34’ü tutuklu 44 gazetecinin yargılandığı KCK Basın Davası'nın 4. duruşmasında tüm sanıklar açlık grevinde olmasına rağmen, mahkeme, açlık grevlerine dair konuşmalara 'konumuz değil' diyerek' izin vermedi. İki kez ara verilen duruşma; sanıksız, avukatsız ve izleyicisiz devam etti...

ELÇİN YILDIRAL SEVGİM DENİZALTI

Silivri’de bulunan İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen KCK Basın Davası’nın 4’üncü duruşması dün görüldü. 34'ü tutuklu 44 gazetecinin yargılandığı davanın dünkü duruşması da gergin başladı. Duruşmaya gerginlikler nedeniyle iki kez ara verildi.


Tutuklu ve tutuksuz yargılanan gazetecilerin kimlik tespiti ile başlayan duruşmada ilk gerginlik avukatlar bölümünde oturan Basın Konseyi Başkanı Orhan Birgit, Basın Konseyi Yüksek Kurul Üyesi Turgut Kazan ve avukat Aslı Kazan’ın Mahkeme Başkanı Ali Alçık’ın talimatıyla jandarma zoruyla izleyici bölümüne alınması ile yaşandı.


KİMLİK TESPİTİNE ANADİLDE CEVAP

Ardından kimlik tespitlerine geçildi. Gazeteciler kimlik tespitine kendi ana dillerinde Kürtçe, Zazaca ve Hemşince yanıtlar verdi. Gazeteciler adres bilgileri sorularını da anadilde (Kürtçe, Zazaca, Hemşince) yanıtladı. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı "anlayamadım" diyerek, gazetecileri yerine oturttu.


Kimlik tespitlerinin ardından tutuklu gazeteci Kenan Kırkaya, cezaevlerinde süren açlık grevleriyle ilgili konuşmak için söz aldı. Mahkeme Başkanı Ali Alçık, açlık grevlerinin davanın konusu olmadığını öne sürerek, söz vermeyeceğini belirtti. Kırkaya, bu davada yargılanan herkesin anadilde savunma, anadilde eğitim ve İmralı'daki tecrit için açlık grevine başladığı söyledi.


SÖZ VERİLMEMESİ GERGİNLİĞİ ARTIRDI

Arkadaşlarının ölüm sınırında olduğunu söyleyen Kırkaya'nın konuşmasına Mahkeme Başkanı müdahale etti. Bunun üzerine Kırkaya, "Siz bizi dinlemeyecek misiniz? İnsanlar ölüm sınırına geldi" diye tepki gösterdi.
Avukat Gülizar Tuncer de yerinden ayağa kalkarak, "Söz vermek zorundasınız böyle bir şey olamaz" diye, Mahkeme Başkanı'na tepki gösterdi. Mahkeme Başkanı, Kırkaya'nın zorla dışarı çıkarılmasını istedi. Bunun üzerine tüm gazeteciler alkışlarla mahkemeyi protesto ederek, salondan çıktı. Duruşmaya 15 dakika ara verildi.


İZLEYİCİLER SALONA ALINMADI

Aranın ardından mahkemeyi protesto eden izleyiciler ve sanık yakınları salona alınmadı. Tutuklu gazeteciler ise Kenan Kırkaya’nın duruşmadan çıkarılmasını protesto ettikleri için salona gelmedi. Mahkeme Başkanı Alçık, seyircisiz ve sanıksız olarak duruşmaya devam etmek istedi ve iddianamenin okunmasına geçildi. Sanık avukatları, bu duruma tepki gösterdi. Müvekkilleriyle görüşmek istediklerini söyleyen avukatlara, mahkeme başkanı “Cezaevi idaresinden izin alır, görüşürsünüz” yanıtını verdi.


Avukatların söz alma ve talepte bulunma isteğini de reddeden mahkeme başkanı, “İddianamenin okunmasına başlıyoruz. Duruşmayı takip edecekseniz edebilirsiniz. Kimseye söz hakkı vermiyorum” dedi. Avukatlar, mahkeme başkanına “Bu yapılan yargılama değil. Bütün müvekkillerimiz açlık grevinde, bunu yapmaya hakkınız yok. Yürütemiyorsanız çekilin” diyerek tepki göstermeyi sürdürdü.


SIKIYÖNETİM MAHKEMESİ BENZETMESİ

Mahkeme başkanı, bunun üzerine 15 dakika ara verdiğini açıkladı ve salonun boşaltılmasını istedi. Jandarmanın zorla salonu boşaltma talimatı aldıklarını söylemesine karşın, avukatlar ve basın emekçileri duruşma salonunu terk etmedi. Aranın bitmesinin ardından sanık avukatları adına Ercan Kanar tekrar söz istedi. Mahkeme başkanı Alçık, yalnızca bir avukata, 10 dakika söz hakkı tanıdığını söyledi. Kanar, şunları kaydetti: “Kendileri de açlık grevinde olan müvekkillerimizin 2-3 dakika söz alıp bunun altını çizmelerine bile tahammül edemiyorsunuz. Sürekli askerin baskısını üzerimizde hisseterek yargılama yapmak istiyorsunuz.  Sıkıyönetim mahkemelerinde bile çok az rastlanmıştır buna. Burası kışla değil, yargıçlar komutan değil. Avukatsız, sanıksız yargılama olmaz, halk olmadan aleniyet olmaz. Savunmanın haklarını size asla çiğnetmeyeceğiz. 12 Eylül faşizmi bile bizi susturamadı.”
Avukatlar ve basın emekçileri Kanar’ın bu açıklamasının ardından duruşma salonunu terk etti. Sadece tutuksuz olarak yargılanan Çağdaş Ulus’un avukatı Hüseyin Ersöz’ün salondan ayrılmadığı duruşma, sanıksız, avukatsız ve izleyicisiz olarak iddianamenin okunmasıyla devam etti.


GAZETECİLERE SADECE SU VERİLDİ

Duruşma devam ettiği sırada, avukatlar açlık grevindeki tutuklu gazeteciler için şeker ve tuz verilmesini istemek üzere mahkeme heyeti ile görüşme talebinde bulundu  Heyet ise avukatların görüşme talebini katibi aracıyla kabul etmediğini bildirdi. Açlık grevindeki gazetecilere ise sadece su verildi.
Öte yandan tutuklu olarak yargılanan İsmail Yıldız’ın bir yaşındaki kızını görmesine izin verilmedi. Bebeği annesinden alarak Yıldız’a götürmek isteyen avukatları jandarma engelledi.


Duruşmayı izlemek üzere, Avrupa Parlamentosu Türkiye'de Basın Özgürlüğü İzleme Komisyonu Başkanı ve AP Polonya Milletvekili Jaroslaw Walesa, Avrupa Parlamentosu Türkiye Karma Parlamentosu Eş Başkanı Helene Flautre ve komisyonun üyeleri, Basın Konseyi Yüksek Kurul Üyesi Turgut Kazan, Basın Konseyi Başkanı Orhan Birgit, BDP Kars Milletvekili Mülkiye Birtane, BDP Iğdır Milletvekili Pervin Buldan da salona geldi. Duruşmada, tutuklu yargılanan gazetecilerin tamamı ile tutuksuz yargılananlar ve avukatları hazır bulundu.


***

KİM NE DEDİ ?


» BDP Iğdır Milletvekili Pervin Buldan: Burada tekrar tiyatro oynandı. Şimdi de bu tiyatro, seyircisiz, avukatsız, sanıksız oynanmaya devam ediyor. Bugün yaşanan hukuksuzluk bir kez daha gösterdi ki Türkiye bir hukuk devleti değildir.
» Av. Ercan Kanar: Bu duruşmada bir kez daha sanık-savunma hakları çiğnendi. Yaşanan trajikomik bir durum. Sanık yok, avukat yok, halk yok, duvarlara iddianame okunuyor. Terörle Mücadele Şubesi’nde miyiz, yargı salonunda mıyız? Mahkemenin adil yargılanmayı ihlal eden tavrına boyun eğmeyeceğimizi göstermek için duruşmadan çıktık.
» Av. Züleyha Gülüm: Mahkemenin açlık grevleriyle bu davanın ilgisi yok demesi gerçekçi değil. Müvekkillerimizin tamamı açlık grevindeler. Anadilde savunma yapabilmek taleplerinden biri. Mahkemenin bu tavrı kabul edilemez.