Metin Lokumcu’nun ölümüne ilişkin dava Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme kararı üzerine Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ve sanıkların da getirildiği ikinci duruşmaya yarın sabah saat 09.00’da devam edilmek üzere ara verildi.

Metin Lokumcu davası | Sanık polislerin de katıldığı duruşma, yarın devam edecek

HABER MERKEZİ

31 Mayıs 2011'de Hopa’da dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın mitingi öncesinde polisin kullandığı biber gazı sonucu yaşamını yitiren devrimci öğretmen Metin Lokumcu’nun davası Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya yarın sabah saat 09.00’da devam edilmek üzere ara verildi.

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, İzmir Baro Başkanı Özkan Yücel, Artvin Baro Başkanı Ayla Varan, Ankara Baro Başkanı Kemal Koraner, Trabzon Barosu Başkanı Sibel Suiçmez ve çok sayıda baro temsilcisi Metin Lokumcu davasında duruşma salonunda yer aldı.

CHP Milletvekilleri Orhan Sarıbal, Gülizar Biçer Karaca, Ahmet Kaya, Sezgin Tanrıkulu ve Zeynep Altıok ile HDP Milletvekilleri Züleyha Gülüm, Oya Ersoy ve Murat Çepni davayı izlemek için Trabzon Adliyesindeler.

ADALET İÇİN BURADAYIZ

Duruşma öncesi açıklama yapan CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, şu ifadelere yer verdi:

"Metin Lokumcu Hocamız 2011 yılında doğa ve çevre hakkı için mücadele ederken yaşamını yitirdi. Hopa'da bu mücadeleyi veriyordu. Kendisi sadece Hopa için değil, bütün Türkiye'deki çevre hakkı ve doğaya müdahale bakımından önemli bir mücadele insanıydı. Biber gazı sıkıldı, orantısız güç kullanıldı ve yaşamını yitirdi. Avukat arkadaşlarımız inanılmaz bir mücadele ile sanıkları bugün Trabzon'da yargı karşısına çıkardılar. Şu unutulmasın: Yani bugün için yaşam hakkına müdahale eden, kötü muamele ve işkence yapan memurlar bakımından, kamu görevlileri bakımından bence çok önemli bir dava ve unutulmasın, bir gün mutlaka yargı önüne çıkıyorlar. O nedenle buradayız milletvekillerimizle beraber, birçok baro başkanı burada, Türkiye Barolar Birliği Başkanı burada. Bu davada adaletin gerçekleşmesi açısından burada olmaya devam edeceğiz."

SANIK POLİSLER DURUŞMA SALONUNDA

Bir önceki duruşmada mahkeme heyeti tarafından duruşmaya getirilmesine karar verilen sanık polisler duruşma salonunda yer aldı. Duruşma salonunda yer kalmadığı için bazı avukatlar ve izleyiciler salonun kapısından duruşmayı takip edebilecekler.

Dönemin Artvin İl Emniyet Müdürü Muhsin Armağan dün “siyatik” rahatsızlığı dolayısı ile rapor aldığı için salonda değil. 9 sanık polis duruşmada hazır bulunuyor.

Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan söz aldı. Sağkan şu ifadelere yer verdi:

Davayı önemsiyoruz. Müştekilerin ve avukatlanın uzun yıllarıdır verdikleri miicadeleniln sonudnda 10 yıl sonra açılabilmiş bir mücadeleden bahsediyoruz. Bu ortamın adil yargılanma, savunamama ve müştekilerin hakları bakımından sağlıklı bir ortam sunmadığı, bundan sonraki duruşmalarda teknik alt yapı ve fiziki hususlarda konforlu salonunun kullanımlasına öncelik verilmeli. TBB üzerine düşen bir konu varsa yardımcı olmaya hazırız.

Geçen celse talepte bulunulmuştu. Ara karardan rücu talebi. Baroların ve TBB'nin insan haklarını korumak ve işlerlik kazanmak vazifesi var. Yaıglamalara bakınca bir temel hak ve hür ihlali olup olmadığının değerlendirmesinde heyetlerle farklı düşünceler olabiliyor. Yaşanan olay sadece bir iki kişinin kasten veya taksirle öldürülmesinden ibaret değil. Yaşanan olay, herkesin sağlıklı bir çevrede yaşama hakkını savunan birisinin davasıdır. Çevre ve yaşam hakkı kapsamında kaynaklanan yükümlülüklerimiz vardır. Dosyada katılma talebimizin kabul edilmesini istiyoruz.

İstanbul, İzmir, Ankara, Artvin, Trabzon, Giresun, Samsun, Denizli, Diyarbakır ve Antalya baroları davaya katılma talebinde bulundu. Türkiye Barolar Birliği'nin, baroların, siyasi partilerin, dernek ve vakıfların suçtan doğrudan zarar görmemesi gerekçesi ile davaya katılma talepleri reddedildi.

SANIK ÜNLÜ: GERÇEK SORUMLULAR BURADA DEĞİL

Dönemin Hopa İlçe Emniyet Müdürü sanık Fatih Ünlü savunmasına başladı: ​

Herhangi bir sebeple olursa böyle bir olay yaşanması üzücü. Metin Lokumcu’nun ailesine başsağlığı diliyorum.

Ulaş Lokumcu: 10 yıl önce niye dilemedin?

Fatih Ünlü: Başbakanın miting alanı ile basın açıklaması olan farklı alanlardır. Olayın meydana geldiği Cumhuriyet meydanında bir grubun toplandığını öğrendik. Orda toplananları ikna ve ikaz etme talimatını Kaymakamdan aldım. Müzakere ve ikna çabalarım oldu. Yaklaşık 45 dk sürdü. Ses aracından da anons geçtik. Hasta olanların da alanı terk etmesini istedik. Orada toplanan grup ayrılmadı. Benim oradaki sorumluluğum grubu ikna ve ikazdı. Başka bir sorumluluğum yoktu. Böyle bir emir verme yetkim de yoktu. Benim görevli olduğum dönemde Hopa’da çevik kuvvet birimim yok. Olmadığı için de envanterim de yok. Bu müdahalede idare amiri değildim. Miting alanında görevli olduğum için hiçbir yetkimin olmadığı için toplumsal olaylara müdahale, mülki idare amiri tarafından verilir. Hal böyleyken yetkim yokken, yetki aşımı olduğu söylemek mümkün değil. Heyetiniz karşısında bulunan arkadaşların sorumlu olmadığını gerçek sorumluların da burada olmadığını belirtmek isterim.

Mahkeme Başkanı: Kimdir gerçek sorumlulular peki? Müdahale emrini kim verdi?

Fatih Ünlü: Dönemin Hopa Kaymakamı vermiştir. Herhangi bir şahsı hedef aldıklarını söyleyemeyiz. İlçe Emniyet Müdürü olarak her şeyin kamera altına alınmasını istedim. Dosyamın ayrılarak beraatime karar verlmesini isterim. Benim burada olma sebebim sadece Hopa İlçe Emniyet Müdürü olmamdır. Benim mahiyetimden hiç kimse idari ve adli soruşturma geçirmemiştir.

Mahkeme Başkanı: Diğer illerden gelen polisleri kim organize ediyordu?

Fatih Ünlü: Bir ilçeye herhangi devlet büyüğü geldiği zaman İl Emniyet Müdürü bu planlamayı yapar. Bunlar dosyada mevcuttur. Benim görev alanım miting alanıyla sınırlandırılmıştır. Ben topluluğu ikaz ve ikna müzakere için ayrıldım.

Av. Sercan Aran: (Fotoğraf gösteriliyor) İmza size mi ait?

Fatih Ünlü: İmza bana aittir. Burada 30 tane değişik birimlerden amir memur ve kişilerin imzası vardır.

Av. Sercan Aran: Lokumcu’yu tanımadığınızı söylüyorsunuz ama olay tutanağında Lokumcu tespit edilmiş, onun slogan attığını siz ve diğer polisler tespit yapmışlardır

Fatih Ünlü: Kamera görüntülerine göre tespit yapılmıştır.

Av. Sercan Aran: Nasıl teşhis ve tespit ettiniz. Tanımadığınız kişiyle alakalı tespit mi yaptınız

Fatih Ünlü: Ben değil arkadaşlar yaptı. Arkadaşlar orada o görüntüleri çözüyorlar. Orada bir sürü insan var. Çözüme imza atıyoruz tek tek diyoruz ki bu konuda çok dikkatli olalım.

Av. Sercan Aran: Diyorsunuz ki personel getiriyor biz de imzalıyoruz… Astım hastaları kalp hastaları oradan ayrılsın. Öldürücü değilse neden anons yaptınız. Neye dair… Olaydan sonra görev yeriniz değiştirildi mi?

Fatih Ünlü: Olaydan sonra görevden alınmadım. Sadece ceza aldım. Yeterli güç kullanıp kalabalığı bertaraf edemediğim için. Sonra mahkeme bunu bozdu ilk müdahale anında orada değildim.

Mahkeme Başkanı: Ankara’da demişsin ki , ‘olay sırasında benim sorumluğum sadece miting alanıyla sınırlıydı, Tayfun Vardarlı sorumluluğundaydı. Olay yerinde şahsım ya da personelim tarafından biber gazı kullanılmamıştır. Abdullah Aktaş dağıtılması talimatını verdi. Tüm tedbirlerden İl Emniyet Müdür Yardımcısı sorumludur’ demişsin… Aslında benim o gün göstericilerin eylem yaptığı yerle ilgili bir tasarrufum yoktu. Aladan sorumlu Tayfun Vardarlı orada mıydı Hatırlıyor musun?

Fatih Ünlü: Orada olup olmadığını hatırlamıyorum.

Mahkeme Başkanı: Gaz kullanma ile ilgili talimat vermedin sonuç olarak?

Fatih Ünlü: Hayır.

Sanık Avukatı:

Sanıkların burada olmayı hak ettiğini düşünmüyorum. Müvekkil bir taraftan idare tarafından gurubu dağıtamadığı için soruşturulup ceza aldı. Neyse ki ceza kalktı. Bugün de burada hiç hak etmediği şekilde karşınızda bulunuyor. Müvekkil bırakın bir suç işlemeyi , görev yaptığı yerde birlikte yaşadığı insanlar açısında böyle bir olayın ortaya çıkmasından da üzüntü ve keder duymaktadır. Polisin en temel görevi can, mal ve namusu korumaktır. Onun temel amacı hiçbir şekilde hiç kimsenin canına kastı olmamıştır. Has bel kader orada bulunanlardan birisidir. O günkü ilgili valilik ve ilk emniyet görevlendirmelerinin sınırları zaten belirlenmiştir. Yapabileceği tüm gayreti göstermiştir. Meslektaşlarım agresif bir tavır sergilediğini düşünüyor olabilirler ama bu hak etmediği bir suçlamayla karşı karşıya olmasındandır.

Kendisi almış olduğu talimatı ilgililere iletmiştir. Kuvvet kullanan birimin amiri değildir. O birlime talimatverme yetkisi yoktur. Kanunen yapması gerekeni yapmıştır. Müvekkilimi kanunuen yaptığı işten dolayı sanık koltuğuna oturtuyorsunuz. Müvekkilin kendi bilgisi eğitimi görgüsü olmadığı bir konuda bu kadar güç kullanın bu kadar gaz atın demesi mümkün değildir. Bu kanunsuz emir sınırın aşılmış olmasını gerektirir.

Saatlerce süren bir çatışma, karşılıklı mukavemet ortamı olmuş. Bu yaklaşık üç dört saat süren bir gerilim, karşılıklı çatışma ve olayların önlenmesi için güç kullanılması olay yerinde meydana gelmiştir.

Saat 14.15’e kadar duruşmaya ara verildi

Duruşmaya verilen ara sona erdi. Sanık Tayfun Vardarlı’nın sorgusuyla duruşma devam ediyor...

SANIK VARDARLI: MÜDAHALE EMRİNİ KAYMAKAM VERDİ

Tayfun Vardarlı: Kaymakam beyin telsiz anonsuyla müdahale oldu şahıslara. Olay bu şekilde gelişti. Miting alanında bir sorumluluğum yoktu. Artvin'den gelen kuvvetler ve o kuvvetlerin koordinasyonundan sorumluydum. Başta sınır kapısındaydım, sonra Hopa'ya geldim. Geldiğimde ilçe müdürü megafonla dağılın anonsu yapıyordu. Daha sonra kaymakam bey telsiz anonsuyla müdahale çağrısı yaptı.

Hakim: O sırada orada mıydın?

Tayfun Vardarlı: Müdahale olduğu sırada Hopa'ya varmıştım

Av. Mert Bal: Olay günü koordinasyondan sorumluydunuz. Görev yeriniz neresiydi?

Tayfun Vardarlı: Görev yerim yoktu, telsizle olayları koordine ediyordum

Av. Meriç Eyüboğlu: Bu dosyadaki belgeleri incelediniz mi?

Tayfun Vardarlı: Henüz incelemedim

Av. Meriç Eyüboğlu: Miting öncesi bir toplantı yapıldığını, bu toplantıdan notları siz aktarmışsınız öyle dedi bir önceki il emniyet müdürüne. Siz katılmadım diyorsunuz

Tayfun Vardarlı: Olaydan bir gün önce Başbakanın miting alanını gezdik ve tutanak altına aldık.

Av. Meriç Eyüboğlu: Herkesin toplantıda olduğunuzu söylediği bir toplantıda yoktum diyorsunuz

Tayfun Vardarlı: Olaydan bir gece önce miting alanını gezdiğimizdeki toplantıyı diyorsanız evet oydu. Bir ülkenin başbakanı geliyorsa birçok kez toplantı yapılır. Ama ben katılmadım.

Av.Meriç Eyüboğlu: O gün 7 ayrı ilden görevlendirme olmuş. İller arasında böyle bir görevlendirme olursa, oranın yetkilisi kimdir?

Tayfun Vardarlı: Normalde görevlendirme yapılır. Gelen kuvvetler arasındaki eş günümü ilçe kaymakamı sağlar.

Av. Meriç Eyüboğlu: Birimin başka yere aktarımına kim karar verir?

Tayfun Vardarlı: İl Emniyet Müdürü Verir.

Av. Meriç Eyüboğlu: İl Emniyet Müdürü alanda değilse kim verir?

Tayfun Vardarlı: Kendisine ulaşılır talimat alınır.

Av. Eyüboğlu: Talimat aldınız mı?

Tayfun Vardarlı: Hayır

'BAŞBAKAN'IN MİTİNG ALANINA GELMEYE ÇALIŞANLARA GAZ SIKTIM'

Sanık polis Haktan Yakıcı’nın sorgusuna başlandı:

Olayın olduğu tarihte Erzincan İl Emniyete bağlıydık. Takviye olarak görevlendirdik. Başımızdaki Çevik kuvvet amiri Muammer Güven’di. İşerleyen saatlerde inşaat alnında bir arbede yaşandı. Amirimiz oraya geçmemizi söyledi. Benim gaz mühimmatım yoktu üzerimde. Geride ve bekleme durumundaydık biz. Ne konuşuldu ne edildi bilemiyorum. Sonrasında da müdahaleler başladı. 1-2 saat geçti Başbakanın miting alanına geleceği söylendi, ordan araçlarımızdan mühimmatlarımızı alıp geçtik. Ben bu noktada gaz kullandım. Ben gaz kullanmadım demiyorum ancak Başbakanın miting alanına gelmeye çalışan kişilere karşı kullandım. Talimatlara uygun olarak kullandım.

Av. Meriç Eyüboğlu, Metin Lokumcu’nun gaza maruz bırakıldığı anlardan birini, üç farklı açıdan çekilmiş görüntülerle sanık polislere ve mahkeme heyetine izletiyor

Saat 17.20’ye kadar duruşmaya ara verildi

'BİZİ KOBAY OLARAK KULLANIYORLAR'

Sanık Polis Saim Baktimur’un savunmasıyla duruşma devam ediyor:

Olay günü görev yerimiz sahil caddesindeki alandı. Erzincan grubu olarak orada yer alıyorduk. İnşaat alanından polise saldırı olduğu bilgisini aldık. Sorumlu emniyet müdürleri uyarıları yaptılar. TOMA su müdahalesi yaptı. Saldırılar devam ettiğinden dolayı ardından gazla müdahale başladı. Olaylar sırasında bizi de İş Bankası yanına çekiyorlar. Olaylarla aniden geliştiği için biz oraya mühimmatı alamadık. Gazlı müdahale yapılıyor ama biz geride duruyoruz. Başbakanın gelmesi üzerine tekrar bizi sahil caddesine çekiyorlar. O sırada gaz mühimmatımızı aldık. Sonrasında meydanda bulunan araçtan Metin Lokumcu’nun ölüm haberi verildiğini duymuştuk. “Şimdi onun için mücadele edeceğiz, görecekler” gibi şeyler diyorlardı. Orada da gaz kullanıldı. Biz Metin Lokumcu kaybedildi denildikten sonra artan saldırılar sondasında gaz kullandık.

Av. Nagihan Bulduk: Gazla alakalı eğitimle alakalı sağlığa etkileri hakkında bilgi verildi mi?

Saim Baktimur: Öyle bir şey hatırlamıyorum. Zaten aldığımız eğitimde bizi kobay olarak kullanıyorlar. Aramıza atıyorlar, ne olduğunu gösteriyorlar. Aldığımız eğitimde, gaza maruz kaldığımızda yanma hissi veriyor. Eğitimlerimizde maske taktırmazlar, özel olarak taktırmazlar. Benim aklımda kalan tek şey yanma hissi. Bulanık görürsünüz.

Av. Nagihan Bulduk: 31 Mayıs’ta kaç kişilik bir tim içindeydiniz? Size emir ve talimatı kim veriyordu?

Saim Baktimur: 30 kişilik bir ekiple gittik. 2 gazcı biz bulunuyorduk timde. Bizim grup amirimiz Muammer Güven’di. Biz grup amirimizden talimat alırız. Grup amirimiz talimatı kimden alıyor bilemiyorum

18:37: Duruşmaya yarın sabah saat 09.00’da devam edilmek üzere ara verildi.


NE OLMUŞTU?

Artvin'in Hopa ilçesinde 31 Mayıs 2011'de, dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın seçim mitingi yapacağı sırada düzenlenen protesto gösterilerine polisin müdahalesinde emekli öğretmen Metin Lokumcu hayatını kaybetmişti.

Lokumcu'nun polisin kullandığı biber gazı nedeniyle hayatını kaybettiği Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Adli Tıp Kurumu tarafından raporlanmıştı. Biber gazı kullanımının ölüme neden olduğunu belirten raporlara dayalı ilk dava olma özelliği taşıyan Lokumcu davasından çıkacak kararın emsal teşkil etmesi bekleniyor.