Kuşadası’na bağlı Yaylaköy ve Kirazlı mahalleleri sınırları içinde bulunan kalker ocağının genişletilmesi kararına karşı köylüler dava açıyor

Kuşadalılar kalker ocağının genişletilmesine karşı dava açıyor

ŞENOL ESKİN

Kuşadası’na bağlı Yaylaköy ve Kirazlı mahalleleri sınırları içinde bulunan kalker ocağının genişletilmesi kararına karşı köylüler dava açmaya hazırlanıyor. Dün Kirazlı’da yapılan toplantıda bir araya gelen köylüler, “ay sonuna kadar davanın açılması” kararı aldılar. Geçtiğimiz hafta içinde Yaylaköy’de yapılan toplantıda “taş ocağının genişletilmemesi ve mevcudun kapanması için mücadele edilmesi” kararlaştırılmıştı.

2007 yılından bu yana Yaylaköy Mahallesi sınırları içinde faaliyet gösteren Hürtay İnşaat, Madencilik Şirketi “kalker ocağı, kırma-eleme ve hafriyat geri kazanımı” adı altında işletme alanını genişletmek istiyor. Aydın Valiliği kararıyla “ÇED Gerekli Değildir” izni alan işletme, genişleme alanında yıllık 600 bin metreküplük üretim yapacağını ve bunun 9 yıl süreceğini belirtiyor. “Ruhsat süresi bitiminde ise uzatma istemi için proje hazırlanacaktır” diyor.

DAVA AY SONUNA KADAR AÇILACAK

Kirazlı’da yapılan toplantıda, Kirazlı Mahallesi Muhtarı Mehmet Mersin, Yaylaköy Muhtarı Erhan Yıkılmaz, Kirazlı Ekolojik Yaşam Derneği Başkanı Nihat Fırat, Ekodosd Derneği Başkanı Bahattin Sürücü yaşanan gelişmeler üzerine bilgi verdi. Toplantıya katılan köylüler de düşüncelerini açıkladı.

Kirazlı Mahallesi Muhtarı Mehmet Mersin, işletmeci Türedi Madencilik’ten bilgi almak için taşocağına gittiğini, maden sahibinin “genişletme diye bir talebimiz yok” dediğini aktardı. Muhtar Mersin, “Biz genişletme çabasının olduğunu biliyoruz ve buna kesinlikle karşıyız” dedi. Ekodosd Derneği Başkanı Bahattin Sürücü ise, taş ocağı alanında genişletme isteminin geniş bir alanı kapsadığını belirtti. “Köylülerin üzüm ve ekim yaptıkları tarım alanlarının dibine kadar genişletme çabası gündemde. Bu alan içinde zeytinlikler de bulunuyor” dedi.

Yaylaköy Mahallesi Muhtarı Erhan Yıkılmaz da “Yaylaköylüler olarak taş ocağının nakliye kamyonlarından bıktık. Yollarımızı mahvettiler. Özellikle toz yüzünden zeytin tarımında büyük zarar görüyoruz. Son yıllarda ciddi sağlık sorunları yaşamaya başladık. Taş ocağının genişletilmemesi ve mevcudun kapanması için dava açılması ve her türlü yasal hakkın kullanılması konusunda kararlıyız” dedi. Muhtar Yıkılmaz ayrıca “Zeytincilik Yasası’nda bu tür işletmelerin zeytin alanlarına 3 km mesafede kurulabileceğini” hatırlattı.

Toplantıya katılanlar da davanın bir an önce açılmasını istediler.

TAŞ OCAĞI TURİZME VE DOĞAYA ZARAR VERMEKTEDİR

Türkiye’nin en önemli turizm kentlerinden biri olan Kuşadası’nın; 7,5 km güneydoğusunda, en yakın konutlara 450 metre ve zeytinlik alanlarına 300 m uzakta yer alan kalker (taş) ocağı uzun süredir faaliyet yürütüyor.

Uzun yıllardır tarihi mekânları ve çevresindeki zengin biyoçeşitlilik alanlarıyla sürdürülebilir bir turizm ve tarım kenti olma mücadelesini sürdüren; dünyanın en büyük kruvaziyer gemilerinin uğrak limanı olan Kuşadası bir süredir ciddi sıkıntıda.

Toplantıda yapılan konuşmalarda şu ifadeler kullanıldı:

“Açıldığı günden bu yana bölgenin ekolojik yapısına geri dönülmez biçimde zarar veren, doğal dokuyu tamamen tahrip eden, tarım alanlarını toz toprak altında bırakan, özellikle gastronomi turizmiyle ön plana çıkan Yaylaköy esnafını toz ve gürültü içinde bırakan bir taş ocağı ile karşı karşıyayız. Büyük tonajlı kamyonlarıyla Yaylaköy-Kirazlı yollarını bozan, Zeytincilik Yasası’na rağmen faaliyet gösteren kalker ocağının daha büyük bir alan için başlattığı çalışmayı kabul etmemiz mümkün değildir.

Genişletilmesi düşünülen taş ocağı çevresinde; kızılçam ormanlarının yanı sıra, Akdeniz bitki örtüsünün eşsiz örnekleri vardır. En yoğun sandal ağaçlarının olduğu makilikler, zeytinlikler, üzüm bağları ile çevrili olan bu alanda; arıcılık ve keçi sürüleri gibi hem ekolojik hem de yöre insanı için ekonomik değerler bulunmaktadır. Buradaki Kızılçam ormanları; tahtalı güvercinlerinin, karatavukların ve küçük orman kuşlarının üreme alanıdır. Bölge, orman kartalı, kızıl şahin, atmaca, baykuş gibi yırtıcılar; tavşan, tilki, sansar, gelincik, domuz gibi yaban hayvanlarının yoğun olarak yaşadığı önemli bir ekosistem alanıdır.

Eğer bu makilikler yok edilmeye devam ederse, domuzlar tarafından hem tarımsal araziler büyük oranda zarar görecek, hem de bu hayvanlar kentte yaşamak zorunda kalacaklardır. Mevcut kalker ocağının hemen yakınında antik dönemden kalma Asar Kale ve Kırkbasamaklar olarak bilinen sit alanları bulunmaktadır. Kalker ocağı Kirazlı’nın su açısından yaşam kaynaklarından biri olan gölete de çok yakın mesafededir. Ayrıca Kuşadası Belediyesi’nin doğa ve kültür projesinin kiraz ve Tülüşah bitki rotası üzerindedir.

Kuşadası bir turizm kentidir. Turizmin en çok etkilendiği alan çevredir. Kuşadası’nın doğal peyzajını ve ekolojik yapısını bozan bu tür faaliyetlere izin verilmemeli sadece tarım ve turizm faaliyetleri yapılmalıdır.”