Marsilya’nın belediye başkanlığı yarışında sol siyasetin yürüttüğü kampanya, kimine göre akıntıya karşı kürek çekiyor. Uzmanlara göre, kazanmaları imkânsız değil, fakat işleri zor

Marsilya’da solun baharı

Cole Stangler

Marsilya’da yerel seçimlere günler kaldı ve birleşik sol koalisyonun özgüveni yerinde. Fransa’nın ikinci büyük şehrini son yirmi beş yıldır yöneten sağcıları, şimdi alt edebileceklerini düşünüyorlar.

Yarışın güçlü adaylarından Olivia Fortin “Kazanacağımızı biliyorum, projemizin doğru olduğunu biliyorum” diyor. Fortin’in öngörüsü doğruysa, Fransa’nın bölünmüş solu için yerel seçimlerde kazanılmış en büyük zafer olacak. Seçimler Covid-19 salgını nedeniyle ertelendi. Marsilyalılar oy vermek için üç aydır bekliyorlar fakat bu bekleyiş insanların değişim arzusunu öldürmüş değil.

‘ORTAK BİR KÜLTÜRÜMÜZ VAR’

Eski Yeşil Parti üyesi Olivia Fortin, adeta alfabenin tüm harflerini barındıran geniş bir sol koalisyona liderlik ediyor. Sosyalistler, komünist, yeşiller, ekolojist oluşumlar, yerel teşkilatlar, hak savunucuları… Fortin, “Nasıl birlikte çalışacağımızı biliyoruz” diyor. “Bunun üzerine uzun süredir çalışıyoruz, kendimize güvenimiz sağlam ve ortak bir kültürümüz var.”

Sağcı belediye başkanı Jean-Claude Gaudin’e yönelik tepkiler yıllardır artışta. Kısa süre önce 80’inci doğum gününü kutlayan Gaudin, yirmi yılı aşkın süredir şehri yönetiyor ve nihayet koltuktan ineceğinin sinyalini verdi. Kasım 2018’de iki eski apartman bakımsızlık sebebiyle çöktüğünde, insanların tepkisi de bir anda büyüdü. Yaşanan trajedi, solu gerçek bir siyasi alternatif yaratmak üzerine çalışmaya yüreklendirdi. Dolayısıyla, ‘Marsilya Baharı’ denen oluşumu şekillendiren bileşenler bir yılı aşkın süredir etkileşim halinde. Masaya yatırılan temel talepler, bu oluşumu şehrin siyasi düzeninden apayrı bir yere koyuyor. Örnek vermek gerekirse, koalisyonun temel vaatlerinden biri, kamusal hizmetleri ciddi anlamda arttırmak.

FRANSIZ GELENEĞİ: KIZIL KORKU

Anketler, şehrin sağcı yöneticilerinin oy oranlarının düştüğünü gösteriyor. Buna paralel olarak, sağcıların kampanyasının dili de giderek sivriliyor.
Cumhuriyetçilerin başkan adayı ve seçimin ‘eski favorisi’ Martine Vassal, yürüttüğü kampanyanın resmi web sayfasında bir yazı yayınladı. Marsilya Baharı’nın şehri ‘kaosa ve çöküşe sürükleyeceği’ uyarısını yapıyordu. Makalesine eşlik eden videolarda polis şiddeti karşıtı eylemlerden sahneler, alevler ve siyah giymiş faşizm karşıtları görünüyor. Yerel gazete La Provence’e verdiği röportajda ise Vassal, “Ultra solcular, Küba ya da Venezuela tarzı bir darbe planlıyor” diyordu.

Fortin ise “Bu düşünüş bilindik. Biz yoksak, kaos var. Ulusal bir mesele, bir Fransız geleneği” diyor. Bu düşünüşün temelinde komünizm karşıtlığı var ve Fortin’in ifade ettiği gibi, Tulus ve Nancy şehirlerindeki sağcı adaylar da aynı söyleme başvurdular. Tulus’ta aday olan Jean-Luc Moudenc, “Şehrin sakin yerel demokrasi modelinin, bazı solcu güçler yüzünden tehlikeye girdiğini” öne sürüyordu. Nancy’deki aday ise Sosyalist rakibi Matthew Klein’ın Sovyetler Birliği dönemine ait ‘dört Marksist lider’ görseline iliştirilmiş fotoğraflarını sosyal medyadan paylaşıyordu. Fortin yaşananları Sosyalist François Mitterrand’ın 1981 zaferiyle sonuçlanacak genel seçimlerden önce “Paris’in sokaklarında Sovyet tankları gezecek” söylemlerine benzetiyor.
Fakat Marsilya belediye başkanlığı yarışında sözlü saldırıların dozunun iyice arttırıldığını da ifade ediyor. Martina Vassal’ın iddiasına göre, ‘Marsilya Baharı şehirde eroin kullanımını yasallaştıracak, şehri göçmen merkezine çevirecek’.


Marsilya Baharı’na desteğini verenler için ise tüm bu yaşananlar, şehrin değişime ihtiyacı olduğu ve Gaudin döneminin sona ermesi gerektiği inancını pekiştirdi. Gaudin’in dönemi kayırmacılık ve adaletsizlikle anılır hale geldi. Fortin, aday olmaktaki başlıca motivasyonunun, yetenekli insanların şehirden kaçmasına sebep olan ‘beyin göçünü’ durdurmak olduğunu söylüyor. Marsilya’nın gençlerine daha fazla fırsat sağlanması gerektiğini de ekliyor.
Yürüttüğü çalışmaları anlatmak için sık sık okulları ziyaret ediyor ve bu ziyaretleri esnasında Fransa’da zorunlu olan ortaokul stajı uygulamalarında gördüğü dengesizliklerden söz ediyor:

“Marsilya’da varlıklı bir aileniz varsa hayalleriniz olabiliyor, kendinizi başarılı bir kariyere doğru itebiliyorsanız. Aksinde ise eve kapalı kalıyorsunuz, zorunlu stajınızı da evinizin hemen yanında yapıyorsunuz, hayatta başka bir şey görecek fırsatınız dahi olmuyor. Hal böyle olunca, bu şehrin sahip olduğu yetenek kapasitesinin yarısını yitirmiş oluyoruz.”

GÜVEN ALGISI

Seçimi kazandığı takdirde bu sorunu çözmeyi umuyor: “Seçildiğimizde bu bölgede güven algısını değiştireceğiz. Dünyanın her yerinden yeteneği bu şehre çekeceğiz. Marsilya’da yetenekli insanlara ihtiyacımız var.”

Bu gibi aklıselim vaatler, sağcıların korku tacirliğinin neden tabanda geri teptiğini de gösteriyor. Sağın ‘düzen ya da kaos’ söyleminin çelişkili yanı şu ki, Martine Vassal’ın temsil ettiği ‘düzen’ pek de işlemiyor. Anketlere bakılırsa, bu düzen pek popüler de değil.

Çeviren: Fatih Kıyman
Kaynak: Jacobin