Rıza Sarraf’ın rüşvet iddialarının Türkiye’de soruşturulması gerektiğini savunan Davutoğlu, “Kim kendi çıkarını düşünmüşse, kim rüşvet almışsa hesap sorulmalı” dedi

Meclis'te ve yargıda 'aklandığını' unuttu: Kim rüşvet almışsa  hesap sorulmalı!

Eski Başbakan ve AKP Konya Milletvekili Ahmet Davutoğlu, Rıza Sarraf davası için, “Rıza Zarrab başta olmak üzere bu ateş çemberindeki ülkenin düştüğü zor şartlarda kim kendi çıkarını düşünmüşse, kim servetini artırmayı planlamışsa, kim rüşvet almışsa, kim haksız kazanç peşinde olmuş ve elde etmişse onlardan da hesap sorulmalı” yorumunu yaptı.

Davutoğlu başbakandı!
Ancak Sarraf’ın itiraflarında adı geçen bakanlar Davutoğlu’nun başbakanlığı döneminde Meclis’te aklanmış, soruşturma için de takipsizlik kararı verilmişti.

İzmir’de konuşan Davutoğlu, dışişleri bakanı olduğu dönemde İran’a yönelik ambargonun kaldırılması için anlaşma imzalanması konusunda çaba harcadıklarını aktardı ve “Eğer o gün anlaşma kabul görseydi bugün bu yaşananlar olmayacaktı” dedi.

Davutoğlu, “Amerika’nın tek taraflı ambargosuna uymadık uyamayız. O zaman da söyledik, şimdi de söylüyoruz, kıyamete kadar da söyleyeceğiz” diye ekledi.

‘Hesap makamı New York değil’
Davutoğlu, şöyle devam etti; “17-25 Aralık darbe girişimi sonrasında saatlerini bile buna göre ayarlayanlar bize FETÖ ile mücadele dersi veremez. Biz o mücadeleyi yaptık, o mücadelenin bedelini ödedik, gerekirse ödeyeme de hazırız. Bugün 17-25 Aralık’ı darbe teşebbüsü olarak görüp de o günlerde o dosyalara sahip çıkanların sicillerine bir bakmak lazım. Bugün o mahkemede sunulan belgelerin 17-25 Aralık ile irtibatı dolayısıyla bizim açımızdan hükmü yoktur. Türkiye’deki darbe teşebbüsü bir silsiledir. Bütün çabalarımıza o zaman karşı çıkanlar, bugün de eleştirme cüretindeler. New York’ta sürdürülen algı operasyonlarına karşı dimdik ayaktayız.”

Davutoğlu ayrıca, “Mücadele yürütürken eğer Türkiye’de yanlış bazı işler olmuşsa bu yanlışın hesap verilme makamı da New York değil Ankara’dır, Türkiye Cumhuriyeti mahkemeleridir. Bu anlamda İran’a da dost bir ülke olarak düşen görev de budur” dedi.

‘Talimat Erdoğan’dan’ dedi
Türkiye’de üstü kapatılan 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasının kilit ismi Rıza Sarraf, ABD’de devam eden davada ‘tanık’ sıfatıyla verdiği ifadede eski ekonomi bakanı Zafer Çağlayan, eski içişleri bakanı Muammer Güler ve eski Halkbank genel müdürü Süleyman Aslan’a rüşvet verdiğini öne sürdü.

Rıza Sarraf’ın üç günlük ifade sürecindeki en çarpıcı açıklaması, İran’a yönelik ABD yaptırımlarının delindiği bankacılık işlemleri için dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan’dan onay ve talimat geldiğini söylemesiydi.

En az 50 milyon avro rüşvet
Sarraf, ilk duruşmada ise eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’a en az 45-50 milyon avro rüşvet verdiğini anlattı. Davanın tek sanığı eski Halkbank genel müdür yardımcısı Hakan Atilla lehindeki ‘olumlu’ ifadeleri dikkat çeken Sarraf, Atilla’nın ne rüşvet istediğini ne de aldığını söylemişti. Eski İçişleri Bakanı Muammer Güler’in, Çin bankalarına Sarraf için referans mektubu yazdığı da ortaya çıktı. Bunun karşılığında Sarraf’ın Güler’e milyonlarca dolar rüşvet verdiği, oğlu Barış Güler’in de aracılık ettiği öne sürüldü.

Aslan’ın avukatı: Dava açılamaz
Sarraf, eski Halkbank genel müdürü Süleyman Aslan’a da milyonlarca dolar rüşvet verdiğini, hatta ‘her selam verdiğinde borçlu çıktığını’ açıkladı. Ancak Aslan’ın avukatı Ersan Şen, Sarraf’ın tanıklığının Türk hukukunda karşılığı olmadığını, dolayısıyla bu ifadelerle Türkiye’de dava açılamayacağını söyledi.

Şirketi boşaltmış
İstanbul Başsavcılığı da, işadamının itiraflara başlamasının ardından, Sarraf hakkında soruşturma başlatmış, 22 akrabasının ülkedeki mal varlıklarına el koymuştu.

Sarraf’ın varlığına ilişkin detayların da yer aldığı dosyalarda, İranlı işadamının yıllık 11 milyar dolar değerinde ticari girişim ve 20 mülk, altı at, 17 lüks araba, yedi yat, özel bir uçak ve 10 milyon doları aşan değerde sanat eserine sahip olduğu belirtiliyor. Ancak Sarraf’ın, en büyük şirketi Royal Holding’in içini boşalttığı ortaya çıktı. Sarraf’ın şirketin adını Türkiye’den ayrılmadan hemen önce 26 Şubat 2016’da Roysar Holding olarak değiştirmiş.

Sarraf, 18 Mart 2016’da ABD’de gözaltına alınmıştı.