Mahkeme ve Hazine arasına sıkışan demokrasi

Özgür KARABAT - CHP İstanbul Milletvekili

Siz bakmayın yandaş medyada yazılanlara. En büyük kırılma AKP ve Cumhur İttifakı içinde yaşanıyor. Yolun sonuna geldiklerini çok iyi bildikleri için başta Millet İttifakı olmak üzere muhalefete saldırıyorlar.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na verilen hapis cezası ve siyaset yasağı, ne denli bir telaş içinde olduklarını gösteriyor. Siyasallaşmış yargı ile bu tarzda başka cezalar da gelebilir.

AKP’nin bu saldırgan tavrına çok farklı bir pencereden bakalım.

20 yıllık iktidarı boyunca AKP’yi bir şekilde sıcak para girişleri, özelleştirmeler ayakta tuttu. Ancak gelin görün ki, Türkiye 2002’de dünya ekonomisinden yüzde 0,69 pay alırken, 2021’de bu oran yüzde 0,67’ye geriledi.

Bunda elbette AKP’nin rantçı, yandaşa çalışan ve halkı yoksullaştıran politikalarının payı büyük. İşte bu gerçekle yüzleşemeyen AKP, kamunun nakit varlıklarını da bitirerek (128 milyar dolar) yetmezmiş gibi üzerine borçlanmaya gidiyor.

Geçen günlerde gece yarısı 4’te AKP iktidarı ek borçlanma yetkisini Meclis’e getirdi. Üstelik bu öyle alelacele yapıldı ki, bütçe ile ilgili kanun teklifi normalde Plan Bütçe Komisyonu’nda görüşülmesi gerekirken, Sanayi Komisyonu’na geldi.

2023’e günler kala, AKP’nin 2022 yılı borçlanma yetkisi 293 milyar TL’den 493 milyar TL’ye çıkarıldı.

AKP’nin temmuz ayında 1 trilyon liralık ek bütçe de çıkardığını hatırlatmakta fayda var. Ama AKP’ye para dayanmıyor...

Bütçe kanunuyla Hazine’ye borçlanma yetkisini yüzde 5 fazlasına kadar yükseltme yetkisi verilmişti ve AKP buradaki limit olan 293 milyar lirayı 11 ayda çoktan aştı.

Ocak-Kasım 2022 döneminde AKP 350 milyar TL borçlandı. Son 2 aydır kanunu delip borçlanmayı artırdılar.

***

Biraz karışık gelebilir bu rakamlar ama üst üste okuyunca yapbozun parçaları tamamlanmış olacak.

11 aylık bütçe sonuçlarına göre toplam bütçe açığı 20.4 milyar TL oldu. Oysa ki yılsonu bütçe açığı hedefi “Orta Vadeli Plan”da 461,2 milyar TL’ydi.

Aralık ayı ile birlikte toplam 100 milyar TL bütçe açığına ulaşıldığını varsayalım. Demek ki OVP’deki hedefin oldukça altında bir bütçe açığı olacak.

Peki, neden hükümet 493 milyar TL gibi devasa bir borçlanmaya gidiyor?

Tabii ki seçimden önce yapılacak harcamalar için kaynak oluşturuyor.

2023 bütçesinin de 4.5 trilyon TL olduğunu hatırlatayım. Buradan da yapılacak harcamalarla seçim propagandası başlamış olacak.

Kamu kaynakları etik dışı bir şekilde AKP’nin reklamı için kullanılacak. Yandaş medya propagandanın ana üssü olurken, hanelere erzak yardımları artırılacak. EYT, memur ve emekli zamları da lütuf gibi gösterilecek.

AKP, bu senaryonun tutmasının zor olduğunu bildiğinden dolayı bir taraftan da yargı sopası ile muhalefeti ezmeye çalışıyor.

Ama orada da hesaplar tutmayacak.

Bütçenin beklentilerin de altında açık vermesinin en önemli sebebi, başta Rusya olmak üzere enerji ödemelerinin ertelenmesidir.

Ayrıca, enflasyon nedeniyle vergi tahsilatları rekor kırdı. 2021’in tamamında Kurumlar Vergisi’nden 178 milyar TL tahsil edilmişti. 2022’nin ilk 11 ayında 498 milyar TL tahsilat gerçekleşti. Aynı şekilde devletin KDV ve ÖTV gelirleri de katlanarak büyüdü.

***

AKP’nin bütçeleri tamamen enflasyona dayalı, üretimi ve yatırımı içinde barındırmayan bir hal aldı.

Nobel Ekonomi Ödülü sahibi ünlü iktisatçı Milton Friedman’ın “Enflasyon yasal olmayan vergilendirmedir” sözünü hatırlatırım...

Hazine üzerinden yapılan borçlar 2023’ten itibaren ciddi bir tehdit haline gelecek. Cumhuriyet tarihinde ilk defa faiz ödemeleri borç anapara ödemelerini geçti. Ayrıca ertelenen enerji ödemeleri de bizi önümüzdeki yıl bekliyor.

Merkez Bankası’na başka ülkelerden gelen emanet rezervlerin faturasını da eklememiz gerekiyor.

Kamu, bu borçları ödemek için yine bilindik yöntemler kullanacak. Ancak hesap edilemeyen bir durum var ki, o da enflasyon.

Baz etkisine güvenen AKP, 2023’teki kamu harcamalarının da etkisiyle artan enflasyonu engelleyemeyecek. Kimilerine göre yüzde 30-40 civarında olacak yıllık enflasyonu vatandaşın yüzde 100 hissedeceği ise bir gerçek...

Tüm bunların üzerine bir de yargı yoluyla demokratik siyaseti yok etmeye çalışıyorlar.

Hepsi çıkmaz sokak...

Halkımız kararını çoktan verdi.