İktidarın kimlik siyasetinin bilhassa taşrada seçim sonuçlarında etkili olduğuna vurgu yapan Türkiye Raporu Direktörü Can Selçuki, muhalefetin, sözünü bilhassa gençlere ulaştırmakta oldukça zorlandığına işaret etti.

Muhalefet sözünü ulaştıramadı
Fotoğraf: Depo Photos

Mehmet Emin KURNAZ

Mayıs seçimlerinin, muhalefet partileri ve muhalif seçmen üzerindeki yankıları sürüyor. CHP, İYİ Parti ve HDP’de değişim tartışmaları yaşanırken yaklaşık 9 ay sonra yapılacak yerel seçimler öncesi iktidara karşı oy kullanan yüzde 48’lik kitlede moral ve motivasyon kaybı var. BirGün TV’ye konuk olan Türkiye Raporu Direktörü Can Selçuki ile seçim sonrası atmosferi konuştuk.

Seçim öncesi ülkede bir değişim havası vardı. 1 yıl öncesine kadar özellikle başkanlık rejimine karşı parlamenter sistem diyenlerin oranı yüzde 60’ları buluyordu, ekonomik krizin de etkisi yoğundu. Ama anketler yanıldı, bu tabloyu nasıl yorumluyorsunuz?

Sizin de dediğiniz gibi hane halkının ciddi bir ekonomik sıkıntısı vardı. Seçimden hemen önce ekonomik beklentinin ve ekonomik algının çok yükseldiğini, çok olumlu yönde ilerlediğini gördük. Bunun nedeni de aslında belki de şu ana kadar hiç görmediğimiz derecede bir mali genişleme olmasıydı. EYT bunun bir parçası. Asgari ücretteki artış bunun bir parçası. Şöyle bir değerlendirme yapmak mümkün. Seçmenin yüzde yirmisini oluşturan kırsal bölgelerde Erdoğan’ın oyu yüzde 65 olurken, Kılıçdaroğlu’nun yüzde 35’lerde kaldı ikinci turda. Burada kimlik üzerinden AK Parti’nin oluşturduğu propaganda kırsalda çok önemli bir avantaj sağladı Erdoğan’a.

İkincisi anketlerde göremediğimiz bir şey. Bunu birinci turun sonucunda sandık analizi yaptığımızda gördük. Kılıçdaroğlu’na oy vermeye eğilimli seçmenin Erdoğan’a oy vermeye eğilimli seçmene göre sandığa daha az gittiğini gördük. Üçüncüsü de tabii bir şekilde muhalefet o güveni yaratamadı. Yani bunun en çarpıcı örneği belki de Kılıçdaroğlu deprem bölgesinde yıkılan, hasar gören binaların sorumluluğunun kamuda olduğunu ve dolayısıyla yeni evlerin de kamu kaynaklarıyla yapılması gerektiğini ve yapacağını vaat etti.

Can Selçuki

MESAJ İLETİLMİYOR

Büyükşehirlerde muhalefet önde bitirdi ama özellikle Karadeniz ve İç Anadolu Bölgesi’nde çok büyük değişimler olmamış. İktidar oy potansiyelini ciddi şekilde korumuş. Muhalefet taşra için neler yapmalı?

Aslında bu tartışmayla sandık güvenliği tartışmasını birleştirmekte fayda var. Birinci turdan sonra özellikle muhalefete, sandıklara sahip çıkılmadığına dair çok ciddi eleştiriler yapıldı ve doğruydu belki de. Fakat şunu görmek lazım. Muhalefetin sandıklara taşrada sahip çıkamamasının sebebi organik örgütlenmenin yetersizliğinden kaynaklanıyor. Dışarıdan gönüllü sandık görevlisi göndererek iyi bir sonuç elde edemezsiniz. Çünkü daha küçük yerlerde dışarıdan gelenlerin çok yapabileceği işler değil bunlar. İçeride halihazırda sizi bekleyen, sizden olan bir takım örgütlere, yani siyasi örgütlenmeye ihtiyacınız var. Burada bir eksik olduğu anlaşılıyor. Mesajın iletilmesinde de aynı şey geçerli.

Biz bakın eylül, ekim, kasım 2022’de Türkiye çapında 600 bin akıllı televizyon verisiyle bir analiz yapmıştık. Orada şunu gördük. Bir, en çok TRT izleniyor. İki, o üç ay boyunca Tayyip Erdoğan’ın olduğu bir programı izleyen televizyonların yüzde 89’u başka hiçbir liderin katıldığı programı izlememiş. Dolayısıyla mesajın iletilmesinde de bir sıkıntı var.

Seçimden önce gençler üzerine pek çok şey söylendi. Z kuşağı veya ilk kez sandığa gidecek 6 milyondan fazla seçmen vardı. Bu kitlenin çoğunluğunun muhalefete yakın olduğu ifade edilirken seçimi etkileyecek bir sonucun ortaya çıkmadığı şeklinde yorumlar yapıldı. Bunu neye bağlıyorsunuz?

Aslında bizim açımızdan şu an böyle bir sonuca varmak çok mümkün değil açıkçası. Gençlerden çok büyük bir değişimin önünü almalarını beklemek, önceden yaptığımız araştırmalarda da bize çok gerçekçi gelmiyordu açıkçası. Gençler, toplumun geri kalanından anlamlı bir şekilde farklılaşan bir tercih göstermediler mayıs seçimlerinde.

28 Mayıs’tan sonra özellikle muhalefet seçmeninde bir moral bozukluğu söz konusu. Bu kitlenin siyasetten uzaklaştığı, sandığa küstüğü, öfkelendiği gibi sonuçların ortaya çıktığı araştırmanız oldu mu?

Öfke var. Öncelikle seçmenin geneliyle ilgili şöyle bir şey söyleyeyim. Seçimlerden sonra bir tane kamu araştırması yaptık haziran ayında. Haziran ayında yaptığımızda en belirgin sonuç şu olmuştu. Seçimden önce iyiye giden çok ciddi şekilde yenilenen ekonomik beklenti, bir anda negatife döndü. Hani neredeyse mayıs, haziran 2022 seviyelerinde negatife döndü. Seçmendeki moral bozukluğuna dair açıkçası bir araştırma sonucumuz yok. Ama özellikle YouTube üzerinden siyasi içerikli programların izlenme oranlarına bakıyorum. Burada da seçim sonucunun getirdiği moral bozukluğu var ama diğer taraftan muhalefet partilerinin özellikle CHP ve İYİ Parti’nin seçimden sonra seçmenin verdiği mesajı okumuş olmalarına rağmen, gereğini yerine getireceklerini söylemiş olmalarına rağmen bunu yapmamaları. Değişim dediler ama ne şekilde yapacaklarını, neyin değişeceğini tam olarak toplumun önüne şeffaf bir şekilde koymadılar. Bu da insanlarda moralsizlik yaratıyor tabii ki.