Fransa’nın en sevilen mizah dergisi Charlie Hebdo’nun geçen hafta “Şeriat özel sayısı” yayınlamasını hazmedemeyen...

Fransa’nın en sevilen mizah dergisi Charlie Hebdo’nun geçen hafta “Şeriat özel sayısı” yayınlamasını hazmedemeyen Müslüman köktendincilerin dergi binasını kundaklayarak yerle bir etmeleri Türkiye’de geniş yankı buldu. Derginin Internet sitesi de hacklenerek işlemez hale getirildi. Bu arada, hack sorumluluğunu Türkiyeli bir islamcı-milliyetçi grubun üstlenmesi gündeme eklemlendi. Kimilerine göre kıvanç kaynağı bu sanal saldırının failleri Fransız basınının öne sürdüğü gibi gerçekten Türkiyeli aşırı dinci-milliyetçiler ise, bakalım hükümetimiz bu uluslararası sanal suçu işleyenler hakkında nasıl bir tavır takınacak....

Peygamber’i “resmetmeye cüret eden” mizahçılara ülkenin ve dünyanın dört bir yanından destek yağarken, aynı günlerde Paris’te bir başka köktendinci saldırı yaşanıyordu. İtalyan tiyatro yazarı ve yönetmeni Romeo Castellucci, geçen Temmuz’da Avignon festivalinde sahnelediği “Sul concetto di volto nel figlio di Dio” (Tanrı’nın oğlunun yüzü kavramı hakkında) adlı oyununu Paris’e taşımıştı. Önce on gün Théatre de la Ville’de (Şehir Tiyatrosunda), ardından da beş gün boyunca 104 Kültür Merkezinde gösterilen oyun, İtalya ve Avignon’da sorunsuz oynanırken, Paris’te ilk günden son güne kadar Katolik köktendincilerin saldırısına ve gösterilerine maruz kaldı. Zira çoğu genç ve iyi giyimli bu gruplar, Castellucci’nin oldukça şaşırtıcı oyununu dev bir İsa Peygamber afişi önünde kurgulamasında “Hıristiyanlığa hakaret” unsuru bulmuşlar. Oyunu daha görmeden, tıpkı Charlie Hebdo’nun İslam ve Muhammet ile değil, şeriatla dalga geçtiği sayıyı Müslümanlığa hakaret alanlar gibi, kendilerini ülkenin dinci misyonerleri ilan ederek, Şehir Tiyatrosunda sahneye çıkıp pankart açtılar, ardından salona giren izleyicilere yumurta atıp hakaretler ve lanetler yağdırdılar.

104’deki gösterilerden birine aylar önce bilet almıştım. Oyun gecesi ön kapıda onlarca polis tarafından etkisiz hale getirilen göstericiler, bir saat süren oyun süresince ilahileri avaz avaza okumak dışında bir eylem yapamadılar. Bu önemli oyunu BirGün okurlarıyla paylaşmak için Castellucci’nin oyunu hakkında Kültür sayfasına ayrıca yazmak niyetindeyim. Bu nedenle ayrıntıya girmeden belirteyim, İtalyan yönetmen büyük bir duyarlık ve gerçekçilikle yaşamın sonunun zavallılığını aktarıyor. Bir saat süren oyun, yaşlılığın çaresizliğini, gençliğin sabrının sınırını, Tanrılı veya Tanrısız yaklaşılan “son”un acımasızlığını çok yalın bir dille anlatıyor.

Castellucci kesinlikle provokasyon amacı gütmediğini belirtirken, sanat ve tiyatro dünyası yek vücut olarak sanatçıyı ve ifade özgürlüğünü savunan sayfa sayfa ilanlar veriyordu. İki saldırının tümüyle aynı kefeye konması bizce yanlış olsa da, Avrupa’da köktendinciliğin aşırı sağla paralel bir artış göstermesi düşündürücü. Charlie Hebdo’ya fiziksel ve sanal saldırıları yapanları Katolik dincilerimiz kadar kınıyorum. Ancak hem Fransa’da, hem de Türkiye’de esas sorumluların, muhafazakar söylemlerine artık çekinmeden milliyetçi unsurlar karıştıran iktidarlar olduğu açıkça belirtilmeli... Ve hangi ülkeninki olursa olsun, tüm “milli köktendincilere” karşı mücadelenin daha etkin yapılması gereğini hatırlatmak gerekiyor.