Mesele insani değerleri gözetmek

Fotoğraf: Ümit Bektaş/Reuters

İbrahim VARLI

Rusya’nın işgalini yerinde takip eden Reuters Foto Muhabiri Ümit Bektaş, “Kuşkusuz bu tanık olduğum en dijital savaş” yorumunu yapıyor.

Ukrayna’daki savaşı/işgali yerinde takip eden gazetecilerdensin? Yaşadıklarına, tanık olduklarına dair ne aktarmak istersin?
Ben Kiev’e Ukrayna ile Rusya arasındaki gerilim tırmanırken ancak henüz çatışmaya dönüşmemişken gittim. Açıkçası savaş çanları çalarken bu kadar yaşayan, sokakları cıvıl cıvıl bir kent beklemiyordum. Rusya Büyükelçiliği önünde bir protesto eylemi izledim o günlerde. Protestocu sayısının azlığına hayret ettim. Sanırım insanların çoğu yaşanan gerilimin çatışmaya dönüşmeyeceğini düşünüyor ya da umuyordu. Rus işgali başladığı gün Kiev tamamen farklı bir şehir görünümünü aldı. İnsanlar sokaklardan çekildi, metrolar sığınağa dönüştü, çok sayıda insan görece daha güvenli olan ülkenin batısına ya da komşu ülkelere gitti. Şehir adeta hayalet bir kent halini aldı. Sokaklara kontrol noktaları, barikatlar kuruldu.

Medya ve haber açısından savaşta ne tür bir kirlilik yaşanıyor?
Savaşın tarafları sadece cephede değil dijital dünyada da savaşıyor. Nasıl cephede kirli bombalar varsa sanal boyutta da ciddi bir dezenformasyon çabası var. Profesyonel habercilerin ve tarafsız medya organlarının süzgecinden geçmemiş enformasyona hemen haber muamelesi yapılmamalı. Kendi işimden bahsederek bir örnek vereyim: Zelenski’nin Kiev’den ayrıldığı yolunda sosyal medya üzerinden yoğun bir enformasyon akışının yaşandığı gün ben, kameramanımız ve muhabirimiz Kiev’in göbeğindeki Cumhurbaşkanlığı binasında kendisiyle röportaj yapma fırsatı bulduk. Röportaj yayımlandığı anda tüm bu “kaçtı” bilgisi içeren paylaşımlar, yazılar çöp oldu.

Kara propaganda tuzağına düşmemek ne derece mümkün?
Bu tuzak varsa bilinmeli ki iki farklı av için kurulmuştur: Haberci ve okuyucu ile izleyici. Haberci için kurtuluşun tek çaresi etik kurallara sıkı sıkıya bağlı kalmak. Okuyucu/izleyici içinse aynı habere tek kaynaktan değil farklı kaynaklardan, birbirine benzemeyen medya organlarından erişerek bilinçli bir takipçi olmak.

mesele-insani-degerleri-gozetmek-998673-1.
Reuters Foto Muhabiri Ümit Bektaş

Savaş muhabirliği ve çatışmalı bölgelerde gazeteciler pek çok zorlukla karşı karşıya. Bu zorlukları nasıl özetlersin?
En önemli sorun tabii ki güvenlik. Her an yaralanma ya da ölümle burun burunasınız. Özellikle serbest gazetecilerin kısıtlı bütçeyle çalışmaları da ayrı bir sorun. Çatışma alanında muhatap olduğunuz asker, sivil insanların zor koşullar altından normalde olduklarından daha kırılgan ve gergin olmaları bile işimizi yapmamızı zorlaştıran bir unsur.

Irak ve Afganistan savaşlarına da tanık oldun. Ukrayna savaşının öncekilerden gazetecilik bağlamında bir farkı var mı?
Kuşkusuz bu tanık olduğum en dijital savaş. Müthiş bir enformasyon akışı var ve bu akış içinde doğru ve anlatmaya değer olanı bulmak zorundasınız. Hızlı olmak gerekliliği de cabası. Irak ve Afganistan’da yaşananları bugünle teknoloji açısından kıyaslandığımda yeni bir çağda olduğumuzu düşünüyorum. Öte yandan savaşın yaşandığı coğrafya Avrupa. Bu, belki de üzülerek belirtmek gerekir, profesyonel haberciliğe yoğun talebi olan kitlenin olaya ilgisini de artırmış durumda. Bir nevi arka bahçede olanları izlemekten kapı önünde olanları izlemeye geçilmiş durumda dünya.

Ukrayna ve Rusya tarafında “iliştirilmiş gazetecilere” de tanık oluyoruz. Barış gazeteciliği mümkün mü?
Ben bunu pek mümkün görmüyorum. İki düzenli ordunun savaştığı ya da çatışmada alan hakimiyetinin güçlü gruplarca sağlandığı savaşlarda her zaman medya üzerinde kontrol oluyor. Buna sadece iliştirilmiş olarak çalıştığım Irak ve Afganistan’da değil NATO’nun Kosova operasyonu sırasında Belgrad’ı bombalamasını, Cezayir’de kanlı radikal İslamcı terörü, Suriye’de iç savaşı izlerken de tanık oldum. Bugün Hatay’dan İdlib’e geçtiğinizde önce sınırın hemen karşı tarafında İdlib’e hâkim grubun medya ofisine gidip akredite olmak gerekiyor. Bu durumun gazeteciliğin ve tabii ki gazetecilerin barışa katkı sağlayamayacağını düşündüğüm anlamına gelmiyor. Mesele “temel insani değerleri gözeterek” ahlaklı gazeteci olmak.