Erdoğan, AKP’den kopan seçmeni ittifak içinde tutmayı başardı. Muhalefetin matematiksel hesaplarının tutmadığını vurgulayan akademisyen Yaşlı, “Emekçi sınıfları harekete geçirecek bir program izlenmedi” dedi.

Matematik hesabı seçim kazandırmaz
Fotoğraf: Depo Photos

Politika Servisi

28 Mayıs seçimlerinin getirdiği sonuç siyasette tartışmalar yarattı. 2018’de yüzde 42 oy alan AKP, 14 Mayıs’ta yüzde 35’e düşerek 7 puan oy kaybetti. Ancak muhalefetin AKP’den kopan oyların Saadet, DEVA ve Gelecek Partisi üzerinden muhalefete geçeceği ezberi bozuldu. Erdoğan, Yeniden Refah, Hüda Par ve ikinci turda da Sinan Oğan üzerinden kaybettiği oyları ittifak içinde tutmayı başardı. Muhalefetin matematiksel hesaplara göre yürüttüğü sürecin sonunda ortaya çıkan tablo, bir siyasetsizliğin yansıması olarak değerlendiriliyor. Nerede hata yapıldığını, akademisyen Fatih Yaşlı ile konuştuk.

MUHALEFETE CİDDİ BİR OY GEÇİŞİ OLMADI

Son günlerde AKP’nin ve Erdoğan’ın seçim zaferine dair iki tartışma göze çarptığına dikkat çeken Yaşlı, “Bunlardan ilkinde ‘AKP’nin ve Erdoğan’ın oyları neden düşmüyor’ diye soruluyor. İkincisindeki soru ise ‘boş tencere neden iktidarı götürmedi’ şeklinde. Bu tartışmaların yapılması gerekiyor elbette ama bu iki sorunun bir noktayı kaçırdıkları ve o noktanın aslında iki sorunun ortak yanıtını oluşturduğu kanaatindeyim” ifadelerini kullandı.

2018’le kıyaslandığında AKP’nin oylarında da Erdoğan’ın oylarında da oransal bir düşüş olduğunu hatırlatan Yaşlı, “Düşüş yok değil. Ancak bu düşüşlerin muhalefetin hanesine yazılmadığı, hala iktidardan muhalefete bir oy geçişi olmadığı görülüyor. Geçiş ise halen Cumhur İttifakı partileri arasında yaşanıyor. Yüzde 7’lik sınırı geçer mi diye beklenen MHP’nin yüzde 10 oy alması da ilk kez bir seçime katılan Yeniden Refah Partisi’nin yüzde 3’lere yaklaşması da bunu gösteriyor. Dahası Altılı Masa’daki AKP’den oy çalması beklenen beş partiye de herhangi bir ciddi oy kayması olmadığı görülebiliyor” dedi.

HALKA DAİR BÜTÜNLÜKLÜ PROGRAM İZLENMEDİ

“Peki niye böyle oluyor, bırakın CHP’yi, masanın sağ partilerine ciddi bir yönelim olmamasının nedeni ne?” diye soran Yaşlı, “Bu da işte ‘boş tencere’ meselesiyle ilgili. Türkiye’de yaşanan ağır yoksullaşma, kim ne derse desin bu seçimin ana gündemi olmadı. AKP’nin tabanını oluşturan mavi yakalılar, enformel sektörde çalışanlar, kent ve kır yoksulları vs. gibi kesimlere yönelik bütünlüklü bir program geliştirilemediği gibi onlara gündelik hayatlarında temas edecek bir strateji de izlenmedi. Seçim sürecine ve kampanyalara sıkıştırılmış bir siyasal strateji AKP’den kitlesel kopuşlara yol açmadı, kopan küçük bir kitle ise iktidar bloğu içerisindeki partilere gitti” değerlendirmesini yaptı.

Yaşlı, değerlendirmesini şöyle sürdürdü: “Dolayısıyla AKP’nin oylarında özellikle yoksullaşma kaynaklı bir düşüş oldu ama bu oylar muhalefete yönelmedi; düşüşün yeterli olmamasının ve muhalefete yönelmemesinin ana nedeni AKP’nin ekonomi politikalarının karşısına emekçi sınıfları gözeten bir ekonomi politikasıyla çıkılmaması ve o politikayı anlatacak örgütlenme/iletişim kanallarının geliştirilememesiydi. Bunun yerine bir tür siyasetsizlik anlamına gelecek şekilde sağcılıkla sağcılık yarışına girildi ve netice matematiksel/aritmetik hesapların seçimi kazanmaya yetmemesi oldu.”