İstanbul’un balkonu Gülsuyu’nun derdi uyuşturucu çeteleri. Bölge halkı, “Yapısını parçalamak istiyorlar. Çeteler, mahalleleri yozlaştırmak, kirletmek, özünden uzaklaştırmak için bilinçli şekilde desteklendi” diyor.

Mahalleye çeteyi bilinçli soktular
Fotoğraflar: BirGün

Sibel BAHÇETEPE

Adalar manzarası ile birçok rant çevresinin iştahını kabartan İstanbul Maltepe’deki Gülsuyu ve Gülensu mahalleleri, son olarak eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş’in öldürülmesi ile bir kez daha gündeme geldi. Gülsuyu halkı, demokrat ve ilerici kimliği olan mahalle yapısının hem uyuşturucu çeteleri hem de kentsel dönüşüm adı altındaki projelerle bozulmak istendiğini vurguluyor. Konuştuğumuz mahalleliler “Burayı uyuşturucuyla özdeşleştirmek istiyorlar. Demografik yapısının parçalamak, buranın emekçi halkının bir arada olmasını parçalamak istiyorlar. Politik dertleri var. Ama bilsinler ki buradayız, bir yere gitmiyoruz” diyor.

E5’in hemen üzerinde bulunması, muhteşem manzarası ve şehrin merkezine yakınlığıyla birçok çevrenin iştahını kabartan bu semt sorunlar yumağı.

Alevi yurttaşların yoğun olarak yaşadığı Gülsuyu ve Gülensu mahalle sakinleri bu şekilde gündeme gelmekten rahatsız. Benzer şekilde politik duruşlarıyla bilinen ve muhalif kimlikleri ile dikkat çeken Gazi, Küçükarmutlu, Okmeydanı gibi mahallelerin de aynı şekilde dışarıdan bir güçle karıştırılmak istendiğini söyleyen yurttaşlar “Bir günde 10 uyuşturucu operasyonu yapılsa 9’unun hangi yerde olduğu söylenmez. Bir kişi Gülsuyu’nda çıksa hemen Gülsuyu’nda uyuşturucu çeteleri diye haber yapılır. Amaç buraya zarar vermek. Gülsuyu’ndaki uyuşturucu meselesi Türkiye’nin ya da İstanbul’un diğer yerlerinden çok farklı değil” diye özetliyor. Eski Ülkü Ocakları başkanı Sinan Ateş’in Ankara’da öldürülmesi olayında cinayetin azmettiricisi olduğu iddia edilen ve tutuklanan ‘Dodo’ lakaplı Doğukan Çep ile bir kez daha gündeme gelen Gülsuyu’nda neler olduğunu ve neler yaşandığını görmek için mahalleye gidiyoruz. Çep, 2013 yılında Güysuyu’nda uyuşturucuya karşı yapılan bir yürüyüşte vurularak öldürülen hem Hasan Ferit cinayetinden hem de sayısız suçtan ceza almasına karşın firardaydı.

BİLİNÇLİ ADIMLAR

Gülsuyu- Gülensu Dayanışma ve Yaşam Merkezi (GÜLDAM) Başkanı Yücel Demir, Gülsuyu’nun uyuşturucu meselesinin kentsel dönüşüm ile birlikte 2000’li yıllardan sonra hız kazandığını, uyuşturucunun dışarıdan mahalleye sokulduğunu söylüyor. Demir "55 yaşındayım ve 6 aylıkken bu mahalleye gelmişiz. O günden beri burada yaşıyorum. Gülsuyu’nda hatırladığım ilk uyuşturucuyla ilgili olay 1980’li yıllarda Fatma Hanım durağında birinin öldürülmesiydi. İlk orada uyuşturucunun adını duyduk. Gülsuyu’nun uyuşturucunun birlikte anılması 2000’li yıllara kadar mümkün değildi" diyor. Uyuşturucunun ülkenin her yerinde giderek artan bir sorun olduğunu anlatan Demir "Uyuşturucu belası memleketin her tarafını sarmış durumda. Ama bu tür mahallelerde muhalif mahallelerde ailelerin çocuklarının buna bulaşmış olması olsa olsa dışarıdan bir şeyle olur. Yani devletin bu tür muhalif mahalleleri yozlaştırmak, kirletmek, özünden uzaklaştırmak, muhalif kimliğinden sıyırmak için bilinçli bir adım olduğu muhakkak" diye durumu özetliyor.

Demir, şöyle devam ediyor: "2000-2002 yıllarında mahallede çete faaliyetleri vardı. Burada esnaflara, dükkanlara saldırı olmuştu. 19-20 kişi Emniyet Müdürlüğü’ne giderek yetkililerle görüştük. Oradan bizi karakola yönlendirdiler. Çetelerden şikayetçi olduğumuzu, mahallede terör estirdiklerini, uyuşturucu sattıklarını anlattık. Bu süreçte ‘Bize haber verin’ dediler. Evimin karşısında bir uyuşturucu satıcısı vardı. Geldiklerinde aradım. Ekip göndereceklerini söylediler. ‘Ne zaman göndereceksiniz?’ dedim. ‘Acele etmeyin, ekip gelince göndereceğiz’ dediler. Adam on dakika içinde uyuşturucuyu bırakıyor, çıkıyor. Dedim ki ‘Sizin yakalama gibi bir derdiniz yok, olsa böyle olmaz.’ Körler sağırlar birbirini ağırlar misali."

Yavuz Akdeniz, Latife Akdeniz, Erdinç Yılmaz, Yücel Demir, Zehra Demir.Yavuz Akdeniz, Latife Akdeniz, Erdinç Yılmaz, Yücel Demir, Zehra Demir.

ORGANİZE İŞLER

Sinan Ateş cinayeti ile mahallenin gündeme gelmesine ilişkin Yücel Demir, şu iddialarda bulunuyor: “Bu işin içinde MHP’nin de parmağının olduğunu düşünüyoruz. Olayı organize eden kişiler buradan besleniyor. Her ne kadar bu işi devlet içindeki bazı yapılar organize ediyor olsa da kullanılan figüranlar buralardan çıkıyor. Bu mahallede torbacılık yapan, çete faaliyeti yürüten, insanların üzerine yaylım ateşi açan insanlar da aynı yapıda yetişen kişiler, yani organize işler... Emniyeti, devleti arkalarına alarak burada bu faaliyetleri rahatlıkla yürütüyorlar. Yakalanan tetikçilerden birisi 35 yıl ceza almış olmasına rağmen yıllardır burada yaşayıp en sonunda da Gürcistan taraflarına gidiyor. Oradan geri dönüyor falan. Ama 35 yıl ceza almış bir kişi aranırken sokak sokak dolaşabiliyor.”

"Bu mahalle bizim her şeyimiz. Yani burayı terk etmemiz söz konusu olamaz. Sonuna kadar direneceğiz" diyen Demir "Son yılların en büyük toplumsal hareketi olan Gezi eylemlerinde bu mahalleden binlerce insanın terliklerle yollara düşmesi, Boğaz Köprüsü’nün yürüyerek geçmesi, oradaki o toplumsal duyarlılığa destek veriyor olması düzeni korkutan şeylerden biridir. Mücadeleye devam edeceğiz. Bu mahallenin kirletilmesine ve yozlaştırılmasına izin vermeyeceğiz” diyor.

KORKMUYORUZ...

Mahalleli Yavuz Akdeniz ise çetelerin mahalle halkına yönelik baskılarına da tepki göstererek, şunları anlatıyor:

“Burada yaşayanların Gülsuyu’nda yaşamak ile ilgili korkuları yok. Bizim asgari ücretle yaşamak, emekli maaşıyla yaşamak gibi korkularımız var. Biz bu mahallede doğduk, büyüdük. Kartal Yunus’ta 30 senedir çikolata satar gibi, peynir satar gibi uyuşturucu satılıyor. Yine Cevizli benzer. Oralarla ilgili bir şey konuşulmuyor. Gülsüyu’nda bir kişinin uyuşturucu sattığı açığa çıkınca ‘Gülsuyu’nda uyuşturucular var, çeteler çıktı’ deniyor. Mahallemiz çetelerle politik kentsel dönüşümle de filen parçalanmak isteniyor. Cevizli, Yunus’ta gençler niye uyuşturucuya gitti? Bunlar da işçi emekçi çocukları. Çünkü bir tarafta ‘dindar, kindar yetiştireceğim’ diyen bir anlayış var. Diğer tarafta Kurtlar Vadisi’yle gençleri özendiren, gençlere ‘böyle yaşayın’ diyen bir iktidar var. Bu çocuk Polat Alemdar olup Mercedes’le gezmeyi, hayal ediyor. Onu öğrettiler ona. Bu kadar çabalamalarına rağmen Gülsuyu’nu hala Cevizli’ye, Yunus’a dönüştüremediler. Dönüştüremezler de. Adı uyuşturucu ile anılan insanların çoğu bu mahallede yaşamıyor, dışarıdan gelen insanlar…

Gülsuyu’nun korktukları o politik değerlerini yok etmek, bir taraftan kentsel dönüşüm saldırısıyla Gülsuyu halkını ekonomik olarak burada yaşayamaz hale getirmeye çalışıyor. Bir tek Gülsuyu için değil, bütün ülke için korkuyoruz. Gülsuyu bu kadar kirletmeye çalışılmasına rağmen korunan bir mahalle. Biz bu oyunu bozuyoruz."

Latife Akdeniz ise uyuşturucu çetelerinin gençlere kolay para kazanmanın yolunu dayattığını anlatarak “Gençler iş bulamıyor, asgari ücretle çalışma dayatılıyor. 8.500 lira ile çalışıp strese girmek yerine kolay para kazanmayı seçiyor. Alın teri emek vermeden kolay para kazanmanın yollarını aşıladılar maalesef” diyor.

Maltepe Cemevi Derneği önceki başkanı Erdinç Yılmaz ise mahallede gençlerin uyuşturucu bataklığına çekilmek istendiğini belirterek “Her aile endişeli. Sinan Ateş cinayetinde de buradaki çocuklar maşa gibi kullanılmış. Burayı bu mahalleyi koruyan insanların pek çoğu ‘sen solcusun, sen bilmem nesin’ diyerek tutuklandı. Burayı koruyan emek veren insanlar kalmadığı için kol geziyorlar” diyor. Mahalleli Zehra Demir ise uyuşturucu çetelerinin muhalif kişiler ve kadınlara da zarar verdiğini belirterek "Bundan dört beş yıl önce uyuşturucu çetecileri devrimci demokrat bir kadın arkadaşımıza evinde saldı, öldüresiye dövdü. Arkadaşımız günlerce hastane yattı, yoğun bakımda kaldı. Özellikle burada öncü olmuş, lider olmuş politik ailelere de dönük saldırılar oluyor” diyerek yaşananları anlatıyor.

***

İMAR SORUNLARI SÜRÜYOR

Mahalleli imar planlarıyla ilgili sorunlarının devam ettiğini söylüyor. Gülsuyu ve Gülensu mahallelerindeki imar sorunlarına ilişkin 2019 yılının ocak ayında imar planlarının onaylandığını ancak belediyenin bu süreci şeffaf işletmediğine dair itirazları da var. Tapu bedellerinin ortalama 250-300 bin lirayı bulması önemli sorun. Bu nedenle tapu alabilen insan sayısı çok düşük. Bunun yanında kullandığı ev belediyenin belirlediği donatı alanı içinde kalan insanlar sıkıntısı devam ediyor. Arsalar da çok küçülmüş durumda.