Meclis’te ne yaşanıyor?

Dilan ESEN

“Karşıdaki kişiyi küçük gören, böbürlenen ve hatta sindirmeye çalışan bir şekilde bir şeyler anlatmak.” Buna ‘mansplaning’ deniyor.

“Bir kişinin, erkekliği temsil eden kişisel veya kurumsal iradenin diğerini manipüle etmesi, onun algısıyla ve gerçeklik değerleriyle oynaması.” Bu ifadelerin temsil ettiği sözcük ise ‘gaslighting’.

Bugün TBMM’de bu iki psikolojik şiddet biçiminin örnekleri bol bol yaşanıyor. Halkın temsil edildiği Meclis’te neredeyse her gün yaşanan bu iki psikolojik şiddet türüyle kadın erkek eşitliği ya da kadına yönelik şiddetin önlenmesine ilişkin kurulan araştırma komisyonlarında dahi yaşanıyor. CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, tüm bu yaşananları “Her yer erilleşiyor, Meclis de bundan payını alıyor” diyerek özetliyor.

‘Söz kesmek, konuşma süresini kısıtlamak, itirazları dikkate almamak…’ CHP’li vekilin anlattıklarına göre tüm bunlar Meclis’te kurulan araştırma komisyonlarında kendine vücut buluyor.

Sosyal ve ekonomik krizlerin ürettiği şiddetin hedefinde yine kadınların olduğunun altını çizen CHP’li vekil, “Kadınlar, bu şiddetin bedelini yeri gelince canlarıyla ödüyorlar ve buna kimse dur diyemiyor. Daha geçen hafta 24 saat içinde bu ülkede 8 kadın öldürüldü, bu kadın cinayetlerinin araştırılması için verilen önerge Meclis’te AKP ve MHP oylarıyla reddedildi. Bundan daha vahimi olan ise daha önce kurulan Araştırma Komisyonlarının çalışamaması; öncesinde kurulup çalışanların da bu sorunu ortadan kaldıramaması” diyor.

Sevda Erdan Kılıç
İzmir Milletvekili

SUSTUR, KURTUL!

Sevda Erdan Kılıç, “Evdeki şiddet tehdidi altında olan kadından, sokakta mücadele eden sivil toplum temsilcisine kadar herkes bu sorunun ‘politik’ olduğunu belirterek, Meclis’te çözülmesi gerektiğini söylüyor. Peki, tüm gözlerin dikildiği Meclis’te neler yaşanıyor?” diye soruyor. Meclis’te neler yaşandığını ise şöyle özetliyor: “27. dönemde kurulan Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Komisyonu’nda, kadın milletvekili arkadaşlarımız psikolojik şiddete maruz bırakıldı, Komisyon bu haliyle çalıştırılamaz hale getirildi. Sesleri kesilmeye çalışıldı, konuşma süreleri kısaltıldı, Komisyon’a kadınlarla ilgisi olmayan kişilerin getirilmesine yönelik itirazlar kulak arkası edildi. İktidar 12. Kalkınma Programı’nı hazırlarken, birden bire önceliği ‘ailenin korunması’ olarak belirledi. Kalkınma Programı’ndan toplumsal cinsiyet eşitliği ilkesi kaldırıldı. Cumhur İttifakı’nın ortaklarının verdiği nafaka karşıtı düzenlemeler, Meclis’in gündemi oldu. Yine ailenin korunması adı altında, kadınların kazanılmış hakları burada tartışılmaya başlandı. Meclis, bütçe başta olmak üzere vatandaşlık hakkını kapsayan değerlerin, kamuya dağılımının yapıldığı yerdir. Eğer iktidarın bakışı ‘eşitsiz’ olursa, topluma da bu eşitsiz bakış açısından, bütçe başta olmak üzere aleyhte payını alır. Eşitsiz tarafta kadınlar var. Bütçeden hakkını alamayan, karar alma mekanizmalarından payını alamayan, siyasetten payını alamayan, yerel yönetimlerde eşit temsil konusunda payını alamayan kadınların payına, bunun yerine ekonomik krizin yükü, sosyal krizlerin karanlığı, şiddet ve yoksulluk düşüyor. Eril bakış açısının Meclis çatısı altında kadınları hedef alan direk uygulamalardansa, iktidarın eril zihniyetinin tüm kadınları sürüklediği eşitsiz ortamı konuşmamız gerekiyor.”