Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, AKP’li isimler ve Erdoğan’ın CHP’li belediyeleri hedef alan açıklamalarının ardından, Twitter hesabında manidar bir kapak görseli kullandı. Yavaş’ın görselinde, "Unutmayın ki sonsuz iktidar yoktur" ifadeleri yer alıyor

Mansur Yavaş'tan manidar kapak görseli güncellemesi: Unutmayın ki sonsuz iktidar yoktur

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, bazı AKP'li isimler ile AKP Genel Başkanı ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, CHP’li belediyeleri hedef alan açıklamalarının ardından sosyal medya hesabında manidar bir görsel kullandı.

Yavaş’ın Twitter hesabında kullandığı arka plan görseli, Erdoğan ve diğer AKP'lilerin CHP’li belediyelere yönelik art arda yaptığı suçlamaların ardından geldi.

Yavaş’ın paylaştığı manidar görselde, Aliya İzzetbegoviç'e ait şu sözler yer aldı:

“İktidara gelirseniz, hal ve hareketlerinize dikkat edin. Kibirli olmayın, kendini beğenmişlik etmeyin. Size ait olmayan şeyleri almayın, güçsüzlere yardım edin ve ahlak kurallarına uyun. Unutmayın ki sonsuz iktidar yoktur. Her iktidar geçicidir ve herkes, er veya geç, önce milletin ve nihayet Allah'ın önünde hesap verecektir.”

mansur-yavas-tan-manidar-kapak-gorseli-guncellemesi-unutmayin-ki-sonsuz-iktidar-yoktur-719889-1.

ERDOĞAN BUGÜN DE CHP'Lİ BELEDİYELERİ HEDEF ALDI

AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün kabine toplantısının ardından yaptığı açıklamalarda da CHP’li belediyeleri hedef alarak, "CHP'li belediyeler Cumhurbaşkanlığını, bakanlıkları, valiliği, kaymakamlığı hiçe sayarak kendi başlarına yardım toplamaya, ekmek dağıtmaya, hastane kurmaya çalışıyorlar. Asli işlerini yürütemeyen belediyelerin giriştikleri bu tür faaliyetlerin amacı hizmet değil, şov yapmaktır" ifadelerini kullanmıştı.

Erdoğan'ın CHP'li belediyeleri hedef alan bugünkü açıklamalarının tamamı ise şu şekilde:

"CHP'nin başını çektiği bir kesim bozgunculuk peşinde koşuyor. Başarılı netice alabilmek için uygulamanın her il, ilçe, mahalle düzeyinde bu anlayışla yürütülmesi şart. CHP'li belediyeler Cumhurbaşkanlığını, bakanlıkları, valiliği, kaymakamlığı hiçe sayarak kendi başlarına yardım toplamaya, ekmek dağıtmaya, hastane kurmaya çalışıyorlar. Asli işlerini yürütemeyen belediyelerin giriştikleri bu tür faaliyetlerin amacı hizmet değil, şov yapmaktır. Özellikle İstanbul, Adana, Mersin belediyelerinin sergiledikleri tavrın başka hiçbir izahı yoktur. Kurallara uygun şekilde faaliyet yürüten belediyeler de var. Aynı partinin Yenişehir ve Mezitli belediyeleri valilikle işbirliği halinde çalışmaları yürüttüler. Bunlar FETÖ ve PKK tarafındaki örgütler tarafından da denenmişti.

Salgın sebebiyle sağlık sisteminin çökmesini, kamu güvenliğinin zaafa uğramasını, halkın sokaklara dökülmesini bekleyenler gözlerini yapılan hizmetelere dökmüşlerdir. Şimdi maalesef salgın hastalıkla mücadele için alınan tedbirleri sabote etmeye çalışıyorlar. Ülkemizin ciddi kayıplar veren yerler arasına girmeyi bekliyorları, baktılar olmadı, umutlarını Uganda'ya bağlayacak kadar küçüldüler. Biz şehir hastanelerini anlatırken, onlar fuar merkezlerini panellerle bölerek sahra hastanesi diye yutturmaya kalktılar. Bugün Türkiye'yi salgınla mücadelede farklı bir yere taşıyan şehir hastanelerine yıllarca demediklerini bırakmamışlardı.

Biz geliri olmayan vatandaşlarımıza nakit yardımı yaparken onlar inancımıza aykırı biçimde zekat toplama peşine düştüler. Bu noktada müracaat edilecek tek bir yer vardır, Diyanet İşleri'ne sorarsanız zekatı kimler toplar, kimler toplayamaz cevabı verir. Siz böyle bir konuda konuşma hakkına sahip değilsiniz. Devlet yardımları tek hesapta toplayınca da paralarımıza el koydular yalanına sarıldılar. Biz kimsenin parasına el koymadık, böyle bir yanlışın içerisinde girmedik, girmeyiz. Biz ne gerekiyorsa onu yaptık, bu kurallar çerçevesinde de ikna yöntemiyle bütün bu gayretlerimizi sürdürüyoruz. Onlar toplu taşıma seferlerini hesapsızca azaltarak halkımızı mağdur ettiler.

Biz infaz düzenlemesiyle hem kalıcı bir sistem kurmak hem de cezaevlerindeki yoğunluğu azaltmak için uğraşırken tecavüzcüler serbest kalacak yalanıyla ortalığı birbirine kattılar. Sorun ekmek dağıtmak değil, bunu şehirdeki diğer faaliyetlerle uyumsuz, izinsiz şekilde yapmaktır. Sağlık tesisi hazırlamak değil, olmayan bir şeyi varmış gibi anlatmaktır. Sorun farklı düşünmek değil, yalan söylemektir, iftira atmaktır. Türkiye'nin tarihi bir beka mücadelesi verdiği bir dönemde milletimi böyle bir şeyler meşgul ettiğim için üzüntülüyüm. Kirli zihniye cevap verilmedikçe azgınlaşmakta, çıtasını yükseltmektedir. Bu hastalıktan kurtulmayı Covid'den kurtulmak gibi önemli görüyorum."