İzmir’de faaliyet gösteren Lezita fabrikasında Öz Gıda-İş Sendikası üyesi işçiler, TİS sürecinde anlaşma sağlanamaması sonrası greve çıktı. İşçiler, “Hiçbir işveren emekçinin rızkını veriyormuş gibi davranmasın. Bu kapitalist düzenin verdiği güce kimse aldanmasın” diye tepki gösterdi.

Lezita fabrikasında işçiler greve çıktı

BİRGÜN EGE

İzmir’in Kemalpaşa ilçesinde bulunan Lezita fabrikasında Öz Gıda-İş Sendikası üyesi işçiler, toplu iş sözleşmesinde anlaşma sağlanamaması sonrası dün gece saat 00.00 itibariyle greve çıktı. Yaklaşık 3 binin çalıştığı fabrikada sendika üyesi işçiler fabrika önünde basın açıklaması düzenledi. Açıklamayı Öz Gıda-İş Sendikası basın sözcüsü İsmail Uğur okudu.

Uğur, “Elbette bu süreçte Lezita yönetimi de boş durmadı. Anayasal bir hak olan sendikalı çalışma hakkını kullanmak isteyen, bu yönde iradesini ortaya koyan, Lezita’yı helal alın teriyle bugünlere taşıyan yüzlerce emekçi kardeşimizi baskı ve zorla istifa ettirdi ve işten attı. Hukuki yetkimize rağmen Lezita yönetimi masaya oturma çağrımızı her seferinde reddetti. Bizim için grevden başka çıkar bir yol bırakmadı. Emekleriyle Lezita’yı Türkiye’nin ilk büyük 100 şirketi arasına sokan binlerce işçi kardeşimizin iradesini yok sayarak, onlara adeta köle muamelesi yaparak, daha da trajik olanı ise; ta Hindistan’dan ithal işçi getirip bölge halkına ihanet etti. Bugün burada canla başla ortaya koyduğumuz direniş; işveren tarafından onurlarıyla oynanan emekçilerimizin ve bölge halkının onur mücadelesidir” diye konuştu.

“GÜCE KİMSE ALDANMASIN”

Uğur, “Parası olanın kendini efendi; emeği ile hizmet edenin ise kendini köle gibi hissettiği bu çarpık düzen değişmek zorundadır” dedi ve ekledi: “Çocuklarına üç kuruş ekmek parası kazanmak için gecesini gündüzüne katarak üreten, ülkeyi ve ekonomiyi kalkındıran emekçiler dayanışma içinde hareket etmedikçe bu köle sistemi değişmeyecektir. Hiçbir işveren emekçinin rızkını veriyormuş gibi davranmasın. Bu kapitalist düzenin verdiği güce kimse aldanmasın.” 

Uğur, şunları dile getirdi: “Aylardır burada Anayasal hakkımızı engellemeye dönük bir zorbalık yaşıyoruz. Tüm hukuki davaları kazanmamıza rağmen hukukun gereğini yerine getirmeyen, işçileri baskı ve mobbing ile yıldırmaya çalışan bir iradeye karşı mücadele veriyoruz. Lezita yönetimi işçinin iradesini kırmak için her türlü yasa ve etik dışı yola başvuruyor. İşveren tüm bu hukuksuzluğu pervasızca ortaya koyarken, emekçilerin en temel anayasal hakkını kim savunacak? Bu ülkenin üreten gücü olan işçiler kime güvenecek, hakkını nasıl koruyacak? Emekçiye sahip çıkmak sadece seçim zamanlarında oy istemekle olmaz. Emeği sömürülen, iradesi hiçe sayılan, sendikal çalışma hakkı engellenen işçinin yanında durun lütfen. İşçiyi kayırın demiyoruz, zorbalıkla engellenen anayasal haklarını kullanmalarını sağlayın diyoruz. Bu hukuk tanımazlığa karşı hukukun gereğini yapın diyoruz.”