Doğum sonrası depresyon 10 annenin 8’inde görülüyor. Uzman Psikolog Pınaroğlu’na göre ‘yeterince iyi annelik’ endişesi strese dönüşmemeli: Anne, bebek bakımında mükemmele ulaşamayacağını fark etmeli.

Kusursuz anne hedefi hasta ediyor

Dilara ŞİMŞEK

Lohusalık bir kadının doğum sonrası yaşadığı yaklaşık 6 haftalık süreci tanımlıyor. Gebelik ve doğum sonrası dönem aynı zamanda ruhsal bozuklukların gelişimi açısından dikkat edilmesi gereken bir dönem. Yapılan araştırmalara göre postpartum depresyon da (PPT) denilen doğum sonrası depresyon, annenin psikolojik durumuna göre bazen 1 yılı bulabiliyor bazen emzirme döneminin bitimine kadar devam edebiliyor. Ancak doğum sonrası depresyonu her 10 annenin 8’inde görülüyor.

Psikiyatri Hemşireliği Dergisi’nde 2018’de yer alan ‘Postpartum depresyon ve etkileyen faktörler: 2000-2017 araştırma sonuçları’ başlıklı makaleye göre, depresyonu en çok etkileyen ilk üç faktör annenin ailesinde/kendinde depresyon geçmişinin olması, annenin eğitim durumu ve plansız/istenmeyen gebelik. Araştırmaya göre lohusa depresyonuna yakalananların yüzde 57’sinde ailede/kendinde depresyon geçmişi var. Hamilelikten önce ruhsal problemlerin olması da doğum sonrası depresyon olasılığını 9,8 kat artırdığı ifadelerinin yer aldığı araştırmada yeterli aile desteğinin olmaması da kadınlarda depresyonu artıran faktörler arasında yer alıyor. Araştırmada doğum sonrası depresyonu etkileyen bir diğer önemli faktör olarak ise anne, baba ve kardeşlerle birlikte yaşamak olduğu ve bunun depresyon olasılığını 3,53 kat artırdığı tespitine yer verildi.

KAYGI KRİZİNE DÖNÜŞMEMELİ

Uzman Psikolog Gülşah Pınaroğlu, annenin bebeğin bakımında mükemmele ulaşamayacağının farkında olması gerektiğini vurguladı: “Annelik ‘yeterince iyi annelik’ üzerine kurulmalı. Yeterince iyi annelik, bebeğinin ihtiyaçlarını olabildiğince giderebilmek gideremediği bazı ufak anlarda yetersizlik, eksiklik duygularına kapılmadan bebeğinin bir sonraki ihtiyacı için orada tekrar hazır olabilmektir. Bunu bir strese dönüştürmemeli. Her sağlıklı annede bebeğinin ihtiyaçlarını karşılamasını sağlayan ‘birincil annelik tasası’ dediğimiz bir kavram var. Bu tasa, annenin kendini de düşünmekten alıkoyan bir kaygı krizine dönüşmemeli. Minimum düzeyde ‘bebeğime bakabilecek miyim’ kaygısı işlevsel olandır.”

kusursuz-anne-hedefi-hasta-ediyor-955071-1.
Uzman Psikolog Gülşah Pınaroğlu


Pınaroğlu, annenin gerilimini azaltacak bir baba olması gerektiğini dile getirdi: “Bu dönemde babanın işlevine çok ihtiyaç vardır. Eğer annenin gerilimini azaltacak bir baba yoksa anne-bebek ikilisinin ayrışması da kaygının azalması daha da güçleşir. Ve bu uzun yıllar süre giden bir patolojiye dönüşebilir. Anne, bebeğinin bakımıyla ilgilenirken baba da annenin bakımıyla ilgilenmelidir. Bu bakım fiziksel ve ruhsal tüm ihtiyaçları kapsar. Bu süreç sadece annenin değil aynı zamanda babanın meselesi olmalı.”

Pınaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tüm bunların anlaşılmakta zorlanıldığı, bir çıkmazın içindeymiş gibi hissedildiği, çaresizlik, yetersizlik duygularında artış varsa, alınganlıklar, sık ağlama nöbetleri, uyku sorunları uzun süredir devam ediyorsa, kendinin ve bebeğinin bakımını yapamayacak düzeyde bir durum seyrediyorsa uzman birisinden destek alınmalı.”

***

Depresyonun sekiz belirtisi

Uzman Psikolog Gülşah Pınaroğlu, doğum sonrası depresyonda görülebilecek duygusal değişiklikleri şöyle sıraladı:

1. Üzgün ve mutsuz hissetme.
2. Çaresizlik hissi.
3. Yetersizlik duygusunda artış.
4. İlgi ve isteklerin azalması.
5. Alınganlık.
6. Sık ağlama nöbetleri.
7. Uyku sorunları.
8. Kendisinin ve bebeğinin bakımını bakamayacak düzeyde.