Trump’ın ABD – Meksika sınırına inşa etmeyi vadettiği duvar, göçmen karşıtı savaşın temsili. ABD Gümrük ve Sınır Muhafaza’dan ve IOM’den gelen veriler 2000 ile günümüz arasında göç sayılarında çok şiddetli bir düşüşü işaret ediyor

Milyarderlerin savaşında yoksullar ölüyor

VIJAY PRASHAD

Haitili film yapımcısı Raoul Peck’in yeni filmi –Genç Karl Marx (2017), Prusya’da bir ormanda başlıyor. Köylüler devrilen ağaçları topluyorlar. Üşümüş ve aç görünüyorlar. Uzaktan atların seslerini duyuyoruz. Korumalar ve aristokratlar yakındalar. Ormanda her şeyi yapmaya yetkileri var. Köylüler kaçıyorlar ancak enerjileri yok. Düşüyorlar. Aristokratlar, kamçıları, mızrakları ve korumalarıyla onları “avlıyorlar”. Köylülerden bazıları ölüyor. Devrilen ağaçları toplamaya bile izinleri yok.

Genç Karl Marx, 1842’de Köln’de yaşıyor. Alman köylülerine yönelen bu şiddet karşısında dehşete kapılıyor. Köylüler, diye yazıyor, cezayı biliyorlar. Dövüldüler hatta öldürüldüler. Fakat suç nedir bilmiyorlar. Hangi suç için böyle cezalandırıldılar?

Peck, filmi böyle bir ikilem ile açacak kadar akıllı. Bugün duyarlı her insanın sorması gereken bir soru bu. Dünyada yoksulları cezalandıran suç nedir? Yoksulluk ve savaş, aç kalmış ve üzerlerine bombalar yağmış göçmenler yaratıyor; fakat o göçmenlerin bu kötü durumun içinden çıkmaları, seyahat edebilmeleri engelleniyor. Yüz yüze kaldıkları cezanın farkındalar; açlık, ölüm ve onursuzluk. Bildikleri bu. Bilmedikleri ise suçları. Bunu hak edecek ne yaptılar?

Dominik asıllı Amerikalı yazar Junot Diaz, 2010’daki yıkıcı deprem sonrası Haiti’yi ziyaret etti. “Kıyamet” başlıklı yazısında şöyle diyecekti Diaz: “Tüm ulusun ekonomik simya ile eritilip cansız hale getirildiği kapitalizmin zombi çağına girdik. Eski günlerde, zombi figürü yaşamı ve işi büyülü bir şekilde ele geçirilmiş demekti. Eski zombilerden umulan gece gündüz demeden, aralıksız çalışmalarıydı. Yeni zombilerden beklenen ise bir şekilde çalışmaları değil, onlar hiç bir şey yapmadan ölmeyi bekliyorlar.” Yeni zombilerin yiyecek bulmak ya da barınak ve ilaç aramak için izinleri yok. Yeni zombiler, yasalara uygun olarak, ölümü beklemeliler. İşte ceza bu. Peki ya suçları?

•••

Geçen hafta, savaştan harap olmuş Yemen açıklarında, kaçakçılar bir botu çalkantılı denize sürdüler ve 50 kişiyi ‘kasten boğdular’. Bu ‘kasten boğdular’ terimi, BM Uluslararası Göç Örgütü’ndeki (IOM) bir çalışandan geliyor. Yemen’deki IOM çalışanları Şevbe’de derince kazılmamış bir mezarda; 12 Etiyopyalı erkek, 12 Etiyopyalı kadın ve beş Somalili erkek olmak üzere 29 kişinin cesedine ulaştı. Diğerleri denizde kayboldu. Bot aslında 180 kişi taşıyordu. Geri kalanı büyük şans eseri sahile ulaşabildi. IOM’nin araştırmasına göre botta yolculuk edenlerin yaş ortalaması 16. Bu genç insanlar ülkeleri kapitalist aşırı avlanma, ABD’nin “Teröre Karşı Savaş”ı, savaş baronları ve ekonomik çöküşle yok edilmiş Somalili ve Etiyopyalılardan oluşuyor.

Kuraklık, iklim değişikliği ve ekonomik güvensizlikçe ilerleyen sessiz felaket Somali’yi yıkıyor. Durum çok vahim, BM İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi (OCHA) 3.2 milyon kişinin kıtlık sınırında olduğuna işaret ediyor. Çok küçük bir acil gıda yardımı mevcut. 102 bin 263 kişi akut kötü beslenmeyle karşı karşıya, bu sayı 2016’dakine göre yüzde 50 artış göstermiş.

BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) Kasım 2016 ile Mayıs 2017 arasında 739 bin kişinin Somali içinde kuraklık dolayısıyla yerinden edildiğini duyurdu. Göç edenlerin 480 bini 18 yaşının altında. Yemen’deki bottakilerin yaş ortalamasının 16 olmasına şaşırmamak lazım. Ancak şaşırtıcı olan 195 bin kişinin beş yaşının altında olması. Afrika’nın çıkıntısından Yemen’e göç dinmek bilmiyor. Geçen yıl Suudilerin ölümcül savaşı Yemen’i yerle bir etti -111 bin 500 insan Afrika’dan Yemen’e geçti. Bunların çoğu gençler ve çaresizce körfez ülkelerine iş bulmak için geliyorlar. Suudi jetlerinde vurularak batırılan botta ölen 42 Somalili göçmen gibi birçoğu başarılı olamıyor.

•••

Trump’ın ABD – Meksika sınırına inşa etmeyi vadettiği duvar, göçmen karşıtı savaşın temsili. ABD Gümrük ve Sınır Muhafaza’dan ve IOM’den gelen veriler 2000 ile günümüz arasında göç sayılarında çok şiddetli bir düşüşü işaret ediyor. 2000’de 1.6 milyon göçmen durdurulurken 2016’da bu sayı 400 bin. Ancak sınırdaki ölümler sabit. 2000’de 380 kişi ölmüş, 2016’da sayı 322. 2017’nin ilk birkaç ayındaki ölüm sayısı IOM verilerinde 239. Geçen ay San Antonio’da bir otoparkta terk edilmiş haldeki bir tırın dorsesinde en az 10 göçmen ölü bulundu.

ABD – Meksika sınırını geçmeye çalışanlar sadece Meksikalılar değiller; tüm Orta Amerikalılar. Üç ülke en büyük sayıları oluşturuyor; Guatemala, Honduras ve El Salvador. Bu ülkelerden kaynaklı göç hareketleri için en çok bilinen gerekçe çetelerce yürütülen yasadışı uyuşturucu ticareti. Tabi ki nedenlerden biri bu; fakat krizin asıl kökü değil. Neden, bu ülkelerde tarımın çökmüş olması. Bunun asıl nedeni de iklim değişikliği bağlantılı kuraklık, ani sel baskınları, aşırı sıcaklar ve orman yangınları.

OCHA; Guatemala, Honduras ve El Salvador’da milyonlarca insanın gıda güvensizliği riskiyle karşı karşıya olduğunu bildiriyor. Sadece Honduras’da bu sayı 2 milyon. Açlıkla boğuşuyorlar.

Dünya Gıda Programı’na göre Guatemala’da beş yaşının altındaki çocukların yarısı kötü beslenmeden muzdarip, bu dünyadaki en yüksek oran. Kuraklık ve iklim değişikliği tarımı tehdit ediyor, çiftçiler ürünlerini pirinç ve bakliyattan, biyo yakıt ve kahveye çeviriyor. Bu tip endüstriyel ürünler bazı çiftçilere kazanç sağlıyor ancak ülkeler için gıda mevcudiyetini azaltıyor. Trump’ın duvarı iklim değişikliği kaynaklı göçü durduramayacak. Sadece geçişlerini zorlaştıracak. Sınırdaki ölümlerin sabit kalmasının sebebi bu.

•••

Şu anda 30 milyon kişi kıtlığın eşiğinde. Gıdaya erişmek, susuzluktan, orman yangınlarından ve savaştan uzaklaşmak için kaçmak istiyorlar. 2003’te Brazilya’da, İşçi Partisi’nden (PT) Luiz Inácio Lula de Silva yönetimindeki hükümet, Fome Zero (Sıfır Açlık) programını başlattı. Program, düşük gelirli bölgelerde yaşayan çocuklara gıda sağladı, tarımda sürdürülebilir sulama sistemleri için çaba sarf etti, halkı gıda konusunda bilgilendirdi ve aile tarlaları için bilgi desteği sağladı. Yerel aile çiftlikleri okullara besleyici gıda yolladılar. Sıfır Açlık sadece gıdaları besleyici hale getirmiyor aynı zamanda küçük çiftçileri de cesaretlendiriyor. 10 yıl içinde Brezilya’daki çocuk ölümleri yüzde 13 düşerken, 20 milyon kişinin gelir seviyesi yoksulluk sınırının üzerine çıktı. Lula hükümetinin yaptığı dünya tarafından taklit edilmedi. İşçi Partisi’nin politikaları yeni hükümetçe tersine çevrildi. Küresel ölçekte kimse Sıfır Açlık ile ilgili konuşmuyor. Neden zombiler öylece ölmeyi beklerken onları beslediler?

Dünyanın, geçim imkânının sonu ile izin verilmeyen göç arasında sıkışan yoksulları ne olduğunu bilmedikleri suçlarının cezasını çekiyorlar. Kaderlerini hak edecek ne yaptılar? Hiçbir suça karışmadan neden böyle cezalandırılıyorlar?

Çeviri: Ömür Şahin Keyif