Seçim yasası görüşmelerinde konuşan TİP Milletvekili Ahmet Şık, "Erdoğan gidici, siz de yanında paketsiniz. Sultana yakın olan ateşe de yakındır. Şimdi de hesabı ödeme zamanı” dedi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel ise, "Acaba Millet İttifakı’nın vekillerini nasıl azaltırız?’ diye yapılan, dört dönen bir çalışma. Ben buradan uyarıyorum: Dünün güneşiyle bugünün çamaşırı kurumaz, evdeki hesap da çarşıya uymaz" diye konuştu. CHP'li Tanrıkulu ise, "Bu bir ahlaksız tekliftir" eleştirisinde bulundu.

Muhalefetten Seçim Kanunu Teklifi'ne tepki: "Bu bir ahlaksız tekliftir"

Muhalefet partilerinin milletvekilleri, TBMM görüşmeleri sırasında, AKP ve MHP'nin hazırladığı Seçim Kanunu Teklifi ile ilgili eleştirilerde bulundu.

TBMM Genel Kurulu'nda seçim yasası teklifiyle ilgili görüşmelerde söz alan, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Milletvekili Ahmet Şık, Seçim Kanunu Teklifi'ne ilişkin yaptığı konuşmada, AKP ve MHP’yi eleştirerek, "Seçimleri halka karşı işledikleri suçlara meşruiyet sağlamanın aracı olarak görüyorlar" dedi.

İktidarın muhalefetin eleştirilerini "kulak arkası ettiğini" belirten Ahmet Şık, "Bu kürsüden muhalefet adına seslenen herkes size yasaları, hukuk normlarını, uluslararası sözleşmeleri anlatıyor. Yurttaş menfaatinden bahsediyor. Ama hepsini kulak arkası ediyorsunuz" diye konuştu.

Ahmet Şık'ın konuşmasından satır başları şöyle:

"SULTANA YAKIN OLAN ATEŞE DE YAKINDIR"

"Bilmelisiniz ki artık deniz bitti. Sahte tarih yazımının sonuna geldik. Erdoğan gidici, siz de yanında paketsiniz. Türkiye'de devletin bildiğimiz kuralıdır: 'Kurb-i Sultan Ateşi Suzan'. Yani sultana yakın olan ateşe de yakındır... Şimdi de hesabı ödeme zamanı.

"İKTİDAR VEKİLLERİNE SESLENMENİN MANASI YOK"

Biz konuştuklarımızın arkasında dururken, siz arkasından konuştuklarınızın yanında durmaya devam edeceksiniz. Bu yüzden iktidar vekillerine seslenmenin bir manası yok. Dolayısıyla yeni bir Alicengiz oyununun parçası olan seçim yasasına dair değişikliklerin neden yapılmak istendiğini sizden hesap soracak olan yurttaşlarımıza anlatacağım.

"SEÇİMİ SEÇİM OLMAKTAN ÇIKARMAK İÇİN YASAYI DEĞİŞTİRMEK İSTİYORLAR"

Seçimi seçim olmaktan, hakimleri hakem olmaktan çıkarmak için yasayı değiştirmek istiyorlar. Çünkü onlar için sandık halkın menfaatlerini korumaya, gözetmeye talip olma yeri değil. Güçlerini suç ortaklığından devşirip, kişisel menfaatleri için bu kadar zengin kaynakları olan bir ülkeyi yoksulluğa ve sefalete mahkum ediyorlar. Seçimleri de halka karşı işledikleri bu suçlarına meşruiyet sağlamanın aracı olarak gören bir zihniyete sahipler.

"SİZİ İKTİDARDAN GÖNDERECEĞİZ, HESAP SORMAYA GELİYORUZ"

Başta da dedim ya artık işiniz bitti. Sizi siyasetin çöplüğüne göndereceğiz. Yıllardır uyguladıkları şiddete, baskıya, zulme rağmen kendilerine boyun eğmeyen milyonlarla birlikte göndereceğiz. İktidarın karanlığa boğduğu sokakları aydınlatan kadınlarla; gökkuşağının her renginden, her kimliğinden LGBTİ+’larla; her Newroz'da yeni bir umut ateşi yakan Kürtlerle; okullarından hukuksuzca atıldıkları halde bilim üretmeye devam eden hocalarımızla; üniversitelerinin işgal edilmesine direnen gençlerle; beyaz yakalısıyla, kuryesiyle, fabrikada çalışanlarıyla emeğinin sömürülmesine isyan eden tüm emekçilerle; bedenleri ve ruhları vahşice sömürülen göçmenlerle; pandemi boyunca her türlü fedakarlığı yapan, ancak bugün ülkeden gönderilmeye çalışan hekimlerimizle; polis ve jandarma şiddetine rağmen ağacını, doğasını, deresini korumaya çalışan halkımızla birlikte sizi iktidardan göndereceğiz. Yasayı istediğiniz gibi değiştirin, biz yan yanayız, güçlüyüz ve hesap sormaya geliyoruz. Sizin devriniz bitti."

CHP'Lİ TANRIKULU: "BU BİR AHLAKSIZ TEKLİFTİR"

CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, TBMM Genel Kurulu’nda, seçim mevzuatında değişiklik teklifi ile ilgili, “Sizin bu getirdiğiniz teklif ne Türkiye demokrasisinin teamüllerine uygun ne de siyasetin ahlakına uygun. Tırnak içerisinde söylüyorum: Bu, bir ahlaksız tekliftir” dedi.

Tanrıkulu, şunları söyledi:

“Konuşuldu, konuşulmaya devam ediyor. Sonuçta demokrasiler sadece yazılı kuralların olduğu rejimler değildir. Demokrasilerin aynı zamanda teamülleri vardır ve demokrasilerin ahlakı vardır ve demokrasiler bu teamüller ve ahlak üzerinden güçlenir ve kalıcı hale gelir. Ama şimdi sizin bu getirdiğiniz teklif ne Türkiye demokrasisinin teamüllerine uygun ne de siyasetin ahlakına uygun. Tırnak içerisinde söylüyorum, bu, bir ahlaksız tekliftir. Ahlaksız teklif, tırnak içerisinde söylüyorum. Neden diyeceksiniz? Bakın, ben kendimi iyi bir hukukçu olarak görürüm ama bu teklifi hazırlayanları da kutluyorum. Gerçekten kutluyorum. Şeytanın aklına gelmeyecek cinliklerle gerçekten, şeytanın aklına gelmeyecek cinliklerle böyle bir teklif hazırlamışlar. Yani böyle oturursanız, yüzlerce saat düşünürseniz ancak böyle kendinizi iktidarda tutmak için bir teklif hazırlarsınız. Çok açık bir biçimde söylüyorum. Ben Diyarbakır Barosunun Başkanlığını yaptım. Diyarbakır Barosu Başkanlığı yaparken de bu Parlamentodan gelen tekliflere bakardım. 5 sefer okurdum acaba, arkasında hangi cinlik var ve neyi yasaklamış?

“SİYASET BİR AHLAK REJİMİDİR”

Şimdi aynen, bakın siyasetin ahlakına ve siyasetin teamüllerine aykırı bir şey hazırlamışsınız. Neden? 2002’den bu yana parlamentoda milletvekilliği yapmış AK Partili milletvekilleri var. Siz değil miydiniz bu yasalarla parlamentoya giren? Siz değil miydiniz partiniz kapatıldığı zaman, Anayasa Mahkemesi tarafından kapatıldığı zaman ve hukuka aykırı bir şekilde kapatıldığı zaman, grup kurarak, sadece grup kurarak parlamentoya giren? 20 yıldır iktidardasınız. Ne değişti peki? Neden bu kuraldan vazgeçiyorsunuz, 20 yıl iktidarınızdan sonra? O nedenle söylüyorum, bu teklifiniz ahlaksız bir tekliftir. Siyasetin kurallarına uymaz. Siyasetin teamüllerine uymaz. Siyaset aynı zamanda demokrasi, aynı zamanda bir ahlak rejimidir.

“SİZİN İKTİDARA GELDİĞİNİZ DEĞERLERİNİZ DEĞİŞTİ”

Ya bu serbest seçimler olduğu günden bugüne, ne yapmışlar zamanın yasa koyucusu Yargıç demiş ki, ‘Kardeşim biz bunlar arasında ayrım yapmayalım. Ne yapalım? En kıdemli hakim kimse, yaş bakımından değil, hakimlik kıdemi bakımından, en kıdemli hakim kimse ona verelim’ demiş. 61 yıldır bu yapılmıyor mu, 61 yıldır? Siz 20 yılda 7 seçimde bununla iktidara gelmediniz mi? 7 seçimde? Peki ne değişti? Ahlak dışında ne değişti onu soruyorum, ahlak dışında? 7 seçimdir iktidardasınız, yerel seçimler, genel seçimler, referandum bu kurallarla yapılmış.

Şimdi bu teamülü değiştiriyorsunuz, özellikle de 15 Temmuz’dan sonra değişen Yargı ortamında, sizin partililerinizin, ilçe başkanlarının, il yönetim kurulu üyelerinin Hakimliğe atanmasından sonra ve 1. sınıfa ayrılmasından sonra, 1. sınıf diyorsunuz. Peki size soruyorum, bundan ne zarar gördünüz arkadaşlar? Niye değiştiriyorsunuz? Neden değiştiriyorsunuz? Mesele şu, çok açık bir biçimde, sizin iktidara geldiğiniz değerlerinizle bugün sahip olduğunuz değerleriniz değişti. Bunu kabul edin ve buradan bakın Türkiye demokrasisi güçlenmez, güçlenmez, bu yasalarla güçlenmez. Kalıcı hale gelmez.

Seçim yasalarıyla her zaman oynanmaz. Çoğunluk partileri sonuç itibariyle, kalıcı demokrasilerde, azınlığın, muhalefet partilerinin güvencesidir aynı zamanda, onların hukukunu da korumak zorundadır. Seçim yasalarını her seçimden önce değiştirip, seçimde başarı elde etmek için oynamaz. Yok böyle bir kural kalıcı demokrasilerde. O yüzden şu andaki rejime bütün objektif derecelendirme kuruluşları, Türkiye’de demokrasi demiyor, otokrasi diyor. Şimdi siz, Anayasayı 2017 yılında değiştirdiniz, 2018’de, 2019’da seçimler oldu, başarı elde edemediniz, şimdi ne yapıyorsunuz? Kendiniz bakımından, kendi iktidarınızın ve liderinizin iktidarının devamı bakımından kuralları değiştiriyorsunuz. Ya ortalama vicdanınıza sesleniyorum: Ya bu mudur sizin demokrasi anlayışınız?

“BİZ SİZİN 2002’DEN ÖNCE YANINIZDA DURDUK”

Biz sizin yanınızda durduk bakın, 2002’den önce yanınızda durduk. Mağduriyetlerinizin arkasında durduk ama şimdi siz o mağduriyetlerin arkasına sığındınız, iktidar oldunuz ve zalim oldunuz! Bakın bu yasa açık bir biçimde seçim güvenliğine aykırıdır, seçme hakkına aykırıdır ve siyasi partilerin siyasete katılma hakkına aykırıdır ve siz bu yöneldiğiniz hukuk dışılıkla, demokrasi dışılıkla tarihe gömüleceksiniz. Yolumuz açıktır, hiç endişe etmeyin.”

CHP’Lİ ADIGÜZEL: "5 VEKİL ALACAĞIM’ DİYE GİDERKEN, 5 VEKİLİNİZDEN DE OLURSUNUZ"

CHP Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel, TBMM Genel Kurulu’nda; seçim mevzuatında değişiklik öngören teklifi, “Acaba Millet İttifakı’nın vekillerini nasıl azaltırız?’ diye yapılan, dört dönen bir çalışma. Ben buradan uyarıyorum: Dünün güneşiyle bugünün çamaşırı kurumaz, evdeki hesap da çarşıya uymaz. ‘5 vekil alacağım’ diye giderken 5 vekilinizden de olursunuz, 5 vekille kalırsınız, ayazda kalırsınız, açıkta kalırsınız” sözleri ile değerlendirdi.

“Vatandaş bizden ekonomik krize çözüm beklerken biz, kendi iktidarlarını sürdürmek için Anayasa’yı eğip büken, hakkı, hukuku yok sayan, bunu da hiç çekinmeden dillendiren bir zihniyetin ortaya attığı yasayı konuşuyoruz. Burada büyük laflar etmeyeceğim, büyük tezler sunmayacağım. Sadece, vatandaş ekonomik krizle uğraşırken aş, iş beklerken biz neden bu yasayı konuşuyoruz, bunu anlatacağım.

“TOPLUYORLAR, ÇARPIYORLAR, YÜZDE 40’I GEÇMİYOR”

Dört yıl önce bu yasa çıktığı zaman burada destekleyenler bugün, yasa ayaklarına dolaştığı için değiştirmek istiyor. 2019 seçimlerinde siyaset mühendislikleri geri teptiği için yasayı değiştirmeye çalışıyorlar, Türkiye'yi içinden çıkılmaz bir ekonomik buhrana soktukları için, anketlerde tepetaklak oldukları için, Cumhurbaşkanlığı seçiminin zaten kayıp olduğunu bildikleri için. Değerli arkadaşlar, doluya koyuyorlar olmuyor, boşa koyuyorlar dolmuyor, topluyorlar, çarpıyorlar, yüzde 40’ı geçmiyor.

‘Ne yapalım, ne yapalım?’ diyorlar. ‘Acaba milletvekilliğinde bir şeyler yapar mıyız?’ Bu millet sizi çok iyi tanıyor. Sizin nasıl ‘ak’ dediğinize ‘kara’ dediğinizi çok iyi biliyor, sizin nasıl ‘dost’ dediğinize ‘düşman’ dediğinizi çok iyi biliyor, sizin kimlerle kol kola yürüdüğünüzü çok iyi biliyor. Dört yıl önce bu kürsüden yine bu hazırun çıktı ‘Milletin iradesi Meclise yansısın’ dedi. Bugün ne diyorlar? ‘Milletin iradesi partisine yansısın.’ Vallahi pes. Başka söyleyecek söz yok. Ne var biliyor musunuz hesabın arkasında? 2018’de menfaatlerine bu geliyordu Adalet ve Kalkınma Partisi ile Milliyetçi Hareket Partisi’nin.

Şimdi de menfaatlerine tersi geliyor. Ama ben şunu söyleyeyim: 2018 seçimlerine bakıp simülasyon yaparak -burada yeni bir süreç de yok, bu tamamen eskiye dönüş, tamamen eskiye dönüş, 2015’in 7 Haziranına dönüş bu- buradan hesaplar yaparak ‘Acaba Millet İttifakı’nın vekillerini nasıl azaltırız?’ diye yapılan, dört dönen bir çalışma. Ben buradan uyarıyorum: Dünün güneşiyle bugünün çamaşırı kurumaz, evdeki hesap da çarşıya uymaz. ‘5 vekil alacağım’ diye giderken 5 vekilinizden de olursunuz, 5 vekille kalırsınız, ayazda kalırsınız, açıkta kalırsınız.

"NE YAPARSANIZ YAPIN BOŞ"

Tabii, Adalet ve Kalkınma Partisinde hesap biter mi? Hesap bitmez. Tek hesap bu değil, daha çok hesap var. Kafalarındaki ajanda şu: ‘Acaba demokrasi güçlerini, 6 partiyi nasıl dağıtırız?’ Tabii, Türkiye tarihine geçen bir irade var ortada, parlamenter sistem etrafında birleşiliyor ve bu irade Adalet ve Kalkınma Partililerin uykularını kaçırıyor. Ne yaparsanız yapın boş, ne söylerseniz söyleyin boş çünkü sizin artık sokağa çıkıp söyleyecek tek bir sözünüz bile yok. Ne diyeceksiniz vatandaşa sokağa çıkıp? Şunu mu diyeceksiniz: ‘Yirmi yıllık iktidarımızın ustalık eseri: Pide 6 lira oldu, 1 demet maydanoz da 5 lira oldu.’

Millet bizden seçim yasası beklemiyor, millet bizden sorunlarına çözüm bekliyor. Bugün açlık sınırı 5 bin liraya dayanmış, bugün yoksulluk sınırı 16 bin lirayı geçmiş; biz neyi konuşuyoruz: Acaba Adalet ve Kalkınma Partili milletvekilleri ile Milliyetçi Hareket Partili milletvekillerinin koltuklarını kurtarabilir miyiz? Eğer ‘Böyle bir şey yok.’ diyorsanız hodri meydan. Varsa içinizde bir babayiğit, inelim Kızılay’a. Diyelim ki: ‘Sorununuz seçim yasası mı?’ Hatta 10 kişi çevirelim, ‘Cebinizde 200 liracık var mı?’ diye soralım; cevabı hep birlikte alırız, bu milletin gündemini de doğru değerlendiririz.

Millet bizden çözüm bekliyor. Seçim yasasını istediğiniz kadar değiştirin, ne yaparsanız yapın, boş. Bu topraklarda cumhuriyet ve eşit yurttaşlığı tatmış bu millet, tarihi geriye çeviremezsiniz. Milletin ferasetine güvenin. İstanbul seçimlerini unutmayın. Bu millet yine demokrasiden yana irade koyacak, sandığa da geleceğine de sahip çıkacak.”

(ANKA)