Memurluktan garsonluğa yaşam mücadelesi: Biz onurumuzla yaşarız ya sen!

ÇAĞLAR BALLIKTAŞ

15 Temmuz sonrası art arda gelen Kanun Hükmünde Kararnamelerle binlerce kamu emekçisi işlerinden uzaklaştırıldı ve ihraç edildi. Bu emekçilerden birisi de İŞKUR’da Dava Takip Memuru olarak çalışan 29 yaşındaki Ömer Toy.

Büro Emekçileri Sendikası üyesi olan Toy, İzmir’e tayini çıktıktan bir ay sonra 679 sayılı KHK ile mesleğinden ihraç edildi. Dört yıllık memur olan Toy, mesleğinden uzaklaştırıldıktan sonra Ankara’da bir kafede garson olarak çalışmaya başladı. Toy, devletin kendini açlıkla sınamasına çalışarak cevap verdiğini belirterek “Bana yapılan haksızlığı kabullenmedim. Burada çalışmam kabullendiğim anlamına gelmiyor. Sadece ayaklarımın üzerinde durmaya çalışıyorum. Hala sendikal mücadelemi sürdürüyorum. İşime geri dönene kadar mücadelemi sürdüreceğim” diyor.

“İhraç edilmemin nedeni yok”
İhraç edildikten sonra bir ay boyunca ihraç edilme nedeni üzerine düşündüğünü anlatan Toy, herkesin kendisine aynı soruyu sorduğunu söyledi. Toy, verecek cevabının olmadığını belirterek, “Bunu hak edecek ne yaptım bilmiyorum. Hakkımda idari olarak açılmış dava veya soruşturma yok. Bir kınama veya uzaklaştırma cezam dahi yok. Adli olarak sicilime işlenmiş bir şey de yok. Buna rağmen beni neden ihraç ettiler ben de bilmiyorum” ifadelerini kullandı.

İhracı film izlerken öğrendi
Ağabeyi ile film izlerken ihraç edildiğini öğrenen Toy, “Bir arkadaşım beni aradı. Seni kötü geliyordu. ‘Yeni KHK yayınlandı, senin de ismin geçiyor’ dedi. Çok üzüldüm. İhraç edilmeyi beklemiyordum. Arkadaşlarımın da ihraç edildiğini gördükten sonra sendikalı olmamın ihracıma tek başına gerekçe oluşturabileceğini düşündüm çünkü ihraçlara gerekçe olarak üretilen şey sendikalı olmak. Herhangi bir parti bağlantım bulunmuyor. Sadece Anayasal çerçevede sendikal mücadele içerisindeydim” diye konuştu.

“Annem ve babam çok üzüldü”
Ailesinin ihraç edilme haberini aldıktan sonra kendisinden fazla üzüldüğünü belirten Toy, “Özellikle annem ve babam çok üzüldü. İlk başta söylememeyi düşündüm. Çünkü yaşlılar ve üzülmelerini istemedim. Sonra bunu gizleyecek bir nedenimin olmadığını anladım çünkü bir suçum yok. Üyesi olduğum illegal bir faaliyet yok. Tamamıyla bana karşı uygulanan haksız bir durum var ortada. Sonradan arayıp aileme ihracımı söyledim. ‘Sağlık olsun oğlum, yapacak bir şey yok’ dediler. Şu ana kadar desteklerini de esirgemediler. Ben ‘Ankara’ya çalışmaya gidiyorum’ dediğim zaman ‘Çalışmana gerek, yok biz sana bakarız’ bile dediler ama bu yaştan sonra anne baba yanında duramazdım” dedi

“Herkes hukuksuzluğun farkında”
İhraç edildikten sonra yakın çevresinin kendisine destek verdiğini dile getiren Toy, “Bana tepkili yaklaşan hiç kimse olmadı. Arkadaş çevrem çok üzüldü. Zaten tepkili yaklaşmamalarının nedeni her şeyin farkında olmalarıydı. Herkes yaşananların haksız, hukuksuz bir uygulama olduğunun farkında. Şu an arkadaşlarımın hepsiyle konuşun, ‘Ömer ihraç edildi, siz ne düşünüyorsunuz’ diye sorun, size verebilecekleri tek bir cevap vardır. ‘Ömer’in böyle bir şeyle alakası olamaz’ derler. Arayıp ‘geçmiş olsun’ bile diyemeyen arkadaşlarım da oldu ama bana sahip çıkan arkadaşlarım çoğunlukta” ifadelerini kullandı.

“Bizi açlıkla terbiye edemezler”
Ağabeyinin maddi desteği ile bir süre geçimini sağladığını belirten Toy, “İhraç edildikten sonra bir süre şok hali yaşadım. İzmir’deydim, yeni gitmiştim. Çok fazla arkadaş çevrem de yoktu. Biriktirdiğim kitaplarım vardı. Kitapları okumaya başladım. İzleyemediğim filmleri izlemeye başladım. Bir iki haftanın sonunda evde yalnızsan filmler de kitaplar da bitiyor. Yeni taşınmışsınız, bir haksızlığa uğramışsınız, mesleğinizi yapamıyorsunuz. İster istemez düşünce deryasına dalıp gidiyorsunuz. Ankara’ya gelmemdeki etken de o anda oldu zaten. Eş, dost, akraba da destek oluyordu ama sonradan durumun böyle devam edemeyeceğini gördüm. O kötü halden çıkmak için çalışmaya başladım. Çalışarak kendi emeğim ile ayaklarımın üzerinde durmak istedim. Bizi açlıkla sınamak istiyorlardı ama onlara bizi böyle terbiye edemeyeceklerini göstermek istedim” şeklinde konuştu.

“Özür, kaybedilenleri geri getirecek mi?”
Yaşananların hiçbir açıklamasının olmadığına dikkati çeken Toy “ Bu yaşananların mantığa, hukuka, ahlaka oturtulacak hiçbir yanı yok. Bir ay, bir yıl, beş yıl sonra ‘Bu yanlıştan dönüyoruz’ diyecekler. Çünkü bizi suçlayabilecekleri hiçbir şeyleri yok. Peki, Mehmet Fatih Tıraş arkadaşımıza ne olacak? Onu geri getirebilecek miyiz? Bu kaybettiğimiz arkadaşlarımızı telafi edebilecekleri hiçbir şey yok. Tıraş’ın hakkını nasıl ödeyecekler? Ailesine ne diyecekler? ‘Biz bir yanlış yaptık, suçsuzdu, özür dileriz’ mi diyecekler? Peki, özür, geri kaybedenleri getirecek mi?” dedi.

“İntihar haberleri üzücü”
İhraç edilenlerle ilgili gelen intihar haberlerine de çok üzüldüğünü belirten Toy, “İster istemez insan çöküyor. Bu konu hakkında pek de diyecek bir şey yok. Tamamıyla sizin hayatınızı alt üst ediyorlar. Tek bir listede isminiz yazıldı diye başınıza gelebilecek en kötü şeyler geliyor. Her gün açlıkla sınanıyorsunuz. Bu psikolojiyi kaldırmak kolay bir şey değil. İnsan hazmedemiyor. Deseler ki ‘Ömer, sen şunu yaptın’ o zaman kabulleneyim. Ama amirin önüne liste uzatıp buraya sadece isimler yazdırıp işten attırmak hazmedilecek bir şey değil” diye konuştu.

“Bana yapılan haksızlığı kabullenmedim”
Anne ve babasından aldığı harçlıkla yaşayamayacağını söyleyen Toy, “Memurken 2 bin 500 lira civarında kazanıyordum. Garsonlukta ise günlük 60 lira kazanıyorum. Kurumsal firmalarda bizi çalıştırmıyorlar ama bana yapılan haksızlığı kabullenmedim. Burada çalışmam kabullendiğim anlamına gelmiyor. Sadece ayaklarımın üzerinde durmaya çalışıyorum. Hala arkadaşlarımla birlikte sendikal mücadelemi sürdürüyorum. Hukuksal sürecin takipçisiyim. İşime geri dönene kadar da mücadelemi süreceğim” dedi.