Libya ve mülteci krizi

VIJAY PRASHAD / @vijayprashad

Türkiye

Geçen sene, Avrupa’ya girmeye çalışan 900 bin göçmen ve mültecinin neredeyse yüzde 90’ı, Yunanistan yolunu kullandı. Avrupa Birliği (AB) bu yıl 18 Mart’ta Türkiye’yle anlaştı ve Doğu Avrupa hükümetlerinin sert tepkisi bu rotayı göçmenler ve mülteciler için çok daha az mümkün kıldı. Hâlâ, çok büyük bir risk alarak, bu rotayı deniyorlar. Uluslararası Af Örgütü’nün 3 Haziran’da yaptığı açıklama, Türkiye’nin mülteci politikasının oldukça gergin olduğunu gösteriyor. Resmi sayılar, 3 milyon Suriyeli mülteci ve 500 bin Asyalı ve Afrikalı sığınmacının varlığına işaret ediyor. Bu sayılar Türk yetkililerin görüş alanının ötesinde. Af Örgütü’nün raporu, göçmenlerin çoğunun standartların altında barınma ve çok az para kazanma imkânına sahip olduğunu gösteriyor. Bu yüzden çocuk işçiliği artıyor. Bir sığınmacı Af Örgütü’ne, “Belki öleceğiz, belki gideceğimiz yere varamayacağız fakat bunların önemi yok, çünkü Türkiye’de daha fazla kalamayız” diyor.

Peki başka nereye gidebilirler? Türkiye dışındaki rotalar zor. Suriye’ye yeniden girmek, akıl alır iş değil. Yunanistan kapılarını kapattı. Avrupa’nın ve ABD’nin aldığı mütevazi sayılar krizi azaltmıyor. Dalai Lama bile Almanya’nın çok fazla mülteci aldığını söyledi. Açıklaması en az gerçeğin kendisi kadar rezilceydi. Bu çaresiz insanların ne yapması bekleniyor?

Libya

Bu sırada Libya’da, çok sayıda göçmen ve mülteci, Avrupa karasına çıkabilecekleri İtalyan adası Lampedusa’ya doğru tehlikeli denize atılmak için bir araya geldiler. Türkiye’den yola koyulanlar, yönlerini tekrar Libya’ya çeviremiyorlar. Köşeye sıkıştılar. Diğer göçmenler - çoğu Somali Yarımadası ve Batı Afrika’dan - Libya’nın bölünmüş yapısını kendilerine bir sıçrama tahtasına çevirmiş insan kaçakçılarının ellerinde. AB’nin mültecileri sular üzerinde engelleme çabaları zayıf kaldı. Mültecileri durduran ise tehlikeli deniz. Bu tehlikeli geçişe kalkışan 2 bin 500’den fazla mülteci hayatını kaybetti. Geçen sene bu vakitlerde, bin 855 göçmen ölürken bu sayı, bir önceki sene 57’ydi. Artan sayı endişe verici. Fakat endişelenmiyorlar. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği Sözcüsü William Spindler, “2016’nın bilhassa ölümlü oluyor” dedi.

Bu mültecilerden çoğu ekonomik göçmen kategorisine konuluyor, çünkü eşitsizlik ve yolsuzluk yaratan onlarca yıllık IMF teşvikli yapısal uyum planlarından kaçıyorlar. IMF yakın zamanda planlarının “endişe verici sonuçlar yarattığını” belirtti. Şimdi o IMF planlarından arta kalanlar, Avrupa’ya süratli bir geçiş için dua ediyor. IMF için yaptıkları nedeniye üzgün olduğunu söylemek kolay, fakat politikalarını düzeltmek zor. Avrupalılar’ın IMF’nin kilit oyuncuları olması dolayısıyla, bu politikalarla mülteci sorunu arasında bağlantı olduğuna dair bazı düşüncelerin olması beklenebilir - ama hayır. Böyle bir düşünce yok. Avrupa, Gambiya, Nijerya, Senegal’le ve bu ülkelerin paslı balıkçı tekneleri ve plastik botlarına binen uluslarıyla bağlantısını kesmeyi tercih ediyor.

Yardım

Suriye’de durum çok zor. Muhaliflerin elindeki bölgeler de hükümet kontrolündeki bölgeler de büyük bir yoksulluk içinde. Kaçmaktan başka yol bulamayan insanlar nereye gidebilirler? Ürdün ve Lübnan mülteciye doymuş durumda. Bu alanlara insani yardımın girmesi ve beş yıllık çatışmanın durması için baskı yapmak zaruri. Suriyeli mülteci krizinin kökeni Suriye’deki savaş. Bu savaş durmalı.

Libya’daki birlik hükümetinin ülkeyi bir arada tutmak için kazanımlarının olduğuna dair göstergeler memnuniyet verici. Fakat bu mülteci krizi açısından ne anlama geliyor? Libya şimdi, mültecilere karşı Avrupa’nın ileri uç devleti haline gelir mi? Avrupa kendisinin Afrika krizine sebep olan kaynaklarla yüzleşmesine müsade eder mi? Birleşik bir Libya, ancak mültecilere kapıları kapatır. Mültecilerin varlığına sebep olan krizle mücadele edemez.

Diğer ülkeler mültecilerin haklarını savunmak için bir adım öne çıkmak zorundalar. BM’nin Mülteci Sözleşmesi yeniden değerlendirilmeli. Bu, mültecilerin özgür olmayan dünyadan (Sovyet Bloku) özgür olan dünyaya (Batı’ya) geçişine izin veren bir Soğuk Savaş belgesi. Yeni bir mülteci sözleşmesine ihtiyaç var. Güncel krizin temelini ele alan; ekonomik mültecilere, iklim mültecilerine, rejim değişikliği mültecilerine ve diğerlerine hakettikleri hakları veren bir sözleşme.

Çeviri: Ömür Şahin Keyif