Türkiye’nin kaderini belirleyecek başkanlık seçimleri muhalefet partileri için de kritik bir kavşak niteliği taşıyor. 2018, muhalefet partileri için de turnusol görevi görecek

Muhalefetin yolu: Gerçekçi çözüm, kararlı mücadele

TBMM’de beş parti temsil ediliyor. AKP ile birlikte hareket eden MHP’yi dışarıda tutarsak muhalefet CHP, HDP ve İYİ Parti’den oluşuyor. Meclis muhalefeti özellikle 2014 sonrası siyasetini esas olarak bir iktidar alternatifi olmak değil, AKP’yi, ya da daha açık söylersek Erdoğan’ı durdurmak üzere kurdu. Muhalefet partileri siyaset dilini de, ittifakları da bu temel yönelime göre belirledi. Türkiye’nin geleceğine şekil verecek seçimlerin tarihi yaklaştıkça muhalefet partileri için de bir kavşağa gelindiğini söylemek yanlış olmayacaktır.

Bu kavşakta alacakları pozisyonlar hem partilerin hem de partilerin başında bulunan isimlerin siyasal kaderini belirleyecek. Başta Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener olmak üzere.

CHP: Önce yol haritası, sonra aday
Ana muhalefet partisi CHP, Şubat ayının başında yapacağı kurultaya hazırlanıyor. Kemal Kılıçdaroğlu’nun başkanlık yarışında yalnız kalacağı neredeyse kesin. Parti Meclisi için kıyasıya bir rekabet olacak. Kılıçdaroğlu PM seçimlerinde de istediği başarıyı yakalarsa hem yerel hem de başkanlık seçim stratejisini neredeyse tek başına belirleyebilecek. Kurultay’ın gidişatı ile ilk sonuçları Ocak ayı başında İstanbul ve Ankara kongrelerinde almak mümkün olacak.

Kurultay kadar merakla beklenen bir başka konu da CHP’nin başkan adayının kim olacağı. Her ne kadar Kılıçdaroğlu, her fırsatta “partili cumhurbaşkanı doğru olmaz” dese de kendi adaylağını tamamen olasılık dışına itmiyor. Kılıçdaroğlu hala en güçlü aday. Bununla birlikte Genel Merkez’de İlker Başbuğ’dan, Abdüllatif Şener’e kadar uzanan bir listenin varlığından bahsediliyor.

HDP: Tabanın yüzü Güney’e dönük
Kongre sürecine giren bir başka parti de HDP. Eş Genel Başkanı, milletvekilleri, parti yöneticileri ve çok sayıda belediye başkanları tutukluyken kongre toplamanın zorluğunu yaşıyor. Ama tek zorluk bu değil. HDP, tabanını da yeniden Türkiye siyasetine motive etmekte zorlanıyor. Sandık tercihi değişmese de tabanda Türkiye’de olup bitenler çok heyecan yaratmıyor. Esas olarak güney illerinde Irak ve Suriye’de yaşanan gelişmelere odaklanan bir taban profili var. HDP merkezi tabandaki bu eğilimi aşmış durumda değil. Kongrede çıkan mesajdan öte Soçi’den çıkacak metne kilitlenmiş bir halkı yeniden Türkiyeli bir siyasete motive etmenin sorunları ile boğuşuyorlar.

İYİ Parti ne yapacak?
Esas olarak örgütlenme sürecini önüne koyan İYİ Parti, Meral Akşener üzerinden siyaset sahnesinde var olmaya çalışıyor. Kamuoyu yoklamalarının önemli bölümünde baraj üzeri gözüken İYİ Parti, sahada aynı etkiyi yapmış durumda değil. Konu ile görüştüğümüz İYİ Parti’nin yöneticileri esas çıkışın seçim sathı mailinde olacağını aktarıyorlar. Bunun bir taktik olup olmadığını ilk seçime kadar göremeyeceğiz gibi…

Yeni bir yol lazım
Meclis çatısı altında bulunan muhalefet partilerinin kongre ve kuruluş süreçlerine bakıldığında beklenen yeni bir fikir ve oluşumu gerçekleştirecek durumda olmadıkları anlaşılıyor. Salı toplantılarını aşabilen bir muhalefet yaratılamadı. Her hamlede süreç içinde tekrar doğal sınırlarında dönen bir parti yapısı var. Anlaşılan o ki 2018 yılı muhalefet partileri için de turnusol görevi görecek. Biriken ve katmerleşmiş sorunlara sahici çözümleri AKP ile kararlı mücadele ile birleştirebilen siyasal yapıların karşılığını alabileceği bir döneme giriyoruz.