Bugün 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü ancak ekonomik, sosyal ve özlük haklar açısından mağduriyet devam ediyor. Ülkedeki krizin faturasını en ağır şekilde ödeyen öğretmenler, bugün de yoksulluğun pençesinde.

Kutlayacak gün bırakmadılar

Yaren ÇOLAK

Bugün 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü. Ancak ülkede yüz binlerce öğretmen öğrencilerinden uzakta. Yaklaşık 700 bin öğretmenin ataması yapılmazken, KHK’lerle mesleklerinden men edilen on binlerce öğretmen bulunuyor.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) verilerine göre özel ortaokullarda öğretmen başına yaklaşık 8 öğrenci düşerken kamu okullarında bu sayı iki katına çıkıyor. Özel ilgi gerektiren yaş aralığındaki ilkokul çağı öğrencileri için de öğretmen sayısı oldukça yetersiz. 19 öğrenci başına bir öğretmen düşüyor. Buna karşın atamalar da oldukça yetersiz. AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 3 Eylül’de geleceğe yatırım olarak ‘müjdelediği’ 20 binde kalan öğretmen ataması, eğitim sisteminin yaralarını sarmadı. Açlığa mahkûm edilen pek çok öğretmen, uzun yıllardır atama bekliyor. KHK’lerle işten atılan, özel sektörde asgari ücrete mecbur bırakılan ve ataması yapılmayan öğretmenler çareyi başka işlerde arıyor. Bir nesilse yetersiz öğretmen ve dersliklerle kalabalık sınıflarda ‘eğitim’ alıyor. Öte yandan düşük maaşlar öğretmenleri ekonomik darboğaza itiyor. Türkiye’deki öğretmenlerin alım gücü AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından bu yana her geçen gün değer kaybetti.

2002 yılında göreve yeni başlayan bir öğretmen, maaşıyla 18 çeyrek altın alabilirken 2021 yılında ücretinin karşılığı yedi çeyrek altına geriledi.
OECD verilerine göre Türkiye, öğretmen maaşları açısından 33 ülke arasında 28’inci sırada yer alıyor. Almanya’da 2019 yılında 77 bin 683 dolar olan brüt öğretmen maaşı, Türkiye’de yalnızca 31 bin 359 dolar oldu. Türkiye’deki eğitim emekçilerinin büyük bölümünün aldığı maaş, yoksulluk sınırının altında kalıyor.

ÖZEL SEKTÖRDE DURUM VAHİM

Özel sektörde çalışan öğretmenlerin sorunlarına değinen Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası Yürütme Kurulu Üyesi Ozan Fındık da öğretmen maaşlarına dikkat çekti. Özel sektörde durumun daha da kötü olduğuna işaret eden Fındık, zaten düşük olan öğretmen maaşının özel sektörde asgari ücret ve hatta altına kadar indiğini vurguladı.

Bunun yanı sıra özel sektörde öğretmenlerin farklı kadrolarda çalıştırılarak sigortalarının az hatta hiç ödenmediğini aktaran Fındık, “Ülkede bakanlığın resmî açıklamalarına göre özel sektörde çalışan yaklaşık 170 bin öğretmen var ancak bizim tahminimiz 250 bin civarı. Çünkü birçok kurumda öğretmenler öğretmen kadrosuyla değil başka kadrolarda çalıştırılıyor. Bazılarında sigortasız çalışıyorlar. Birkaç kurumda çalışıyor bir tane sigortası yatıyor. En büyük hak gaspı da burada başlıyor” diye konuştu.

Öte yandan maaşların düzenli yatmadığını söyleyen Fındık, “Maaşlar kamu okullarındaki öğretmenlerden çok aşağıda. Bir de düzenli maaş adeta hayal. Hiçbir yaptırım ve denetim yok. Kâğıt üstünde bir denetim var ama bu da karşılıklı dövüş şeklinde. Neredeyse 60-65 saat derse giren öğretmenler var. Ek ders ücreti ise mevzubahis değil.

2017’de OHAL KHK’si ile ihraç edilen öğretmen Sevda Doğan, “Hâlâ neden ihraç edildik, ne suç işledik bilmiyoruz. Bir anda ihraç edildiğimiz gibi sonrasında da bir anda bazılarımız komisyon kararıyla işlerine iade edildi. Yani ihraç bir kararname ile oldu iade de yine bir komisyon kararıyla. Benim de tam 4 buçuk yıllık ihraç sürecim oldu. Geçen temmuzda ise komisyon kararıyla iade edildim” ifadelerini kullandı.

Doğan, ihraç edildiği dönemi şu şekilde anlattı: “Meslek hayatım boyunca laik, bilimsel ve parasız eğitimi savundum bunun için mücadele ettim ve ediyorum. Bir anda terörist diyerek görevden atılmama, atılmamız tabii ki normal karşılanacak bir durum değildi, incitici ve yaralayıcı bir süreçti. Bu süreçte özel okullarda çalışmamız yasaktı, pasaportlarımız iptal edildi, yani yurtiçinde iş bulma imkânımız engellenirken yurtdışına çıkma imkânı da elimizden alındı.”

ATANMAYAN ÖĞRETMENLER BAŞKA SEKTÖRLERDE

Ataması yapılmayan öğretmen Kenan Kurt ise kendisi gibi yüzlerce öğretmenin başka işlerde çalıştığını ve yoksullukla mücadele ettiğini kaydetti. Hükümetin öğretmen politikası olmadığının altını çizen Kurt, “Bakanlık, eğitimi vakıflara devretmiş durumda. Vakıflar eliyle eğitimi dizayn etmeye çalışıyor. Ataması yapılmayan pek çok arkadaşım başka işlerde çalışıyor. Ben de dâhil. Yetersiz atamalar nitelikli eğitimin önündeki en büyük engellerden” diye konuştu.