Masumiyet karinesi ile beraat
Haber Merkezi
Mehmet Ağar’ın da aralarında bulunduğu 17 sanığın yargılandığı faili meçhul cinayetler davasında Mayıs ayında verilen beraat kararı, Ayhan Çarkın’ın beyanlarının çelişkili olduğu iddiasına dayandırıldı.
Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi, 1990’lı yıllarda işlenen 10 faili meçhul cinayeti konu alan davada aralarında Mehmet Ağar’ın da bulunduğu 17 sanığa verilen beraat kararının gerekçesini açıkladı.
Davanın açılmasına neden olan eski Özel Harekât Polisi Ayhan Çarkın’ın anlatımlarının "çelişkili" olduğu öne sürülen kararda, "masumiyet karinesi" gözetilerek, "şüpheden sanık yararlanır" kuralından sanıkların yararlanacağı savunuldu. Bu kurala göre, somut delil yoksa suç şüphesi sanık lehine yorumlanıyor. DW’de yayımlanan habere göre kararda, "Her ne kadar sanık Ayhan Çarkın’ın beyanları arasında somut gerçekle uyuşan hususlar mevcut ise de; sanığın, olayın üzerinden 18 yıl geçtikten sonra yaptığı açıklamaların, gerek soruşturma dosyasından ve gerekse basın-yayın organlarında yer alan haberlerden öğrenilip ifadeye dönüştürülmesi mümkün görülmekle; sanığın bu beyanları sanıkların mahkûmiyeti için yeterli görülmemiştir" denildi.
1993-1996 yılları arasında Ankara ve çevre illerde "Susurluk çetesi" tarafından işlendiği iddiasıyla açılan davada 26 Mayıs 2023 tarihinde aralarında eski Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, emekli Yarbay, eski MİT görevlisi Korkut Eken, Özel Harekât Daire Başkanı İbrahim Şahin’in bulunduğu 17 sanık beraat etmişti. Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi, "Ankara JİTEM davası" olarak da anılan faili meçhul cinayetler davasında verdiği beraat kararının gerekçesini Çarşamba günü tamamladı. 318 sayfalık gerekçeli kararda, soruşturmanın eski Özel Harekât Polisi Ayhan Çarkın’ın, olayın üzerinden 18 yıl geçtikten sonra yaptığı açıklamalar üzerine başlatıldığı anımsatıldı.
Ayhan Çarkın ifadelerinin bir kısmında olaya dâhil olmadığını, olayı Ahmet Demirel’den duyduğunu söylerken, bir kısım ifadelerinde ise maktul alındıktan sonra 4-5 araba maktulün içinde bulunduğu aracı takip ettiklerini beyan ettiği anlatıldı.
DOSYA ZAMAN AŞIMI İLE KAPANACAK
Gözaltında kaybedilen Abdümecit Baskın’ın oğlu Eren Baskın, babasının katillerinin yargılandığı davanın zaman aşımı tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirterek şu değerlendirmeyi yaptı: “Babam Abdülmecit Baskın, 30 Eylül 1993 tarihinde görev yapmakta olduğu Ankara Altındağ Nüfus Müdürlüğü kapısı önünde Özel Harekât ekipleri tarafından gözaltına alındı. İşkence edilmiş bedenine 3 gün sonra Ankara Gölbaşı’nın Metruk bir binasının arkasında rastlandı. 20 yıllık bir mücadele yürüttük. Ta ki 2011 yılında, eski polis Ayhan Çark’ın vermiş olduğu ifadede Baskın’ı nasıl kaçırdıklarını, nasıl öldürdüklerini ve bu talimatları kimden aldığını tek tek anlattı. Bu iddialar olay örgüsü ile de uyuştuğu için, Ayhan Çark tutuklandı. Ayhan Çark’ın bu emirleri Mehmet Ağar, Korkut Eken, İbrahim Şahin, Ercan Ersoy ve bunun gibi başka polislerin de olduğu bir ekip tarafından alındığını ve icra edildiğinden bahisler ifade verdi. 10 yıl boyunca bir yargı tiyatrosu düzenlendi. Geldiğimiz noktada davanın 30 yıllık zaman aşımına girmesi için, önümüzde 15 gün var. Dosya istinaf edilmedi. Dosya zaman aşımına girdikten sonra, Türkiye topraklarında herhangi bir ceza almayacaklar. Dosya zaman aşımı ile kapanacak.”