İç savaş nedeniyle 2004 yılında ülkesinden kaçmak için yollara düşen Imesh’in mültecilik hikâyesinin anlatıldığı “Dönmek” filmi ödül rekoruna gidiyor. 18 festivalden ödülle dönen filmin yönetmeni Fedele, “Bu filmde önemli olan, Imesh’in bu yolculuğu en baştan, tek başına yapması ve kameranın onda olması” dedi

Mülteci gözünden mülteciliğin hikâyesi

Kumut Imesh yıllar önce doğduğu Fildişi Sahili’nden Fas’a, oradan da Fransa’ya kaçak yollardan giden bir mülteci. Imesh bir süre Fransa’da yaşadıktan sonra yönetmen David Fedele tanışıyor ve O’na yıllar önce yaptığı bu tehlikeli yolculuğu yeniden yapmayı, yaparken de tüm süreci kayıt altına almayı öneriyor. Fedele, Imesh’i bunun oldukça tehlikeli olduğuna ikna etmeye çalışsa da Imesh bu yola çıkıyor! Filmin yönetmeni David Fedele, Bozcaada’da geçen haftalarda gerçekleşen Bozcaada Uluslararası Ekolojik Belgesel Festivali’e (BIFED) geldi ve Kumut Imesh’in görüntülerinden derlenen “Dönmek” filminin gösteriminde izleyicilerle buluştu. Biz de David ile hem birçok ülkede ve en son Brüksel’deki Avrupa Parlamentosu’nda gösterilen filmi “Dönmek”i, hem de yaşadığımız coğrafyadaki mülteci sorunlarını konuştuk.

Filmin hikâyesinden bahseder misiniz?

Fas’ta film çekerken Kumut Imesh benim için çeviri yapıyordu. Gelip bana fikrini söyledi, yıllar önce yaptığım bu yolculuğu yeninden yapacağım, bunu çekebilir miyim, dedi. Ben de dedim ki, böyle bir şey nasıl olacak, deli misin, yeniden mi, en baştan yapacaksın, nasıl olur? İki ay boyunca bunu sürekli tartıştık, sonra yapmaya karar verdi. Burada önemli olan nokta, bu ikimizin filmidir. Ben bir kişiye bakmıyordum hikâye bulabilmek için, o birini arıyordu hikâyesini anlatmak için. O yüzden kesişti yolumuz, birlikte yapabildik, birbirimize ihtiyacımız vardı.

multeci-gozunden-multeciligin-hikayesi-535546-1.

►Filmi izledik, özeti okuduk ama sizden de dinleyebilir miyiz, film ne anlatıyor, sizin için ne ifade ediyor?

Imesh mülteci. 14 yıl önce kendi ülkesinden zorunlu olarak göç etmiş Kuzey Afrika’ya. Fas’ta 8 yıl yaşadıktan sonra Fransa’ya 4 yıllığına gidiyor. Genel olarak filmi anlamak için onun bir mülteci olduğunu ve bunun bir süreç olduğunu, bir zamana yayıldığını anlamak gerekiyor önce, önemli olan kısmı bu. Başta Fransa’dan doğduğu büyüdüğü ülkeye gidiyor ama bu gösterilmiyor filmde. Batı Afrika’dan Kuzey Fas’a oradan Fransa. Yıllar önce yaptığı yolculuğu aynı şekilde yaparak, geçtiği ülkeleri en baştan geçerek ve tek başına yapıyor! Bu filmde önemli olan, Imesh’in bu yolculuğu en baştan, tek başına yapması ve kameranın onda olması. Tüm deneyimlerini kendi çekiyor. Tüm film onun gözünün çerçevesinden oluyor. Benim için burada önemli olan, onun bu filmi çekebilecek güce sahip olması. Ne istiyorsa onu çeksin, onun deneyimi, onun yolculuğu...

multeci-gozunden-multeciligin-hikayesi-535122-1.

►Bu yolculuk güvenlik açısndan nasıldı, nasıl güvenlik önlemleri aldı Imesh?

Imesh’in film boyunca aldığı yol, göçmenler için dünyadaki en tehlikeli rota. Çok riskliydi. O’nun için riski en düşük seviyede tutmaya çalıştık film grubu olarak. Tek başınaydı. Tüm yolculuk boyunca her gün Whatsapp’tan konuştuk, kontak halindeydik. Sigorta yapıldı. Riskleri en minimalize etmeye çalıştık ama çölde tek başına yürüyordu, tabii ki bir anda her şey olabilirdi. Eğer böyle bi rşey yapmaya kalkışıyorsan risklerin farkında olmalısın. Bunları kabul etmelisin. Olabilecek her riske açık olmalısın ve yola bununla çıkmalısın.

***

multeci-gozunden-multeciligin-hikayesi-535547-1.

Röportajın ilerleyen dakikalarında David Fedele bana bir soru sormak istiyor ve “Benim bir Avustralya, bir İtalya pasaportum vardı, Türkiye vizem yoktu. Beş gün önce geldim, damgayı vurdular, beni içeri aldılar. Sizin için de durum böyle mi?” diyor. Sorusunun ardından hemen söze yine kendisi devam ediyor “Asıl demek istediğim bu işte! Filmi izleyenlerin bunu tartışmasını istiyorum. Çünkü bir sınır var ve sürekli şu tartışılıyor, ‘Sınır kapalı mı, açık mı mültecilere?’ Aslında oradaki sınır açık, bir yönden açık bir yönden kapalı.”

***

Filmin bütçesini, finansmanını nasıl sağladınız?

Normalde tüm filmlerimin bütçesini kendim yapıyorum. Bu filmde dışarıdan finansal yardıma ihtiyacım oldu. Bütçe yardımı fonu açtım, yürüttüm, filmi oradan gelen parayla çektim. 35 ülkeden 200’den fazla insan yardımda bulundu bu fona ve böylece film bütçesi yaratıldı.

►Imesh’in bu yolculuğu tüm riskleri göze alarak tekrar yapmasından, çok cesaret gerektiren bir iş yaptığını anlıyoruz. Muhabbet ederken, Imesh’in Türkiye’ye de gelmek istediğini öğrendim, bu gerçek mi?

Bir fikrim yok bu konu hakkında. Türkiye’ye gelmek istese bile ziyaret için bu mümkün olmayabilir. Evet Avrupa’da Fransa’da yaşıyor ama kağıtlarına baktığımızda Avrupa’da yaşayan mülteci olarak geçtiği için bir ülkeden başka bir ülkeye gitmesi çok zor oluyor. Özellikle vize gerektiğinde. Bu açıdan filmi çekerken Afrika’ya gideceği ve döneceği için tüm ülkelerden vize almamız gerekirken çok zorlandık, hem para, hem süreç olarak. Bu soruyu sorduğunuza çok sevindim.

►Neden?

Çünkü, filmin büyük bir kısmı Imesh’in kimliğini sorgulamasından geçiyor. Kimliğimiz bir kağıda, orada ne yazıyorsa ona bağlı. Kimlik, nereden geliyorum, vatandaşlık... Bunlar sorgulanıyor. Benim için de bu filmi çekmek çok önemliydi, çünkü bir mültecinin hakları neler, öğrenmek ve göstermek istedim. Bu haklar bilinmiyor. Filmin teması, Imesh’in kimliğini sorgulamak. Filmin sonunda fark ediyor ki, kökeni Afrikalı olmasına rağmen orada hiçbir hakkı yok. Bir mülteci olarak Avrupalıların sahip olduğu haklara da sahip değil. Filmin sonunda fark ediyoruz ki kimliği iki tarafta da hak sahibi değil, ortada kalmış.

***

multeci-gozunden-multeciligin-hikayesi-535123-1.

Avrupa, mültecilere karşı sınırlarını genişletti

► Ege Denizi büyük bir ölüm çukuruna dönüştü. Buradaki sorunları da takip ediyor musunuz?
İlk kez 2015’te Bozcaada’ya BIFED’e gelmiştim çektiğim filmle. O film Fas’tan Avrupa’ya gelen mülteciler hakkındaydı. O zamandan beri bu konular hakkında bir fikrim var. Türkiye de Fas gibi mültecilerin kullandığı transit bir ülke. O yüzden buradaki haberleri takip ediyorum, biliyorum. Buraya gelip kendi gözlerimle gözlemleme fırsatım olmadı ama olabildiğince medyadan takip ediyorum. Bu filmi çekerken de keşfettiğimiz bir şey var, bunu kendi aramızda tartışıyoruz. Avrupa kendi sınırları içinde, sadece kendi Avrupa ülkelerinin sınırlarını kontrol etmiyor bu mülteci göçlerinde, artık Avrupa’ya yakın olan ülkeleri de kontrol ediyor. Kendi sınırlarını genişletmiş durumda ki mülteciler hiçbir şekilde gelemesin diye. Aslında sadece kendi toprağında değil, başkalarının toprağında da hegomanya kurmaya çalışıyor. Ben de bir soru sormak istiyorum. Benim bir Avusturalya, Bir İtalya pasaportum vardı, vizem yoktu Türkiye’ye. Beş gün önce geldim, damgayı vurdular, beni içeri aldılar. Sizin için de durum böyle mi? Asıl demek istediğim bu, filmi izleyenlerin bunu tartışmasını istiyorum. Çünkü bir sınır var ve sürekli şu tartışılıyor, sınır kapalı mı, açık mı mültecilere? Aslında oradaki sınır açık, bir yönden açık bir yönden kapalı.

multeci-gozunden-multeciligin-hikayesi-535549-1.

►Bizim buradan çıkabilmemiz için sadece evraklar için ödediğimiz meblağ bile ciddi rakam. Öyle bir seyahat özgürlüğümüz yok bizim. Pasaport da vize de çok pahalı. Avrupa ülkeleri iki hafta, bir ay izin verir, sınırsız bir izin yok. Vize cevabı da günler sonra verilir...

Bu masada oturuyoruz, hepimiz eşitiz. Eğer seyahat etmek istersek eşit değiliz. Bir şeyler yanlış bu durumda. Mesela çoğu insan bunun farkında değil. Ben Avusturalya’da desem ki İtalyan pasaportumla Türkiye’ye vizesiz girebiliyorum ama onlar İtalya’ya gitmek istediler mi gidemiyorlar. Hayır, nereden öyle bir şey çıkardın, saçmalama derler. Bunu bilmiyorlar. Herkes kendi gibi düşünüyor. Aslında problem orada.

Festivale dönelim... BIFED’le ve Bozcaada ile ilgili ne düşünüyorsunuz?

Burada olmaktan çok mutluyum ve minnetarım. Bu bir ekolojik belgesel festivali ama göç konusunu da ekoloji içine alıyor. Ekoloji dendiğinde çevreci filmler akla geliyor ama burada göç konusu da ekolojiye katılıyor. Benim için ekoloji demek çevremizde olan biten her şey demek. BIFED’in bu konuda açık görüşlü olmasını çok beğeniyorum. Yeniden davet edilmekten çok mutluyum. Tüm gösterimler dolu geçiyor. Festival o kadar başarılı bir şekilde organize edilmiş ve insanlar haberdar edilmiş ki filmlerde yer yok. İnsanlar çevre konusundaki bilinçle izliyorlar filmleri.

multeci-gozunden-multeciligin-hikayesi-535548-1.