Müzisyen Güney Marlen, üçüncü solo albümü Kalp Plak ile dinleyiciyle buluştu. Marlen, albümünü şöyle anlatıyor: “Kalp Plak, aşkı, ayrılığı, sokakları, dünyayı, insanları, acıları, umutları ve isyanı süslü cümlelerle anlatan ve melankolik hikâyeleri kimi zaman esprili bir dille harmanlayan sözlü bir müzik albümü”

Melankolik hikâye deposu

Işıl ÇALIŞKAN

Hayatı şarkıları gibi yaşayan bir müzisyen Güney Marlen. Müziğinde, mutfağından dinleyiciye sunumuna kadar her şeyiyle ruhunu yansıttığına inanan Marlen’i kurucusu ve prodüktörü olduğu Eski Bando grubundan tanıyoruz. 2016’dan itibaren ise solo kariyerini sürdüren Marlen, şimdi üçüncü albümü “Kalp Plak” ile dinleyiciyle buluştu. Müzisyen albümü, “Şarkılarını yazarken acı da çektim heyecan da duydum umut da besledim, hatta çok kaygı da duydum.

Depresif bir dönemden daha dengeli bir döneme geçerken ortaya bıraktığım süslenmiş bir duygu ve düşünce paketi oldu bu albüm” sözleriyle anlatıyor. Marlen ile albümünü ve müzik serüvenini konuştuk.

►Yeni albümünüz Kalp Plak’ın nasıl bir hikâyesi var?
Kalp Plak, aşkı, ayrılığı, sokakları, dünyayı, insanları, acıları, umutları ve isyanı süslü cümlelerle anlatan ve melankolik hikâyeleri kimi zaman esprili bir dille harmanlayan sözlü bir müzik albümü. Hikâye deposu. İsmi bile özenle konulmuş bir albüm.

Benim kişisel tarihimde, pandemi öncesi planlanan, karantina ile beraber biraz geciken ama pandemi sürecinin ve 2020 yılının yüzeyine derin bir çizikle iz bırakan bir çakı gibi bu albüm. Şarkılarını yazarken acı da çektim heyecan da duydum umut da besledim, hatta çok kaygı da duydum. Depresif bir dönemden daha dengeli bir döneme geçerken ortaya bıraktığım süslenmiş bir duygu ve düşünce paketi oldu bu albüm.

GİTARIMI ELİMDEN BIRAKMAM

►Elektronik altyapısı baskın bir albüm olmuş Kalp Plak. Üç albümüzün üçünde de farklı soundlarla dinleyiciyle buluştunuz. Bu yeniliğe açık olduğunuz anlamına geliyor sanırım…

Yeniliklere kesinlikle açığım. Benim için mühim olan, sözel ve müzikal anlatıların beni ne kadar temsil ettiği. Bu yapı içinde müzikal enstrümanlar, stiller ya da tavırlar değişebilir. Nihayetinde yaptığım çalışmaların, “Ortaya çıkan sözel ve müzikal uyum, içimdeki duygu ve düşünceleri ne kadar temsil ediyor?” ya da “Benim hayatımı ve dünyanın o dönemini ne kadar doğru dile getiriyor?” gibi sorulara sıkı cevaplar vermesini önemsiyorum. Gitarımı elimden bırakmam, o benim ilk göz ağrım, kayda girmese bile yanımda durur ama onun etrafına topladığım diğer tüm müzikal öğeleri, her süreçte, sosyal devinimler ve teknolojik gelişmeler çerçevesinde hayatıma anlamlı bir etkisi olduğu sürece yenileriyle değiştirebilirim. Sürekli aynı şeyi yapmak sıkıcı. Hayat dinamik, insan kendini tekrar etmemeli. Yeni, heyecan vericidir. Özellikle, acılar sonrası gelen yeniler, en kıymetlileri. Sabahların karanlıklardan sonra olduğunu anımsatıyor.

►Üç albümde de değişmeyen şey sözlerin baskınlığı ve hikâye anlatıcılığınız. Sözler müziğin ne kadarına etki eder?
Söz yazmak benim için oldukça önemli. Söz ve müzik yazan şarkı yazarlarının, sözleri oldukça önemseyenler tarafındayım ben. Singer&songwriter dediğimiz az sayıdaki kent ozanları üstatlarımızın yolunda, yanında ya da yakınında yürümek benim karakterime daha uygun. Ki sayıları oldukça az. Kendimce bir söz yazma yolu oluşturmaya çalışıyorum ve kelimelerle, cümlelerle oynamaya ya da onların benle oynamasına bayılıyorum. Gündelik hayatta da böyleyim. Yazmaya bayılıyorum. Ne yazmak olursa olsun.

Öte yandan, son zamanlarda çoğu insan şarkı yazarlığını salt söz yazarlığı ile karıştırıyor. Şarkı yazarlığı hem söz yazmayı hem müzik (beste) yazmayı kapsıyor. Benim için elbette ikisi de ayrım yapılmaksızın kıymetli. Burada altını çizmek istediğim şey şu; ben müzisyen olmasaydım da yazacaktım. O yüzden yazmanın ve okumanın gücüne ve büyüsüne çok inanıyorum.

►Önümüzdeki süreçte dinleyiciyi neler bekliyor?
Kendi işlerimin yanı sıra bazı müzisyen dostların albüm ya da single çalışmalarının aranjörlüğünü ve prodüktörlüğünü yapıyorum bu ara. Bunlar da farklı tecrübeler. Bu elimdeki işler bitince 4’üncü solo albümümün çalışmalarına başlayacağım. Bu inişli çıkışlı hayatta bir de bunun için maddi koşulları sağlamaya çabalıyorum. Aklımda çok güzel fikirler var. Fikirlerim dışında yanımda pek biri de olmuyor. Yine de çok heyecanlıyım. Bu zorlu yolu yürümeyi seviyorum. Beni kendine yakın bulanlar ve sevenler, arada bir yoklasın, çok uzun sürmeyebilir yeni çalışmaların gelmesi.

***

melankolik-hikaye-deposu-840239-1.

KENTLİ ŞARKI YAZARININ ESİN KAYNAĞI TOPLUMDA OLMAK

►Pandemiyle birlikte müzik dünyasında var olan sorunlar daha da gün yüzüne çıktı. Enstrümanını satanlar, evini kapatıp ailesinin yanına dönenler, yazık ki yaşamına son verenler bile var. Sizin için nasıl geçti, geçiyor süreç?
Müzisyenler, pandemiden önce de ekonomik sorunlar ile karşılaşıyorlardı. Zaten can çekişen sektör, pandemi ile birlikte tamamen çöktü.
Ben pandemi başlamadan birkaç ay önce, daha önce çalıştığım ve hakkımı alamadığım tüm şirketlerle yolumu ayırıp bağımsız yayın yapan bir müzisyene dönüştüm. İyi ki yapmışım. Maddi olarak zorlansam da ölmüyorum artık. Fakat özellikle enstrümanist arkadaşlar ve sahne çalışanları çok zor durumda.
Bu süreçte üretimlerime devam ediyorum fakat sokağı ve sosyalleşmeyi elbette özledim. Psikolojik olarak bir içe dönüş yaşıyorum fakat bence kentli bir şarkı yazarının, en büyük esin kaynağı, toplum içinde olmak, sokaklarda aylak aylak gezerek dünyanın ve insanların ruhunu gözlemlemek.