MEB’in dini eğitim ağırlıklı okullaşma politikası, öğrenciler arasındaki eşitsizliği daha da derinleştirdi. İmam hatip liselerinde yüzde 12 olan 30’dan fazla öğrencisi bulunan sınıf oranı, Anadolu ve fen liselerinde yüzde 52 oldu.

MEB eliyle eşitsizlik
Anadolu ve fen liselerinde sınıflar imam hatiplere göre daha kalabalık. (Fotoğraf: MEB)

Mustafa BİLDİRCİN

Milli Eğitim Bakanlığı 2024 Yılı Bütçe Teklifi, öğrenciler arasındaki fırsat eşitsizliğini derinleştiren uygulamalara ayna tuttu. Eğitim yatırımlarından en büyük payı alan dini eğitim yapan okulların olanaklarının, öğrencilerin daha çok tercih ettiği Anadolu, fen ve sosyal bilimler liselerine oranla çok daha iyi hale getirildiği bir kez daha gözler önüne serildi.

Bütçe teklifi içinde yer alan imam hatip liselerine yönelik performans göstergelerinde dikkati çeken veriler yer aldı. MEB’in okullaşma politikasında önemli bir yer tutan ve ihtiyaca bakılmaksızın sayıları artırılan imam hatip liselerinde öğrenci sayısı 30’dan fazla olan çok azaldı.

YATIRIM HEP DİNİ EĞİTİME

Göstergelere göre ortaöğretim kademesindeki din öğretiminde öğrenci sayısı 30’dan fazla olan şube oranı yüzde 12’yei düştü. İmam hatip liselerinde tekli eğitimdeki öğrencilerin oranı yüzde 99,2 olarak kaydedildi. Benzer bir tablo mesleki ve teknik liselerde de ortaya çıktı. Mesleki ve teknik eğitim okullarında tekli eğitim gören öğrencilerin oranı ise yüzde 98,7 olarak gerçekleşti.

Dini eğitim yapan okullardaki, “Ferah ortama” karşın Anadolu, fen ve sosyal bilimler liselerindeki sıkışıklık resmi verilere yansıdı. İmam hatiplerde yüzde 12 olan 30’dan fazla öğrencisi bulunan şube oranı Anadolu, fen ve sosyal bilimler liselerinde yüzde 52’ye kadar yükseldi. Genel ortaöğretimde, tekli eğitimdeki öğrencilerin oranı da dini ve mesleki ortaöğretim kurumlarının gerisinde kalarak yüzde 93 olarak hesaplandı.

İmam hatipler ile diğer okul türleri arasındaki fırsat uçurumunun Covid-19 salgını sürecinde somut olarak açığa çıktığını kaydeden Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, BirGün’e konuştu.

ÜVEY EVLAT MUAMELESİ

Özbay, MEB’in imam hatipler dışındaki okul türlerine üvey evlat muamelesi yaptığını savunarak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Aynı zamanda siyasi şov ve gerici bir ajanda nedeniyle durmadan sayısı artırılan imam hatiplerin tercih edilmediği de anlaşılıyor. Yani iktidarın onca teşviğine, diğer okul türlerinden adeta çalarak altın tepside sunduğu imkanlara rağmen, imam hatiplerdeki bu sınıf mevcudu oranı, imam hatiplerin bir türlü cazibe merkezi haline getirilemediğinin de kanıtı. Bu noktada yapılması gereken, Cumhuriyet’in eğitim felsefesinde olduğu gibi, Öğretim Birliği Yasası’na uygun şekilde okul türü farklılıklarına son verilmesi, tüm okul türlerinin laik, bilimsel, çağdaş yapıya kavuşturulması; tüm çocukların eşit şekilde eğitim hakkından yararlanmasının sağlanmasıdır.”

KAYNAKLAR DİNİ EĞİTİME AKIYOR

MEB’in mali verileri, eğitim bütçesinden aslan payının dini ve mesleki eğitim yapan okullara verildiğini ortaya koyuyor. Din öğretimi okulları ile mesleki ve teknik eğitim okulları için 2023 yılının Ocak - Haziran döneminde gerçekleştirilen toplam harcama 45 milyar 135 milyon 804 bin TL ile ifade ediliyor. Din öğretimi okulları için harcanan para 17 milyar 489 milyon 389 bin TL, mesleki eğitim okulları için harcanan para ise 27 milyar 646 milyon 414 bin TL olarak kayıtlara geçiyor. Yalnızca dini ve mesleki eğitim yapan okullar için altı ayda harcanan para, MEB’in toplam harcamasının yüzde 19’unu oluşturuyor.