Görüntülerin istilasına uğramış bir yaşamda imgeler gerçeğin yerini almıştır...

Görüntülerin istilasına uğramış bir yaşamda imgeler gerçeğin yerini almıştır. Burjuva talanında imgeler meta değerleriyle ve gerçeği ele geçirerek zamanı da ipotek altına alır. İmgeler saldırdıkça ürettiği yalan özgürlükçü düşünceyi sonsuz bir şimdiki zamana sıkıştırır. Geçmiş bugünden koparılmıştır, gelecek ise görünümün sonsuzluğunda estetize edilerek silinmektedir.

Açılan bu cepheyi görmeyen her görüntü üreticisi en masum tabiriyle fotoğraflarıyla ürettiği anlamın farkında bile değildir. Düşünmez. Etrafını saran görüntü bombardımanın ürettiği yaşamı kendi hakikati içine alır, tarihi ise dışına iter. Temsili olanı gerçek sanır. Bildiklerimiz üzerine düşünmeyiz. O da bildiğini sandığı için düşünmez.

Teknik gelişmelerle birlikte düşünce edimi tembelleşmiştir. Abartı gibi gelecek ama iki kere ikinin dört ettiğini hesap makinesiyle teyit eden muhasebeciler var. Sizin yerinize bilgisayarlar düşünüyor.Birileri tarafından düşünmeyin biz sizin yerinize düşünürüz denilmekte ve düşünceyi ifade edecek sözcükler unutturulmaktadır. 
Ya sistemin işleyişinin farkında olup onun dışına çıkmayı başaramayacaklarına inanan insanlara ne demeli, ya da kendi hastalıklarından sanat üreten insanlara?

Salt estetik olana sığınıp görüntü üretmek üzere sokak aylaklığı yapanlar ne zaman düşünmeye vakit ayıracaklar acaba? Sistem karşısında çaresiz olduğunu savunanlar, sistemin karşısında muhalif olanı bile sistem içinde sönümleşmesine izin vermektedir. Varsa içeriğinde bir anlam, onun silikleşmesine, eserinin ticarileşmesine, kendine sanatçı statüsü konumlandırma uğruna rıza göstermektedir. Yani ufak ufak evcilleşmektedir.

Bazılarının kapitalizmin çarklarının nasıl işlediğini betimlemekteki becerisi durumu örtbas etmeye yetmez. Anlattıkça kendini ikna eder ancak bu konudaki yeteneği kendinin değil olsa olsa sistemin başarısıdır. Sorunu bertaraf edecek plan ve proje üretmediğinden dahası üretmeye ilişkin çaba sarf etmediğinden ve dahi düşünmediğinden sınıflı bir toplumda gerçeklerden uzaktır. Onlara tavsiye Konfiçyus’tan gelsin; “Ya bir yol bul, ya bir yol aç, ya da yoldan çekil.”

MAZXANA; İşte şimdi bütün bu anlatıların bilincinde önemli bir çalışmayı gerçekleştirmiş sevgili dostum Hüsamettin Bahçe’nin sergisinden bahsetmek istiyorum. Gâvur Mahallesi’nde yaşayan Ermeniler ‘Metz Xana’, Kürtler ‘Mezin Xana’ dedikleri ve sonra Mazxana (Büyük Ev) isminde ortaklaştıkları serginin adı. Konu yoksulluk olsa da uzun yıllardır yaşadığı coğrafyanın ve siyasal yapısının gerçeklerine göz yummadan yalnızca yoksulluğu anlatma eksikliğine düşmemiş. Bu Hüsamettin’in sistemin çarkları arasında sıkışıp kalan biri olmamasından kaynaklanıyor, üstelik tam tersi sistemin tüm baskılarıyla varlığını kabul ettirmeye çabaladığı coğrafyada sisteme karşı mücadele ediyor. Bölgenin geleceğiyle ilgili birilerinin onların yerine düşünmesine razı gelmiyor.

Açlık sınırında 5 bin ailenin yaşadığı bu büyük evi (Dîyarbekir) fotoğraflarken satır aralarında (fotoğrafik temalarında) teslimiyetçi olmayan bir sistem mücadelesini de görebiliyoruz. Yoksulluğun çözümünü sanatsal ve sosyal aktivitelerde gören kurum kuruluş ve kişilerin tersine fotoğraflarıyla başka bir yol göstererek anlatıyor Hüsamettin Bahçe.

A.Hicri İzgören, Adnan Binyazar, Adnan Özyalçıner, Ahmet İnsel, Ahmet Şık, Ahmet Telli, Ahmet Türk, Ahmet Çeko Jiyan, Arjen Ari, Aysel Tuğluk, Ayşegül Devecioğlu, Aytekin Yılmaz, Azad Zal, Cem Kaptanoğlu, Dilaver Zeraq, Ertuğrul Kürkçü, Evrim Alataş, Gültan Kışanak, Hasan Cemal, İrfan Babaoğlu, Kawa Nemir, Kemal Varol, Lal Laleş, Mıgırdiç Margosyan, Mikail Arslan, Miran Janbar, Murat Uyurkulak, Murathan Mungan, Mustafa Sütlaş, Oral Çalışlar, Osman Baydemir, Oya Baydar, Ragıp Duran, Rakel Dink, Selahattin Demirtaş, Sennur Sezer, Sezai Sarıoğlu, Sibel Özbudun, Şener Özmen, Şeyhmus Diken, Şükrü Erbaş, Şükrü Hatun, Tara Jaff, Vedat Çetin, Vedat Türkali, Yaşar Kemal, Yavuz Ekinci ve Yıldırım Türker gibi isimler bu kareleri öykülendirmişler.

Narphotos Üyesi Hüsamettin Bahçe çektiği fotoğraflar ve yazılar, Vedat Ateş’in tasarımıyla bir kataloğa dönüşmüş. Türkçe, Kürtçe, İngilizce ve Ermenice basılmış.

MAZXANA Fotoğraf Sergisi 22 Haziran – 17 Temmuz 2011 Tarihleri Arasında Cezayir Toplantı Salonu’nda.