Bakan Nureddin Nebati, yastık altındaki altınlarla yabancıyı ikna etmeye çalıştı. Ekonomi Yazarı Uğur Civelek’e göre yapılan geziler aslında içerde yaşanan oy kaybını önlemeye yönelik bir adım.

Londra hattında cephane arayışı

EKONOMİ SERVİSİ

İngiltere'nin başkenti Londra'da iki gün boyunca bankacı ve yatırımcılarla bir araya gelen Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, temasları sonrası yaptığı açıklamada gelecek dönemde finansal piyasalara ilişkin önemli bir paketin açıklanacağını duyurdu. Nebati’nin yatırımcılarla yaptığı görüşmenin ikna edici olup olmadığı ise önümüzdeki günlerde açığa çıkacak.

Yatırımcılara yastık altındaki altını sisteme sokmak istediklerini belirten Nebati, yastık altında 5 bin ton civarında altın olduğunun tahmin edildiğini söyledi.
Reuters haber ajansının Nebati ile Londra'daki toplantıya katılan iki yatırımcıdan edindiği bilgiye göre, söz konusu paket hafta sonu açıklanacak. Yatırımcılardan biri hükümetin planına ilişkin "Altınları bankacılık sistemine aktarmak istiyorlar" şeklinde konuştu.


Reuters'ın haberinde, açıklanacak yeni programın nedeninin döviz mevduatlarının TL'ye çevrilmesini amaçlayan Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat Hesabı uygulamasının beklentilerin gerisinde kalması olduğu değerlendirmesi yapıldı.

Londra'da toplam 100'e yakın üst düzey yönetici ile görüşmeler gerçekleştirildiğini belirten Nebati, toplantılar sırasında "Türkiye Ekonomi Modeli" hakkında kapsamlı bilgilerin verildiğini, gelecek döneme ilişkin öngörüler üzerinde görüş alışverişinde bulunulduğunu söyledi.

DIŞ BORCA FİNANSMAN ARAYIŞI MI?

Bakan Nebati’nin yurtdışı gezileri vadesi gelen dış borca finansman arayışı olarak yorumlandı. Türkiye ekonomisi, büyük ölçüde sermaye girişlerine bağımlı bir ekonomi. Türkiye’nin 2021’in üçüncü çeyreği itibarıyla 453,5 milyar dolar dış borç stoku bulunuyor. Bu borç stokunun gayrisafi yurtiçi hasılaya oranı ise yüzde 57. Borçların kamu kesimi, özel sektör ve Merkez Bankası açısından dağılımı ise şöyle:

Kamu: 188,2 milyar dolar
TCMB: 25,8 milyar dolar
Özel sektör: 239,4 milyar dolar

YATIRIMCI İLE AYNI DİLİ KONUŞAMAZ

Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın verileri incelendiğinde borç yapısındaki bozulma dikkat çekici. Zira özel sektörün borcu yıllar içerisinde azalırken kamunun borç yükü giderek artıyor.

Bakan Nebati’nin ziyaretini yorumlayan Ekonomi yazarı Uğur Civelek, öncelikle Bakan’ın yurtdışındaki yatırımcılarla aynı dili konuşamayacağını belirtti. Bakan’ın yabancı yatırımcılarla aynı dili konuşamamasının nedenini ise şöyle açıkladı: “Cumhurbaşkanı’nın görüşüne biat etmiş birinin yurtdışındaki yatırımcılarla aynı dili konuşması mümkün değil. Şeklen kredi yüklemeye çalışıyorlar ancak nafile. Cumhurbaşkanına biat etmiş diri sorulan sorulara yanıt veremez. Bakan Albayrak Londra’ya gidince madara oldu. Nebati de aynı duruma düşer.”

Nebati’nin yabancı yatırımcılarla detaylarını paylaştığı yeni ekonomi modelinin ilgi görmeyeceğini belirten Civelek, “Uluslararası yatırımcıların gülüp görmezden geleceği bir süreçten geçiyoruz” diyerek asıl niyetin yabancı yatırımcıdan gelecek para olmadığına vurgu yaptı.

CEPHANE BULMA ŞANSLARI YOK

Ekonomi yönetiminin yatırımcılardan para beklemediğine değinen Civelek, “Yerleşikleri etkilemek istiyorlar. Yabancıları etkileyip Türkiye’ye para gelmesini sağlayamazlar, böyle bir beceri yok ve bunun farkındalar” değerlendirmesinde bulundu.

Kamunun taşıdığı kur riskinin 2012’ye kadar azaldığını ifade eden Civelek, “Anormal sermaye geliyordu, risk alan çoktu. Ama 2017’den sonra iş dünyası da risk almaktan uzaklaşır oldu. Kurdaki her hareket, kamuya ilişkin kırılganlık algısını kötüleştirir. Kamunun arka arkaya seri tahvil ihracatları yapacağına inanmıyorum. Marta kadar ellerindeki imkânlarla kuru sabit tutmaya çalışıyorlar. Sonrasını bilmiyoruz. Cephane arıyorlar ama bulma şansları pek mümkün değil” dedi.

Aslında içeriye yönelik bir hamle yapıldığına dikkat çeken Civelek, “Yabancılara ‘halkın yastık altında altını dövizi var, onu çekeceğiz bize güvenin’ diyorlar. ‘Halka, yabancılara satacağız bize güvenin” diyorlar ama kimsenin ekonomi yönetimine güveni yok. Ekonomik söylemin bir değeri yok. İçerde oy kaybını önlemeye yönelik bir adım. İçerdeki yerleşikleri etkilemek için bu geziler yapılıyor” şeklinde konuştu.

***

Kamunun döviz açığı artıyor

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) rezervindeki dövizleri satması ve Hazine'nin döviz cinsi borçlanmaya ağırlık vermesi, kamunun döviz açığını, dolayısıyla da döviz riskini hızla artırıyor. QNB Finansbank, yayımladığı sabah notunda kamunun artan döviz riskine ilişkin çarpıcı veriler paylaştı.
Buna göre, 2019 başlarına kadar 50 milyar dolar civarında seyreden kamunun net döviz riski, 2019 sonunda 70,7 milyar dolara, 2020 sonunda ise 163,7 milyar dolara yükselmişti. Kasım 2021'de 153 milyar dolara kadar gerileyen döviz riski, son 2 ayda 34,4 milyar dolar artışla 187,4 milyar dolara yükseldi.

Notta, kamunun döviz açığı hesaplanırken kur korumalı mevduat, Hazine net döviz pozisyonu, kamu bankaları net döviz pozisyonu ve TCMB’nin swap ve forward dahil pozisyonuna bakıldı. QNB Finansbank'ın notuna göre, kamunun en önemli döviz riski, Hazine'nin döviz cinsi borçlanmasında kaynaklanıyor.
Aylık olarak açıklanan merkezi yönetim borç stokundaki döviz cinsi borçlanma 2021 sonu itibarıyla 136,1 milyar dolar seviyesinde. Bunun 107 milyar dolarını dış borçlar, kalan 29,1 milyar dolarını döviz cinsi iç borçlar oluşturuyor.

Döviz cinsi borcun toplam borç içerisindeki payı 2021 sonunda yüzde 66 seviyesine ulaşmış. Bu oran, 2003 yılından başlayan veri seti içerisindeki en yüksek oran.

Özellikle 2018 yılından itibaren bu oranda belirgin artış olduğu görülüyor. Bu artışta, döviz kurlarındaki artış ile döviz cinsi borcun TL karşılığının artması da etkili oldu.

Hazine'nin bu döviz yükümlülüğüne karşın, TCMB ve kamu bankalarında döviz mevduatı bulunuyor. 2021 sonu itibarıyla, Hazine'nin TCMB'deki döviz mevduatı 11,3 milyar dolar, kamu bankalarındaki resmi kurumlar döviz mevduatı da 5 milyar dolar seviyesinde.

Aralık ayında başlayan kur korumalı mevduat (KKM) da kamu açısından döviz pozisyon riski doğuruyor. Basında yer alan açıklamalardan, KKM tutarı aralık sonunda 78 milyar TL (5,9 milyar dolar), ocak sonunda da 258 milyar TL (19,3 milyar dolar) oldu.

TCMB ve Hazine üzerine dağılmış olan KKM'den kaynaklı döviz riski de eklendiğinde ocak sonunda kamunun toplam döviz açığı 187,4 milyar dolara ulaştı.
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, 8 Şubat itibarıyla KKM'de biriken paranın 312 milyar TL'ye ulaştığını, dövizden TL'ye geçişlerin yaklaşık 10 milyar dolar olduğunu açıklamıştı.