Doğu Akdeniz’deki kriz Ege Denizi’ne taşındı, NATO üyesi komşu iki ülke arasındaki gerilimde tansiyon düşmüyor. Miçotakis de Erdoğan da krizden beslenirken ülke içindeki sorunları perdeleme peşindeler.

Liderler Ege’deki krizden besleniyor
Miçotakis, geçen aylarda Türkiye’ye gelmişti. (AA)

Umut SERDAROĞLU

Atina ile Ankara arasında bir süredir devam eden adalar krizinde tansiyon düşmüyor. NATO üyesi Yunanistan ve Türkiye arasında geçen yıl Doğu Akdeniz’de yaşanan gerilim bu yıl Ege Denizi’ne taşınırken karşılıklı açıklama, restleşme ve suçlamaların ardı arkası kesilmiyor. Adaların silahlandırılması ve uluslararası hukuka uyulmaması suçlamaları üzerinden mayıs ayından bu yana süren gerilimde her iki yakadan gelen açıklamalarda sertlik dozajı giderek artıyor.

ŞAKASI YOK BU İŞİN

Seferihisar’daki Efes Tatbikatı’nda Yunanistan Başbakanı Krigos Miçotakis’e seslenen AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, “şaka yapmıyorum” derken dün de Savunma Bakanı Hulusi Akar topa girdi. Atina’nın saldırgan eylemler içerisinde olduğunu iddia eden Akar, “Yunanistan’ın haksız, hukuksuz, saldırgan eylemlerinin her birine gerekli karşılığı verdik, vermeye de devam edeceğiz. Hukuk anlaşmaları ne diyorsa onların yerine getirilmesini istiyoruz” dedi.

Tatbikatta “Yunanistan’ı gayri askeri statüdeki adaları silahlandırmaktan vazgeçmeye, uluslararası anlaşmalara uygun davranmaya davet ediyoruz” diyen Erdoğan, Yunanistan’a yönelik açıklamalarını dün de sürdürdü. Erdoğan, sosyal medya hesabından da Türkçe ve Yunanca paylaşımda bulunarak "Yunanistan’ı, tıpkı bir asır önce olduğu gibi pişmanlıkla sonuçlanacak hayallerden, söylemlerden ve eylemlerden uzak durması, aklını başına alması konusunda tekrar ikaz ediyoruz” ifadelerini kullandı.

HARİTALI CEVAP

Erdoğan’ın ‘adaların silahlandırıldığına’ dair Yunanistan’ı suçlamasının ardından Yunanistan’dan 16 haritalı cevap verildi. Silahlanma yarışını reddetmeyen Atina, bunun kendini savunma hakkı olduğunu ileri sürdü. Yunan Dışişleri Bakanlığı, ‘uluslararası anlaşmalar ile oluşan durumu’ gösterdiğini öne süren haritalarla ise Türkiye’nin “Mavi Vatan”, “Libya anlaşması” ve “TPAO’nun ruhsat verdiği bölgeler”in de bulunduğu bir dizi görsel yayımlayarak kendisini savundu. Atina’ya göre Ankara’nın son dönemdeki hamleleri, Ege’de statükoyu altüst etmeye yönelik, Uluslararası Hukuku ve Uluslararası Deniz Hukuku ihlal eden, bölgede barışı ve istikrarı yaralayan girişimler.

(AA)

KÖPRÜLER ATILDI

Yunanistan Başbakanı Kriyakos Miçotakis’in geçen haftalarda ABD kongresinde yaptığı konuşmada Türkiye’ye F-16 satışının yapılmamasını istemesi ateşi iyice alevlendirdi. Miçotakis, kongre üyelerinden satış konusunda Doğu Akdeniz’deki gelişmeleri dikkate almalarını isterken

"Sadece ortak stratejik öncelikleri değil, aynı zamanda ortak değerleri de paylaştığınız müttefiklerle çalışmanız önemlidir" ifadelerini kullanmıştı. Erdoğan ise 16 kez ayakta alkışlanan Miçotakis için “Artık benim için Miçotakis diye birisi yok. Kendisiyle görüşme yapmayı asla da kabul etmiyorum” ifadelerini kullanırken, Atina’dan “Erdoğan tüm köprüleri yakıyor” tepkisi gelmişti.

Adaların silahlandırıldığına dair Yunanistan’ı suçlayan Erdoğan’ın Yunanca yazdığı sosyal medya paylaşımlarına ana muhalefet lideri ve eski Başbakan Aleksis Çipras’tan Türkçe yanıt geldi. Paylaşımında aşırı milliyetçilik vurgusunda bulunan Çipras, “Yunanistan egemenliğini her türlü tehdide karşı koruyacaktır. O halde kışkırtmalara son verelim ve uluslararası hukuk temelinde diyaloğa geri dönelim. Hepimizin karşı karşıya olduğu ekonomik krize cevap aşırı milliyetçilik değildir” şeklinde konuştu.

ABD SIKIŞTIRIYOR

Gerilimi değerlendiren Emekli Büyükelçi Uluç Özülker, “Bu mesele Yunanistan’ın tek başına altından kalkabileceği ya da yürütebileceği bir mesele değil. Borç içindeler. Başka hesaplar yapıyorlar” dedi. Krizde NATO etkisinin de olduğunu ileri süren Özülker, “ABD, kendisi ve NATO ile çakışan Türkiye’yi zora sokmaya çalışıyor. Miçotakis’in Türkiye ziyaretinde masada dost geçinmeliyiz diye konuşuldu. Barışçıl bir mutabakat sağlandı. Buna rağmen ABD kongresinde bu tür açıklamalarda bulundu. Bu yüzden yaşanan gerilimdeki tek sorumlu Yunanistan olamaz” diye konuştu.

Uluç Özülker, Emekli BüyükelçiUluç Özülker, Emekli Büyükelçi

KRİZİN ARKA PLANINDAKİ NEDENLER

Türkiye-Yunanistan ilişkileri bir kez daha gerilirken sorunun arka planında birçok etken var. İki ülkenin kendi içinde yaşadığı sorunlar nedeniyle Ege’de krizi büyüterek suni bir gündem yaratma çabasında olduğu belirtilirken öte yandan da uluslararası denklemde yaşanan değişimden faydalanma yarışı var.

1-) Ankara yerine Atina tercihi
Ankara ile gelgitli bir ilişki yaşayan Biden yönetiminin Rusya’yı çevreleme hamlesi kapsamında Türkiye yerine Yunanistan’ı tercih etmesi Ankara’da rahatsızlık nedeni. Washington’ın Girit’ten başlayarak Trakya’da sınıra yakın Alexsanrapolis’de üsler kurmasına karşı Ankara tepkisini dile getirirken rol kapma kavgası sürüyor.

2-) Gündem değiştirme çabası
Sorunlarla boğuşan her iki ülke lideri için de Ege’de çıkarılan kriz oldukça kullanışlı bir argüman. Ekonomik ve toplumsal sorunların üstünü perdelemek için gündemi değiştirmeye çalışan Erdoğan ve Miçotakis, krizden nemalanıyor. İki NATO üyesi arasında sıcak bir çatışmanın yaşanmayacağına olan inançla gerilim tırmandırıldıkça tırmandırılıyor.