K. Kıbrıs’ta AYM’nin Kuran kurslarının faaliyetlerini durdurma kararı Ankara’yı öfkelendirdi. Erdoğan, Lefkoşa’yı aleni tehdit ederken Kıbrıs solu ise tepkili: "Kararı tartışmak kimsenin haddine değil."

Kuzey Kıbrıs sizin iliniz değil

Dilan ESEN

Kuzey Kıbrıs Anayasa Mahkemesi’nin (AYM)Din İşleri Komisyonu’nun Kuran kursu düzenlemek ve hafızlık belgesi vermek gibi yetkilerini Anayasa’ya aykırı bulması üzerine AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, Lefkoşa’yı aleni bir şekilde tehdit etti. Karara tepki gösteren Erdoğan, “Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın yapmış olduğu açıklamayı kabul etmemiz mümkün değil. Laiklik anlayışı onların anladığı gibi değildir ve Kuzey Kıbrıs bir Fransa değildir” dedi. Erdoğan, Anayasa Mahkemesi Başkanı Narin Ferdi Şefik’in “bu yanlışından süratle dönmesi gerektiğini” kaydetti. AKP’li Cumhurbaşkanı, “Dönmediği takdirde atacağımız adımlar da bundan sonraki süreçte farklı olacaktır, bunu da bilmeleri gerekir” ifadeleriyle tehditler savurdu.

Ülkede hafızlık eğitimi kurslarının yasaklanması gibi bir durumun söz konusu olamayacağını belirten Kuzey Kıbrıs Başbakanı Ersan Saner ise “Şimdi yapılacak olan Anayasa Mahkemesi’nin gerekçeli kararının ortaya çıkmasının ardından mahkemece eksik görülenleri gidermek ve hafızlık kurslarının devamını sağlamaktır” dedi.

KIBRIS’I DA KARIŞTIDILAR

Erdoğan’ın talimatıyla Kuzey Kıbrıs’ta bulunan Mevlüt Çavuşoğlu, önce Kuzey Kıbrıs Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, ardından da Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile ‘Kuran kursları’nı görüştü. Görüşmenin ardından açıklama yapan Çavuşoğlu, Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile düzenlediği ortak basın toplantısında, “Türk tarafı federal çözüm için gereken çabayı gösterdi” dedi.

Erdoğan ve iktidar kanadından gelen açıklamalara Kıbrıs solunun tepkisi ise büyük. Ülke solunun temsilcileri BirGün’e değerlendirmelerde bulundu. Kıbrıs soluna göre, Ankara’nın bu çıkışı, Lefkoşa yönetiminin Türkiye’ye bağımlı olduğunun kanıtı niteliğinde.

Bağımsızlık Yolu Genel Sekreteri Münür Rahvancıoğlu, Ankara’nın laiklik ilkesini yok saymaya çalıştığına dikkat çekti. Rahvancıoğlu, “Laiklikle ilgili herhangi birinden ders almaya ihtiyacımız yok” dedi ve ekledi: “Aynı zamanda mahkemelerimiz de bağımsız, yasalara ve hukuka göre karar alabilen, bu anlamda da halkın en yüksek derece güvendiği kurumlardır. Herhangi bir devletin yetkilisinin bize nasıl bir karar almamız gerektiğini söylemesine ihtiyacımız yok.”
Erdoğan’ın sözleri, Kuzey Kıbrıs’ın bağımsız olmadığının bir kanıtı olduğunu aktaran Rahvancıoğlu, şöyle konuştu: “Erdoğan’ın açıklaması aslında hiç de bağımsız bir devletin var olduğunu gösteren bir yaklaşım değil. ‘KKTC’yi herkes tanısın’ diyorsunuz ama daha siz tanımıyorsunuz.”

KİMSENİN HADDİ DEĞİL

Rahvancıoğlu, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Bizim mahkemelerimizin kararlarıyla ilgili konuşması Erdoğan’ın haddi değil. Üstelik anlamadığı bir mahkeme kararını tartışmak hiç haddine değil. Kararın ne olduğunu bilmeden halkımızı olmayan bir sorun etrafında kamplaştırmaya çalışıyorlar. Bu ülkede olmayan sorunları gerginlik ve kutuplaştırmayla yaratmaya çalışan bir anlayış söz konusu. Aynı zamanda bir de mağduriyet yaratılmaya çalışılıyor.” Yeni Kıbrıs Partisi Genel Sekreteri Murat Kanatlı ise Kuzey Kıbrıs’ın Türkiye’nin bir kenti haline getirilmek istendiği görüşünde. AKP’li Cumhurbaşkanı’nın söz konusu sözlerinin Kuzey Kıbrıs’ın bağımsız yargı sistemine müdahale amacı taşıdığının altını çizen Kanatlı, şunları dile getirdi: “Türkiye, Kıbrıslı Türklerin egemenliğini, haklarını tanımıyor ama yurtdışına ‘Kıbrıslı Türklerin egemenliğini tanıyın’ diyor. Kıbrıslı Türklerin iradesine saygı göstermesi gereken kişi Erdoğan’ın ta kendisidir.”

EGEMENLİK VURGUSU

İsviçre’nin Cenevre kentinde 27-29 Nisan’da BM öncülüğünde Kıbrıs konferans düzenleneceğini hatırlatan Kanatlı, “Cenevre’ye gidiliyor ve gene Erdoğan açıklama yapıyor: ‘Biz Kıbrıslı Rumlardan egemen, eşit, iki devletli çözümü kabul etmelerini istiyoruz.’ Egemenlik Rumlardan isteniyor da Türkiye’den istenemiyor mu? Biz egemen değil miyiz, senin talimatınla mı iş yapacağız?” şeklinde konuştu.

BU TAVRI REDDEDİYORUZ

Toplumcu Demokrasi Partisi Genel Başkanı Cemal Özyiğit de Ankara’nın tavrının kabul edilemez olduğuna vurgu yaptı. Özyiğit şöyle dedi: “Bir yandan Erdoğan, ‘KKTC bağımsız bir devlettir’ diyecek. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu bununla ilgili görüşmeler yapacak. 27-29 Nisan’da Cenevre’de görüşmeler olacak. ‘Bağımsız KKTC’yi savunmak için gideceğiz’ diyeceksiniz. Öte yandan da bağımsız dediğiniz bir devletin Anayasa Mahkemesi’nin kararını tanımayacaksınız. Kıbrıslı Türklerin laiklik anlayışını sorgulayacaksınız. ‘Ya düzeltin ya da biz düzeltiriz’ diye tehditvari mesajlar yollayacaksınız. Bu kabul edilebilir değil. Laik, demokratik anlayışımızın sorgulanması ve Kıbrıs Türkü’ne baskılar yapılmasını asla kabul edemeyiz. Emir alan, emir veren, ‘Biz ne dersek o olur’ mantığıyla hareket eden yaklaşımların kesinlikle karşısında duracağız.”

KABUL EDİLEMEZ

Erdoğan’ın sözlerine tepki gösteren Cumhuriyetçi Türk Partisi, “Türkiye Cumhuriyeti’nin bir devlet görevlisinin son derece ağır ithamlarla KKTC yargısını hedef göstermesi, Kıbrıs Türk halkının kurumsal yapısına, demokrasisine ve hukuk düzenine açıkça müdahale anlamına gelmektedir” dedi. Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay da mahkemelerin bağımsızlığına herkesin saygı göstermesi gerektiğini belirtti.

YERİMİZİ TAYİN ETTİLER

Ankara’nın kazanmaması için her yolu denediği, bunun sonucunda son Cumhurbaşkanlığı seçimini kaybeden eski Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Erdoğan’ın “Kuzey Kıbrıs’ı Türkiye’nin bir vilayeti olarak gördüğünü” açıkça ifade ettiğine dikkat çekti. Akıncı, “Bu anlayış ‘Siz bir Fransa değilsiniz’ diyerek de kendince yerimizi tayin etmiş bulunmaktadır. Altı ay önce seçimlerimize tüm kurumları ile ve her türlü imkânlarını kullanarak açıkça müdahale etmelerinin ne anlama geldiğini artık hâlâ göremeyenler kalmışsa bugün nihayet anlamış olmalıdırlar” dedi.

AYM HANGİ KARARA İMZA ATTI?

Kuzey Kıbrıs Anayasa Mahkemesi, Hizmet Sendikası (Hizmet-Sen) tarafından açılan dava ile ilgili kararında, Din İşleri Dairesi’nin Kuran kursu düzenlemesinin Anayasa’nın 1. maddesinde belirtilen “laiklik” ilkesine aykırı olduğuna hükmetmişti. Mahkeme ayrıca söz konusu Kuran kurslarının işletilmesinin, Anayasa’nın 59. maddesinde yer alan, “Halkın öğrenim ve eğitim gereksinimlerini sağlama Devletin başta gelen ödevlerindendir. Devlet, bu ödevini, Atatürk İlkeleri ve Devrimleri doğrultusunda, ulusal kültür ve manevi değerlerle bezenmiş bir muhteva, çağın ve teknolojinin gelişmesine, kişinin ve toplumun istek ve gereksinimlerine yanıt verecek planlı bir şekilde yerine getirir” hükümlerine aykırı olduğunu bildirmişti. Bu kararla birlikte Kuzey Kıbrıs’ta Kuran kurslarının faaliyetleri durduruldu.