DEVA Partili Yeneroğlu, MHP’nin ilgili mutabakat metnine ilişkin "Atatürk anılmamış" eleştirisine yanıt verdi. Yeneroğlu, "Bugün Atatürk’ten bahseden arkadaşlarımız ilk önce egemenliğin millete ait olduğunu kabul etsinler, ondan sonra bu meseleler konuşulursa bu meselelerle ilgili belki söz sahibi olma hakkına kavuşabilirler. Milletimizin öncelikli gündemi kimliği değil. Ülkemizi bu kimlik siyasetinden kurtarmamız gerekiyor” dedi.

MHP’nin ‘Mutabakat metninde Atatürk yok’ eleştirisine DEVA Partisi’nden yanıt

Mustafa Yeneroğlu, bugün TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, bugünden itibaren ülkeyi gezerek altı partinin hazırladığı ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’i millete anlatacaklarını söyledi.

MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir'in sistemle ilgili mutabakat metnine ilişkin "Atatürk anılmamış" eleştirisine Yeneroğlu, "Bugün Atatürk’ten bahseden arkadaşlarımız ilk önce egemenliğin millete ait olduğunu kabul etsinler, ondan sonra bu meseleler konuşulursa bu meselelerle ilgili belki söz sahibi olma hakkına kavuşabilirler. Milletimizin öncelikli gündemi kimliği değil. Ülkemizi bu kimlik siyasetinden kurtarmamız gerekiyor” yanıtını verdi.

Yeneroğlu, özetle şunları söyledi:

SORUNLARIMIZI ÇOĞULCULUK TEMELİNDE ÇÖZMEYİ AMAÇLIYORUZ

“Türkiye’nin temel sorunlarını çözebilmek için ortak akıl ve dayanışmadan başka bir yol bulunmamaktadır. İşte bu yüzden bizler, ortak akıl ve dayanışma içinde, derin sorunlarımızı demokratik siyasetin alanını genişleterek çoğulculuk temelinde çözmeyi amaçlıyoruz. Milletimize bu karanlık günlerde umut olmayı hedefliyoruz.

GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM’İ MİLLETİMİZE ANLATACAĞIZ

Bizler, bugünden itibaren Türkiye’yi karış karış gezecek ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem'i milletimize anlatacağız. Görüyoruz ki Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem, vatandaşımızın kalbinde umut filizlerini yeşertti. Daha az önce zikrettiğim sorunlardan bunalmış, işlerin iyiye gidebileceğine dair inancını iyice yitirmiş insanımıza çözümün var olduğuna dair inanç aşıladı. Bu noktada ümitvar olmamız gerektiğinin ve aydınlık yarınların yakında olduğunun bilinmesini milletimizle paylaşmak istiyorum. Çünkü güneş, karanlığın en yoğun olduğu noktada doğmaya başlar. Türkiye için çok yakında güneş doğacak. Hukukun üstün olduğu, ortak aklın karar mekanizmasında etkin olduğu, herkesin huzur içerisinde yaşayabildiği bir sistem ile sorunlarımızı çözeceğiz. Millete kabadayılık yapan, muhalefeti tehdit eden, siyaseti gelen geçene hakaret etmekten ibaret zanneden demokrasi ve hukuk engelli kişilerden Türkiye siyaseti kurtulacak.

‘ATATÜRK YOK’ ELEŞTRİSİNE YANIT

MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir'in Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem önerisinin mutabakat metnine ilişkin, "Atatürk anılmamış. Tek bir satırda bile Türk milleti ifadesi kullanılmamış" şeklindeki sözleri sorulan Yeneroğlu, şu yanıtı verdi:

“Bir kere, metni hemen açtığınız zaman zaten ikinci sayfasında, Atatürk’ün bugün iktidarın takmadığı, ciddiye almadığı, hani Atatürk’ü güya çok seviyorlar ya işte ‘Egemenliğin kayıtsız şartsız milletin olduğu’ ifadesi bizim metnimizin ikinci sayfasında özellikle vurgulanmış bir biçimde geçiyor. Dolayısıyla bugün Atatürk’ten bahseden arkadaşlarımız ilk önce egemenliğin millete ait olduğunu kabul etsinler, ondan sonra bu meseleler konuşulursa bu meselelerle ilgili belki söz sahibi olma hakkına kavuşabilirler. Bugün siyaseti gerçekten böyle polemiğe dönüştüren, her şeyi ayağa düşüren, çözüm üretmek yerine sorun siyasetini, korku siyasetini ülkeye egemen kılan anlayış içerisinde olan insanların zaten bu 48 sayfalık metinde sadece böyle magazinel konuları görmeleri ve onlara takılmaları zaten genel siyaset tarzlarının bir tezahürü olarak ben değerlendiriyorum. O sebeple ciddiye alınacak bir tarafı olmadığı kanaatindeyim. Ülkemizin içinde bulunan 84 milyonun tamamını kucaklayan bir anlayış içerisinde hazırlanmıştır bu metin. Milliyetçi Hareket Partisi, korku siyaseti güttüğü için Türk Milleti’nin varlığını her sefer ifade etme durumunda kendisini hissedip, buradan ve bu mantık içerisinde, bu dar anlayış içerisinde siyaset yapmaya kendisini kilitlediği için maalesef iki de bir bu sözlerle milletimizi yanıltmaya, manipüle etmeye çalışıyor. Halbuki o altılı masada oturan hiçbir kimse bu konularla ilgili en ufak bir sorunu, hassasiyetsizliği olan insanlardan oluşmamakta. 84 milyonun tamamının adını, ismini, etnisitesini zikretme gibi bir durum, bu Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’in temel meselesi, önceliği değildi. Milletimiz, herkes, neyin ne olduğunu biliyor. Kim bu ülkede Kürt olduğunu, Türk olduğunu, hangi etnisiteye sahip olduğunu çok iyi bilmekte. Dolayısıyla milletimizin öncelikli gündemi kimliği değil. Ülkemizi bu kimlik siyasetinden kurtarmamız gerekiyor. Bu kimlik siyaseti üzerinden milletimizin ayrıştırılması, milletimizin birbirine karşı bölünmesini, birbirine karşı tahrik edilmesi siyaset anlayışını artık tarihin eski sayfalarına gömmemiz gerekiyor. Bu anlayışa sahip olan siyasetçilerin de Türkiye’nin geleceğinde, yani yarının Türkiye’sinde yerinin olmadığının da kendileri idrak etmeleri gerekiyor.”

(ANKA)