Mülteci krizinin çözümüne ilişkin Şam yönetimiyle masaya oturması konusunda iktidara her kesimden mesaj veriliyor. Kürsülerden kardeşlik ve ensar vurgusu yapan Erdoğan için görüşmenin önündeki asıl engel ise Batı’nın tutumu.

Mülteci krizi iktidarı köşeye sıkıştırdı: Saray’ın ‘ensar’ı, Batı’nın tutumu

Politika Servisi

Sığınmacı meselesi uzun süre ülke siyasetinin gündeminden düşmeyecek konuların başında geliyor. Krizin baş sorumlusu iktidar, mültecileri geri gönderip göndermeme konusunda gün aşırı söylem değiştirirken muhalefet kanadında da geri gönderme ve Şam yönetimiyle masaya oturulmasına ilişkin çıkışlar geliyor. İktidar ortağı MHP Lideri Devlet Bahçeli bile üstü kapalı da olsa Şam yönetimine işaret ediyor.

Geçtiğimiz birkaç gün içinde siyasilerin konuya ilişkin ne söylediklerini hatırlayalım:

•Dün partisinin genişletilmiş il başkanları toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sığınmacı tartışmasına ilişkin muhalefete seslenerek, "Biz görevde olduğumuz sürece bu kardeşlerimizi geri gönderemeyeceksiniz" dedi. Erdoğan, önceki gün de “Ensarı biliriz, sığınmacıları katillerin eline teslim edemeyiz” diyerek Şam yönetimine karşı tavrını sürdürdü.

•Çözüm için Şam’a işaret eden MHP Lideri Devlet Bahçeli, "Suriye Devlet Başkanı'nın ilan ettiği genel af kararı mühim ve geri dönüşleri kolaylaştırıcı bir gelişmedir. Hükümetin uygulayacağı her politikayı destekleyeceğimiz bilinmelidir” dedi.

•Dün partisinin grup toplantısında konuşan İYİ Parti Lideri Meral Akşener de hükemeti eleştirdi. Masayı işaret eden Akşener, "Şam’da iktidar kim olursa olsun ilişkilerin yapıcı olması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

•İktidara geldikten sonra iki yıl içinde sığınmacıları göndereceklerini belirten CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Avrupalılar rahat etsin diye sığınmacılara gettolar oluşturdun” dedi. Kılıçdaroğlu, önceki yıllarda Şam yönetimiyle masaya oturmadığı için de Erdoğan’ı eleştirdi.

•AKP Sözcüsü Ömer Çelik, CHP Kılıçdaroğlu'nun sığınmacılara yönelik sözlerine tepki göstererek "Sığınmacıları katillere teslim edemeyiz" dedi.

•Türkiye’ye gelen sığınmacıların pasaportlarını yırttıkları için sınır dışı edilemediğini iddia eden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 'Stratejimizi belirledik. Onurlu bir şekilde geri dönüşlerini sağlayacağız' diye konuştu.

•AKP Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş, güvenlik sağlandıktan sonra Suriyelilerin döneceğini söyleyerek, "Biz bu soruna hamasi bir ırkçılık üzerinden asla bakamayız" dedi.

•Meseleye ilişkin sol kamuoyundan yapılan açıklamalarda ise özetle sığınmacıların ucuz iş gücü olarak görüldüğü, meselenin emperyalist savaş politikalarının sonucunda ortaya çıktığı, dış politikaya alet edildiği hatırlatılarak Şam yönetimiyle masaya oturulması ve insani çözüm yollarının devreye sokulması çağrısı yapıldı.

MASAYA OTURMADAN PLANLAR TUTMAZ

Mülteci krizinin en çok iktidarı köşeye sıkıştırdığı bir gerçek. Sürekli söylem değiştirmek zorunda kalan Saray yönetiminin elinde gerçekçi bir çözüm planı bulunmuyor. Son olarak ‘güvenli bölge’lere yapılacak konutlar için 1 milyon sığınmacının gönderilmesine ilişkin planın Şam yönetimi ile masaya oturmadan gerçekleşmesi mümkün görünmüyor. Şam yönetiminin kendi topraklarında oluşturulan bir sunni bölgeye sıcak yaklaşması için ortada bir neden de yok.

TERCİHTEN ÇOK MECBURİYET HALİ

Öte yandan muhalefetin baskısının yanı sıra iktidarın en küçük ortaklarından Doğu Perinçek bu düşünceyi her fırsatta dillendirirken BBP Lideri Mustafa Destici de geçen hafta “Şam yönetimi ile görüşülebilir” ifadelerini kullandı. Ancak Ankara’nın, Suriye rejimine karşı tutumunu sürdürmekte ısrar etmesinin sadece Erdoğan’ın bir tercihi olduğunu söylemek zor. Daha çok bir zorunluluk olduğunu söylemek mümkün.

Erdoğan’ın Suriye Devlet Başkanı Esad ile masaya oturmasının önünde birtakım engeller bulunuyor. Bunda Ankara’nın yıllar süren Suriye savaşının parçası olmasının yanında meselenin uluslararası boyutu olduğunu unutmamak gerekiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, kürsüden her ne kadar kardeşlik söylemleri ortaya atsa da emperyalist müdahalenin kaynağı olan batı izin vermedikçe Şam yönetimi ile masaya oturması mümkün görünmüyor. Bu durum meselenin hem ortaya çıkışında hem de çözümsüz hale gelmesinde batılı emperyalistlerin ve onlarla işbirliği yapan iktidarın rolünü ortaya koyuyor.

ASIL İŞSİZ MÜSİAD’IN KENDİSİ

CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, MÜSİAD Başkanı Mahmut Asmalı’nın “Türkiye’de iş beğenmeme gibi bir durum var” sözlerine tepki gösterdi. Ağbaba, “MÜSİAD yetkilileri inanmıyorsa kendilerine CV gönderelim, hemen değerlendirmeye alsınlar. Her gün bizleri iş isteyen, işsiz kaldığını ileten yüzlerce insan arıyor” ifadelerini kullandı. Ağbaba, şu değerlendirmeleri yaptı: “Döviz kurunun aylar sonra 15 lira bandını kırdığı, resmi enflasyonun yüzde 70’i aştığı, iğneden ipliğe her şeyin her gün zamlandığı, birçok şirketin çalışanlarına maaşlarını ödeyemediği bir ortamda işsizliğin müsebbibi olarak iş arayan insanları görmek bir cehaletin ötesinde art niyet de taşımaktadır. Türkiye’de özellikle salgından sonra izlenen ekonomi politikaları nedeniyle üretim durma noktasına geldi. Kayıt dışılık arttı, şirketler bir bir iflas bayrağı çekmeye başladı. Böyle bir ortamda görünen o ki asıl işsiz MÜSİAD. Saray’ı nasıl aklarız diye içi boş açıklamalar yapıyorlar.”

ÖZDAĞ HAKKINDA SUÇ DUYURUSU

İçişleri Bakanlığı Hukuk Hizmetleri Dairesi ile Göç İdaresi Başkanlığı, mültecilere ilişkin ırkçı çıkışlarıyla gündeme gelen Zafer Partisi Lideri Ümit Özdağ hakkında suç duyurusunda bulundu. Özdağ’ın sosyal medya hesabında yaptığı açıklamaların yanı sıra yazılı ve görsel medyaya yansıyan değerlendirmelerine yer verilen dilekçelerde, sığınmacılar üzerinden toplumsal barış ve huzurun hedef alındığı belirtildi. Ümit Özdağ’ın açıklamalarının basın ve ifade özgürlüğü sınırlarını aştığı belirtilen dilekçelerde, "Söz konusu açıklamaların, halkı yabancılara karşı kin ve tahrike yönlendirdiği, demokratik toplum gerekleriyle bağdaşmayan, kamu barışını, kamu düzenini ve kamu güvenliğini tehlikeye düşürecek mahiyette olduğu açıktır" değerlendirmesine yer verildi. Dilekçelerde, Ümit Özdağ hakkında, savcılık makamınca resen tespit edilecek suçlardan dava açılması talebinde bulunuldu.