Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası 2020 yılı sonu enflasyon tahminini 0,8 puan düşürerek yüzde 7.4'e indirdi

Merkez Bankası enflasyon tahminini 7,4'e çekti: Uysal'a zor sorular

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Murat Uysal yılın ikinci Enflasyon Raporu'nu açıkladı.

TCMB Başkanı Murat Uysal tarafından yapılan açıklamada, "Enflasyonun yıl sonunda yüzde 7,4 olarak gerçekleşeceği, 2021 yıl sonunda yüzde 5,4'e gerileyeceği tahmin edilmektedir" denildi.

Uysal'a, toplantının soru cevap bölümünde dolar kurunun 7 TL altında tutulması için Merkez Bankası rezervlerinin neden harcandığı soruldu.

Uysal açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Koronavirüs ekonomileri bir çok kanalda etkileyerek küresel iktisadi faaliyetin sert bir şekilde daralmasına neden oldu. Mart ayı içerisinde hizmetler sektörünün hızla zayıflamasına neden oldu. Türkiye'nin ülke risk primi artarken TL'de değer kaybı görüldü, kur oynaklığı arttı. Tüketici kredileri son aylarda ivme kaybediyor. Ülkemizde de 2. çeyrek için belirgin bir yavaşlamaya işaret ediyor.

Salgının etki alanı Orta doğu ve Afrika ile Rusya ile ihracat pazarlarımızın da önümüzdeki dönem zayıf seyretmesi bekleniyor. Cari işlemler dengesinin yıl boyunca ılımlı seyredeceğini tahmin ediyoruz Son dönemde TL'deki değer kaybına rağmen uluslararası emtia fiyatlarındaki keskin düşüşler enflasyon görünümüne olumlu yansıyor. 2021’de enflasyonun yüzde 5,4’e gerileyeceğini tahmin etmekteyiz."

Merkez Bankası 2020 sonu için enflasyon tahminini % 8,2, 2021 yılı için ise enflasyon tahmini %5,4 olarak açıklanmıştı.

SORU-CEVAP BÖLÜMÜ

Uysal, video konferans ile gerçekleştirilen Enflasyon Raporu 2020-II Bilgilendirme Toplantısı'nda ekonomistlerin ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Uysal’a sorulan bazı sorular ve cevapları şöyle:

Soru: Merkez Bankası rezervleri kamu bankacılığı aracılığıyla kullanılmasıyla ilgili soru sormak istiyorum. Neden döviz satışı yapılıyor? Dalgalı döviz sisteminden kamu kontrollü sisteme mi geçirdi? Merkez Bankası’nın kendisine ait rezervlerinin eksiye geçtiği ifade ediliyor.

Cevap: Rezerv sorusunu toparlamam gerekirse. Olağanüstü bir dönemden geçiyoruz. Risk iştahı azaldı. Gelişmekte olan ülkelerden sermaye çıkışı oldu. Bizim de diğer merkez bankalarında olduğu gibi dalgalanmalar ve rezerv seviyelerinde dalgalanma olabiliyor. Bunların olması normal. Geçen sene belli dönemlerde bu stresi yaşadık. Ama daha sonra rezervleri güçlendirdik. Mart ayının başından itibaren bu süreçle birlikte rezervlerimizde bir dalgalanma söz konusu ancak bunun geçici olduğunu ifade etmek isterim. Dalgalı kur sistemi devam ediyor. Böyle dönemlerde döviz rezervlerimizde farklı kanaldan değişimler olabiliyor. Şunu da ayrıca belirtmek isterim, rezervlerdeki değişim ödemeler dengesinden kaynaklanabiliyor. Cari denge tarafına değinmek gerekirse ilk etapta turizmde yavaşlama söz konusu.

Küresel merkez bankalarının bu kadar genişletici adımlar attığı bir dönemde roll over rasyolarında sıkıntı beklemiyoruz. Yerleşiklerin davranışlarında bozulma olmazsa ödemeler dengesi kanalıyla rezervler üzerinde baskı beklemiyoruz. Kademeli bir şekilde kurlar üzerinde baskının azalacağını belirtmek isterim. Finansal istikrara önem verdiğimizi her zaman ifade ediyoruz.

Soru: Daha orta vadede enflasyonun yukarı yönlü devam edilebileceğine ilişkin endişeler var? Buna katılır mısınız?

Cevap: Son dönemde beklentiler belirsizlik yaratabiliyor. Bizim değerlendirmemiz 8,2’den 7,4’e çekmek, bunu neye dayandırdık, aşağı yönlü etkilerin ağır basacağını, temmuzdan itibaren enflasyondaki aşağı gelişin belirgin olacağını düşünüyoruz. Yıl sonu beklentisini böyle belirledik. Geçen sene de benzer bir süre yaşadık. 2019 yılında bizim beklentilerimizin bir miktar yukarısında oldu rakamlar.

İşsizlik fonundan yapılan ödemeleri dikkate aldığımız zaman, işsizliğe katkı olacaktır. Kısa çalışma ödeneğinin özellikle, ücretsiz izne çıkanlara ödeme yapılacak. Bu noktada hızlı bir artış gözükmese bile, kayıt dışı çalışanların ne yönde evrileceği önemli. Bu noktada destekler sağlanıyor. İşsizlik oranlarında aşağı doğru seyri görmeye başlamıştık. Mart ortasından itibaren bu seyrin tersine dönebileceğini öngörüyoruz.

Soru: Örtülü bir şekilde yürütülen politikada belli bir kur hedefi savunuluyor görüntüsü var. Edindiğimiz izlenim bu. Bu ekonomik saiklerle açıklanabilecek bir şey mi? Biz yanlış mı anlıyoruz yoksa? Kur hedefi yok mu?

Cevap: Kur hedefi olmadığını söyleyebiliriz. Kademeli bir şekilde kurda bir değişim oldu. Biz bu alanda yalnız değiliz. TL’deki kaybın da ortalarda bir yerde olduğunu görüyoruz. Bu bize kurda seviye hareketinde olmadığımızı gösteriyor. Reel kurun geldiği seviyeyi de görmemiz lazım. Aslında reel kur seviyeleri de son dönemlerin düşük seviyelerinde. Reel sektörün firmaların borç azaltımına gittiğini görüyoruz. Kurla ilgili savunma mekanizmamız yok. Kurdaki istikrarı önemsiyoruz.

Soru: Örtülü bir şekilde kur savunusu var. Kur 7’yi geçmesin ama 6,9950’de dursun bunun nasıl bir mantığı var? Merkez rezervleri erirken yarım kuruş için rezervleri harcamanın mantığı nedir?

Cevap: Son gelişmelerle birlikte aslında reel kur son dönemlerin hemen hemen en düşük seviyelerine yakın seyrediyor. Bunun da değerlendirmelerde dikkate alınması lazım. Aynı şekilde geçen yıl içerisinde reel sektörün, firmalarımızın ciddi oranda borç azaltımına gittiğini görüyoruz. Döviz yükümlülüklerini büyük bir oranda azalttıklarını görüyoruz. Firmalarımızın pozisyon azaltmış olması reel kurun seviyesi, son dönemde kurun zaten belli bir hareket yapmış olması, aynı şekilde yerleşiklerin de büyük ölçüde dolarize olmuş olması ama son dönemde burada da pozitif gelişmeler görüyoruz, bunu da belirtmek isterim. Bu çerçevede değerlendirdiğimizde kur seviyesi ile ilgili bir savunma mekanizmamız yok ama finansal istikrar açısından tümüne bakmamız lazım. Zaten faizle bazen yönetemeyeceğimiz durumlar, dönemler olabilir. Dolayısıyla tabii ki kurdaki istikrarı önemsediğimizin de altını çizmek istiyorum.