Mazıdağı’nda yeni cephanelik aranıyor

Mardin"in Mazıdağı ilçesinde Hibullah hükümlüsü Fadıl Şani"nin eski evinde 33 bombanın bulunmasının ardından, Şani"nin evi ve dergâh olarak kullandığı bir başka evde başlatılan kazı çalışmalarına dün yeniden başlandı. Hizbullah terör örgütüne üye olmaktan tutuklanan ve halen Adana"da cezaevinde olan Fadıl ve Abdülkadir Şani"ye ait iki evde, polis ekiplerinin yaptığı kazı çalışmalarına, Diyarbakır ve Mardin Emniyet Müdürlüğü"nden uzman ekipler katıldı. Bulunan 33 bombayla ilgili gözaltına alınan 2 kişinin sorgusu ise sürüyor.

Daha önce dergâh olarak kullanılan Gündoğan Mahallesi Ayaz Sokak 18 numaralı evin evin bahçesinde Cumhuriyet Savcılığı"nın talimatıyla önceki gün yapılan kazıda bazı kemik kalıntıları ile evden sokağa çıkan bir tünel de ortaya çıkmıştı. Kemik parçaları incelenmek üzere Diyarbakır Adli Tıp Kurumu"na gönderilmişti.

Mahalle sakinleri, evin 1992 yılında Fadıl Şani tarafından satın alındığını ve evde gece geç saatlerine kadar kazı çalışması yapıldığını anlattı. Evden çıkan toprak kalıntılarının el arabası ve eşeklerle taşındığını söyleyen vatandaşlar ayrıca evin damında yapılan küçük kulübede gece silahlı kişiler tarafından nöbet tutulduğunu ileri sürdü.

KURİŞ CİNAYETİNDEN HÜKÜM GİYDİ

5 Eylül 2001 tarihinde Adana"nın Pozantı ilçesinde polisle yaşanan çatışmada örgütün kasası olarak suçlanan Sülhaddin Ürük ölü ele geçirilmiş, şura üyesi Hacı Bayancık, Remzi Kaçar, örgütün arşivcisi M. Veysi Özel ve Fadıl Şani sağ yakalanmıştı. Adana"daki sorgularının ardından Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü"ne getirilen Bayancık, Kaçar, Özel ve Şani ile Antep"te düzenlenen başka bir operasyonda ele geçirilen örgütün tetikçisi Aydın Dağlı çıkarıldıkları Diyarbakır DGM nöbetçi yedek hakimliğinde tutuklanmışlardı.

2007 yılında sonuçlanan davada Bayancık"a 15, Şani ile Kaçar"a 7.5"er yıl hapis cezası verilmişti. Şani ile Dağlı"nın cezaları daha sonra altışar yıl üçer aya indirildi. Şani ve arkadaşları, İslamcı feminist yazar Konca Kuriş, İzzettin Yıldırım ve Mehmet Sümbül"ün de aralarında bulunduğu 15 kişinin kaçırılıp sorgulandıktan sonra öldürülmesi eylemini gerçekleştirdiklerini itiraf etmişti.