Münih’teki 100’ncü yıl toplantısında Altan Öymen ve Ercan Karakaş konuştu
Almanya’da Cumhuriyet’in 100’ncü kuruluş yıldönümü vesilesiyle gerçekleştirilen etkinlikler devam ediyor. Münih’te HDF’in gerçekleştirdiği “Dünü ve bugünüyle Cumhuriyet“ toplantısına CHP’nin ağır toplarından eski Genel Başkan, Gazeteci-Yazar Altan Öymen ve eski Kültür Bakanı ve SODEV Onursal Başkanı Ercan Karakaş katıldı.
BirGün / Münih
Sosyaldemokrat Halk Dernekleri Federasyonu (HDF) Cumhuriyet’in 100‘ncü yılını Münih’te Türkiye’den eski CHP Genel Başkanı, Gazeteci-Yazar Altan Öymen ve SODEV (Soysal Demokrasi Vakfı) Onursal Başkanlığı’nı yürüten ve kısa bir süre önce de HDF’in Onursal Başkanlığı’nı üstlenen, eski Kültür Bakanı Ercan Karakaş’ın katılımıyla kutladı.
Münih ve çevresinden HDF üyelerinin izlediği “Dünü ve bugünüyle Cumhuriyet“ konulu etkinliğin açılış konuşmasını yapan HDF Başkanı Necip Şahin, “Kulluktan yurttaşlığa geçişin 100. yılını kutlamak bizim için çok önemli. HDF olarak ilk kez bu özel yılda 29 Ekim’de Ankara’daydık. O nedenle buradaki kutlamayı birkaç hafta ileriye almak zorunda kaldık“ dedi.
Moderatörlüğünü Dr. Fulya Kip Barnard’ın yaptığı etkinliğin ilk bölümünde Altan Öymen, Kurtuluş Savaşı’ndan başlayarak Lozan Antlaşması, kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesi, çok partili sisteme geçiş gibi başlıklar altında Cumhuriyet tarihini anlattı.
Öymen, Altı Ok’un her birinin savaşın ve savaş sonrası olayların içinden çıktığını belirttiği konuşmasında “Başka devletlerin bunların bir tekini bile yaptıklarında bayram ilan ettikleri gün, bizim için birçok şeyin bir araya konulduğu gündür 29 Ekim. Bugünün içine hepsi girer ve hepsini bir araya getiren kelime çağdaşlıktır“ dedi.
Daha sonra konuşan Ercan Karakaş, seçimlerle ilgili bir değerlendirmede de bulundu.
Karakaş, “Kurumsal olarak yanlışlardan ders çıkarmayan bir partiyiz. En affetmediğim şey, seçimlerden sonra yazılı bir seçim değerlendirilmesinin olmamasıdır. CHP baraj altında kaldığı seçimde bile bu yapılmadı. Ben, biraz da Almanya Sosyal Demokrat Partisi’nden aldığım kültürle her seçimden sonra kendi değerlendirmemi yaptım, bu son seçim de dahil. Bana göre yanlışları yazdım. Sayın Genel Başkan‘a gönderdim, bundan önceki Genel Başkanımıza. Ama partinin hiçbir kurumunda zaman ayrılıp tartışılmadı. Cumhuriyet Halk Partisi, Atatürk’ün dediği gibi halkın partisidir. Kendi ilkelerimizden çok çok uzaklaştık. Hataları, diğer partilerden kaynaklı olanları da, tarihe geçecek şekilde yazılı değerlendirmeli, halkınızla paylaşmalısınız“ diye konuştu.
Karakaş, 91 yılından sonraki her seçimin ardından parti il başkanı, il sekreteri, parti meclis üyesi, MYK üyesi, genel başkan yardımcısı ve grup başkanı olarak yaptığı değerlendirmelerinin yer alacağı kitabının iki hafta sonra çıkacağını da duyurdu.
GENEL BAŞKANI DEĞİŞTİRMEK İYİ BİR ŞEY
“Her şeye rağmen, seçimlerden sonra genel başkanları değiştirmemiz, yeni yönetim yapmamız iyi bir şeydir“ diye sözlerini sürdüren Karakaş, CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ arasındaki gizli mutabakata da şöyle eleştirdi:
“Öyle şeyler gördük ki, partinin yüz yıllık tarihinde yok. Genel başkan parti meclisine getirmeden, yürütme kuruluna getirmeden, bir tane bana göre hiç saygınlığı olmayan, oyu da olmayan bir parti başkanıyla gizli anlaşma yapıyor. Böyle şey olmaz. Kendi çevresindeki insanlar bile son seçimlerle ilgili öfkeli oldukları için, bir daha oy vermeyeceğiz, diyorlar.“
Karakaş, Can Atalay kararı sonrası Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay arasında başlayan krizle ilgili olarak da şunları söyledi: “Seçilmiş bir milletvekilinin kararının uygulanmaması için var olan hukuku ve kararları yok saymak istiyorlar ama Türkiye’de her şeye rağmen demokrasiye, insan haklarına ve özgürlüklere inanan geniş bir kesim var. Başka yöntemler de düşünmek lazım. Seçime girmemek de bir ihtimal olarak düşünülebilmeli.“
Altan Öymen ise, bunun kötü sonuçlar da doğurabileceğini, mevcut iktidarın demokratikleşme sürecinin tehlikeye gireceğinden endişe etmediğini belirterek, “Bir takım liderlerin, yardımcıların sağlıklı düşünebildiğini zannetmiyorum. ‘Girmezlerse girmesinler böyle gireriz. Medya da zaten bizim elimizde, seçimden kaçtılar diye beyanatlar yaparız ve otururuz orda‘, diyebilirler. O güçlüğü de göz önünde tutmak lazım. ‘Seçime girmiyorum‘ demenin de böyle bir tehlikesi olabilir. Çok ciddi bir durumdayız, 6‘lı masa da bunun sonucuydu. Başka türlü götüremiyorsun. İstediği gibi karaname çıkarıyor. Şimdi bunu önlemek için mecliste nöbet tutuyorlar. Söz bitmiş çünkü, Türkiye çapında herkesin elinden gelen şekilde mukavemet etmeye başlaması lazım“diye konuştu.
Avrupa’daki Türkiye kökenli sosyal demokratların örgütlenmesinde önemli görevler üstlenen, Almanya’da yaşadığı yıllarda HDF’in dört dönem genel başkanlığını yürüten Ercan Karakaş’a verilen “Onursal Başkanlık“ payesinin duyurusu da bu toplantıda gerçekleştirildi.