Lice’de 2013’te öldürülen Medeni Yıldırım’ın taş atan grupta yer almadığını belirten savcı, sanık er için “haksız tahrik” indirimi istedi. Avukat Yılmaz, “olay kasten öldürme” dedi

Medeni’yi öldüren askere ‘haksız tahrik’ indirimi!
ELÇİN YILDIRAL
e.yildiral@gmail.com

Diyarbakır Lice’de 28 Haziran 2013 tarihindeki kalekol protestosu sırasında askerin açtığı ateş sonucu yaşamını yitiren Medeni Yıldırım soruşturması tamamlanırken, hazırlanan iddianamede sanık er Adem Çiftçi’nin “Haksız tahrik altında olası kastla adam öldürme” suçundan 18 yıla kadar hapsi istendi. Yıldırım’ın taş atan grup içinde yer almadığını, olayları izlediğini vurgulayan Savcı’nın “haksız tahrik” indirimi istemesine aile avukatından tepki geldi.

Taş atan grupta değil
İddianamede ellerinde “Savaş değil barış istiyoruz” yazılı pankart olan protestocu grubun Jandarma Kayacık Karakol Komutanlığı önüne geldiği, grubun içindeki bazı kişilerin taş, el yapımı patlayıcı ve molotof gibi yanıcı maddeleri karakolun içerisine doğru atmaya başladığı belirtildi. Yıldırım’ın bu sırada taş atan grubun biraz daha arka tarafında bulunan yerde olayları izlemeye başladığı ifade edildi. Bir süre sonra karakol içinden ateş edildiğinin belirtildiği iddianamede Medeni Yıldırım’ın bu sırada vurulduğuna dikkat çekildi. Yıldırım’ın durduğu yere göre, karakolun sadece nizamiye kulübesi 2’nci katından vurulmuş olabileceğini belirten savcı iddianamede şu ifadelere yer verdi: “Yıldırım’ın vurulma anında seri halde ateş sesinin gelmesi ve Bixi marka silahın seri ateş eden bir silah olması göz önüne alındığında, silahın mazgal içerisinde olması nedeniyle ateş edildiğinde Medeni Yıldırım’ın bulunduğu yere doğru ateş alacağı değerlendirilmiştir.”

Haksız tahrik indirimi
İddianamede, şüphelinin karakola yapılan taş, el yapımı patlayıcı ve molotof saldırısı üzerine “Haksız tahrik altında olası kastla ateş ederek” Yıldırım’ın ölümüne neden olduğu belirtildi.
Savcı, “Olası kastla öldürme” suçundan yargılanmasını istediği Adem Çiftçi için talep ettiği 20 yıldan 25 yıla kadar hapis cezasında, 4’te 1’inden 4’te 3’üne kadar ceza indirimi uygulanmasını talep etti. Olay günü silahın başında olan er Adem Çiftçi ise ifadesinde silahın kurma kolunu çektiğini, ancak ateş etmediğini iddia etti.

Avukat: Kasıt var
İddianameyi değerlendiren Medeni Yıldırım’ın ailesinin avukatı Kezban Yılmaz, “haksız tahrik”i kabul etmenin yasal anlamda doğru olmadığına dikkat çekerek, “Sanık olan askerin haksız tahrikten yararlanabilmesi için haksız tahrikin mağdurdan yani Medeni’den gelmiş olması gerekir. Ancak iddianamede, Medeni’nin olayın içinde yer almadığı, arkadan izlediği belirtiliyor. Görüntülerde de bu çok açık” dedi.

Yılmaz, olayda öldürme kastı bulunduğuna dikkat çekerek. “Burada doğrudan öldürme kastının olduğu çok açık. Şahıs bazında evet bir hedef alma yok ama halk hedef alınıyor, bu kişiler öldürmek kastıyla hedef alınmış. Askerin kullandığı silahın yönünü, sabit olduğunu bilmemesi mümkün değil” diye konuştu. Sanığın askerlik görevi süreci boyunca kamu görevlisi sıfatını taşıdığına dikkat çeken Yılmaz, kamu görevlilerinin suç işlediklerinde alacakları cezaların sıfatları nedeniyle yasada ağırlaştırıldığını ancak iddianamede sanığın kamu görevlisi sıfatına yer verilmediğini söyledi.

***

OTOPSİ RAPORU HATALI

İddianamede Yıldırım’ın otopsi raporunun hatalı olduğu da ortaya çıktı. Savcı, otopsi raporuna göre Yıldırım’ın vücuduna sağ dirsekten giren kurşunun, aşağıdan yukarıya doğru seyirle sağ kaburga ve sol kaburga kemiklerini kırarak sol kol üst ön yüzden çıkış yaptığını tespit edildiğini belirtti. Kamera kaydı ve olay yerinde yapılan keşif sonucunda Medeni Yıldırım’ı ölümüne neden olan kurşunun, otopsi raporunun aksine sol kol ön yüzden vücuda giriş yaptığı yukarıdan aşağı seyirle sağ kol altından çıkış yaptığı yine sağ kol dirsek dış yanından giriş çıkış yaptığını kaydetti. Davanın ilk duruşması 27 Ekim’de görülecek.