplar bilinmelidir ki halka yabancı ve o derece birlik fikrinden uzak olacaktır” dedi.

 

TUNCEL: SAMİMİYETSİZLİK

DTP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel ise, çatı partisi tartışmalarının yürütüldüğü bir noktada çatı partisi dışında bir birliğin tartışılmasını samimiyetsizlik olarak nitelendireceklerini belirtti. Tuncel, “Çatı partisi seçime dönük değildir. Uzun vadeli bir birlik projesidir. Seçime yetişmesi elbette iyi olur. Sol cephede ciddi bir alternatife ihtiyaç var” dedi.

 

ÇATI MI İTTİFAK MI?

Gelecek Gazetesi Yazarı Yüksel Genç de “Çatı mı ittifak mı?” başlıklı yazısında, “Bugün Kürtler seçim ittifakı anlayışıyla kimi sol-muhalif kesimlerin, tıpkı egemenler gibi kendilerini oy deposu olarak görmelerinden rahatsızlık duymaktadır. Bu kesimlerin oy kardeşliğini istememekte, yıllardır yürüttükleri mücadele ile kazandıkları iradelerine hükmeden değil, ortaklaşan bir oluşum içerisinde yer almayı hak ettiklerini düşünmektedirler. Kürtleri kendilerini Meclis’e taşıyacak yığınlar gibi gören, ilişkisini pragmatist politika ekseninde kuran sol-demokrat çevreler, bugün Kürtlerin en büyük kırılma noktasıdır... Türkiye’de iktidar dışı kalmış çoğunluğun siyasal temsilini yaratacak formüller yerine, ‘dar olsun benim olsun’ anlayışına denk gelen seçim ittifakları, koalisyon anlayışları, Türkiye’ye bir dönemi daha kaybettirecektir” ifadesini kullandı. Birgün