Veliefendi Hipodromu’nun Çorlu’da mera alanlarına taşınacağı iddiasına yönelik bölge halkının tepkisi sürüyor. Yurttaşlar, "Meralara ihtiyacımız var. Tarımsal açıdan çok büyük bir potansiyel yok olur" diyor.

Meralar bizimdir
(DHA)

Haber Merkezi

Doğal çayır ve meralar 1940’lı yıllarda 44 milyon hektarla ülke topraklarının yarısından fazlasını kaplarken, günümüzde bu rakam 14,5 milyon hektarın altına düştü. Yıllar geçtikçe daralan mera alanları AKP iktidarı için rant elde edilecek alanlara dönüştü. Göz dikilen meralardan bir tanesi de Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde Seymen Mahallesi’nin meraları oldu. Türkiye Jokey Kulübü’nün (TJK), mahallenin mera olarak kullandığı 2 bin 600 dekar arazinin 936 dekarını satın almak için girişimi başlattığı iddialarına yönelik tepkiler sürüyor. TJK, satın alınacak arazide atların antrenman yapması, barınmaları ve yakın civarlardaki haralarda yetişen tayların antrenman amaçlı koşturulmaları için tesis kurulmasının planlandığını bildirdi. TJK’nin bu girişimi üzerine meralarını vermek istemeyen Seymenliler, İstanbul’daki Veliefendi Hipodromu’nun meralarına taşınacağını öne sürerken, TJK, hipodromun taşınmayacağını ve yerinde kalacağını belirtti.

Seymen Mahallesi Luhtarı Aydın Dinler, meralarına daha önce sanayi tesisi kurulması planlandığını ve kendilerinin karşı çıktığını belirterek, hipodrom kurulmasına da karşı olduklarını söyledi. Arazinin mera olarak kalmasını istediklerini ifade eden Dinler, "Bu meramız daha önce de sanayi yapılmak istenmişti, şimdi de hipodrom için konuşuluyor. Köyümüzde yaklaşık 3 bine yakın küçükbaş, 2 bine yaklaşık da büyükbaş hayvan var. Biz bu meraları kullanıyoruz. Bu meralara ihtiyacımız var. Bizim meralarımız mera kalsın ki üretebilelim, ekonomiye katkımız olsun" dedi.

ÇOK BÜYÜK POTANSİYEL YOK EDİLECEK

Trakya Çevre Platformu sözcüsü Murat Sevgi ise tarımsal değerin yükselmesini sağlayacak tarım arazilerinin, meraların, tarımsal kaynakların korunmasının daha da arttırılması gerektiğini kaydetti: “Öncelikle böyle bir şey planlamış olmanın stratejik bir yanlış olduğunu düşünüyoruz. İkincisi de yakın gelecekte gıda krizinin beklendiğini bütün tarım uzmanları, iklim uzmanları bugün karşımıza çıkmış böyle bir sorunu küçük de olsa örnek olması, emsal olması açısından yapmamamız gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca Trakya bölgesi endüstrileşmenin zirve noktalarından birine oturmuşken yapılacak olan tesisin bir at çiftliği, binicilik tesisi açısından herhangi bir endüstriyel kirlilik zararı olmamasına rağmen tarımsal açıdan çok büyük bir potansiyeli yok edeceği için bir tür bindiğimiz dalı kesiyoruz.”