Murat Sabuncu ve Ahmet Şık, Cumhuriyet gazetesinde

YAŞAR GÖKDEMİR ysr.gkdmr@gmail.com @yasar_gokdemir

Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu ve Cumhuriyet muhabiri Ahmet Şık hakkında yargılandıkları davada verilen tahliye karar sonrası iki isim mesai arkadaşlarıyla buluştu.

Murat Sabuncu ve Ahmet Şık bugün sabah saatlerinde Cumhuriyet gazetesine geldi. Mesai arkadaşlarıyla hasret gideren iki isimi karşılayan isimler arasında Cumhuriyet gazetesi Ankara Temsilcisi Erdem Gül de vardı.

murat-sabuncu-ve-ahmet-sik-cumhuriyet-gazetesinde-437441-1.

Murat Sabuncu ve Ahmet Şık gazetede bir basın açıklaması yaptı. Türkiye’deki medyanın durumundan çok Cumhuriyet'in vizyonunu çok daha önemli gördüğünü söyleyen Sabuncu, “Türkiye’de bağımsız ve özgür medyaya ihtiyaç var. Cumhuriyet hep kurulduğundan beri böyleydi. Bu demokratik ve bağımsız medya örgütlenmesinin ve geleneğinin son halkası bizleriz. Bizden sonra da bu gelenek devam edecek. ‘Cumhuriyet ve bağımsız medya olgusunu daha çok nasıl büyütürüz’ü düşünüyoruz. Bu grup şunu yaptı, bu medya bunu yaptı yerine kendi gazetemiz, kendi ekibimiz, kendi arkadaşlarımızla bu gazeteyi daha farklı nereye götürürüz onun hayalini kuruyoruz. Cezaevinde de, Akın Atalay’la, Mustafa Kemal Güngör’le, Musa Kart’la, Ahmet Şık’la gazete nereye gitmeli, nasıl daha fazla kitleye ulaşmalı onun hayalini kurduk. Meslek icabı bütün gazeteleri alıyorduk, hepsine bakıyorduk. Esas tartıştığımız konu Türkiye’deki bağımsız yayıncılığı, Cumhuriyet özelindeki bağımsız yayıncılığı nasıl daha büyütürüz üzerine oldu. Bir sorun olduğu çok aşikâr gözüküyor ama şu da gözüküyor; bağımsız medyaya, basılı kâğıda ve internet medyasına ihtiyaç var. Ve bu ihtiyaç için bugüne kadar biz yokken de son derece iyi yapılmış Cumhuriyet gazetesinde daha da farklı nasıl yaparız diye de kafamızı yorduk ve bunu hayal ediyoruz açıkçası” şeklinde konuştu.

murat-sabuncu-ve-ahmet-sik-cumhuriyet-gazetesinde-437447-1.

“Türkiye’deki fikir ve düşünce özgürlüğü biz çıktık diye geri gelmedi”

“Türkiye’de ilk hedef biz değiliz ama umarım son hedefizdir” diyen Sabuncu konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Türkiye’deki fikir ve düşünce özgürlüğü biz çıktık diye geri gelmedi. Cumhuriyet özelinde bahsedeyim; Akın Atalay içerde hala, 25 senesini Cumhuriyet gazetesine vermiş ve bağımsız bir gazete yaratmak konusunda İlhan Selçuk’tan bu günlere kadar çalışmış ekibin içindeki en önemli halkalardan birisidir. Çok insan var; Orhan Erinç var, Hikmet Çetinkaya var, bunlar hep bağımsız ve her şeyi söyleyebilen bir gazete yapmak için çalışmış insanlar. Geçmişte de var tabii bu gazetenin, bugünü de var. İçeride hala pek çok gazeteci var tutuklu, hak savunucuları var, milletvekilleri var. Biz çıktık diye bu sorun bitmiş değil. Onun için biz bundan sonra da sadece kendi hakkımızı değil Türkiye’de gazetecilik vasıtasıyla bütün haksızlık ve hukuksuzluğa uğramış, mahalle ayrımı yapmadan, tutukluluğa uğramış herkes için gazeteciliği, yayıncılığı yapmak için büyük bir özveri ile büyük bir istekle burada biz yokken de bunu çok iyi yapmış arkadaşlarımızla yan yana gelerek bu çarkın ufakta olsa bir parçası olarak yapmaya devam edeceğiz.”

“Türkiye bir hukuk devleti değil”

Murat Sabuncu’dan sonra Ahmet Şık açıklamalarda bulundu. Şık, “Şu çok net; tutuklanırken de ortada hukuki bir karar yoktu, serbest bırakılırken de. Siyaset karar verdi tutuklanmamıza, hapsedilmemize. Yine o merkezin kararıyla serbest bırakıldık. Bir kere herkes şunu bir görmeli, Türkiye bir hukuk devleti değil. Bu en büyük Türk yalanı; yargının bağımsız olduğu, Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğu, böyle bir şey yok. Türkiye’de hiç kimsenin iktidar mahfilleri de dâhil olmak üzere ne hukuk güvencesi var ne can güvencesi var. Bunun ayırdına bakarak herkesin pozisyonunu alması gerekiyor. Ama bu şu anlama gelmiyor, medya ve toplumun sessizliği semiyotik bir ilişkidir. Medyanın bu kadar kolay teslim olmasının nedeninin elbette önce gazeteciler olarak görmek gerekiyor. Bu kadar örgütsüz oldukları için, mesleğin ahlakına onuruna sahip çıkmadıkları için. Patronaj ve iktidarlar açısından çok rasyonel işler yapıyorlar. Diktatör ögesi herkes medyayı susturmak ister” diye konuştu.

murat-sabuncu-ve-ahmet-sik-cumhuriyet-gazetesinde-437449-1.

“Bu süreç iktidarın ne kadar tehlikeli olduğunu kanıtladı”

Medyanın susturulması toplumun susturulması anlamına geldiğini belirten Şık, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bir kenara çekilerek izleyen ve kendini kurtaracak kitleye seslenmek istiyorum; ben sessizliğin bir sesi olduğuna inanıyorum. Ben o sesi duymak istiyorum. Herkes kulak kabartıyor, Ahmet ne diyecek, Murat ne diyecek, Cemal ne yapacak, Ayşe hanım ne yapacak. Bende merak ediyorum beklenti içindeki insanlar ne yapacak, ne söyleyecek? Çünkü bu artık varlık yokluk savaşı. Bundan sonra çocuklarımıza nasıl bir gelecek bırakacağımızla ilgili bir savaş. Medyanın şu anki hali de en önemli cephesi. Murat’ın söylediklerinin hepsine katılıyorum. Bu süreç Türkiye’de gücü tek başına ele geçirmiş bir iktidarın ne kadar tehlikeli olduğunu da insanlara kanıtladı. Aynı zamanda bağımsız, herkese eşit mesafede durmayı becerebilecek bir medyayı ne kadar önemli olduğunu kanıtladı. Şunu söylemeyi sulh addediyorum, gazeteye sahip çıkın, birkaç tane gazete var elimizde toplamı 100 bin satmıyor ama ben şunu söylerken altını çizmiyorum. Sahip çıkın demiyorum, sahip çıkma sorumluluğunu hissetmesi lazım insanların. Birkaç tane gazete var, daracık bir alanımız var, özgürlük alanımız var ve sahip olduğumuz şeyler insanlara sorumluluk yüklüyor. O sorumluluğun bilincinde olmasını istiyorum insanların. Bir kenara çekilip izleyici olmayı tercih edenler şunu bir kendine sorsunlar; bu iktidar elbet gidecek ama gittikten sonra geride bir Türkiye kalacak mı ya da kalan Türkiye’de bizler yaşayabilecek miyiz sorusu çok önemli.”

“Şık ve Sabuncu herkes için konuştu”

Ahmet Şık’tan sonra Cumhuriyet gazetesi adına Erdal Atabek açıklamalarda bulundu. Atabek, “İki arkadaşımızın aramızda oluşunun mutluluğunu yaşıyoruz. Elbette gene eksiğiz, Akın Atalay arkadaşımız bugün aramızda değil ama o da aramızda olacak, bugün de aramızda. Ve nasıl onlar içerideyken biz eksik idiysek bugün tamamlanmış olmamız da bütün hakkı yenmişlerin, bütün haksız yere yatanların, işten atılanların haklarının verildiği gün tamamlanmış olacağız” ifadelerini kullandı.

Atabek konuşmasını şöyle sonlandırdı:

“Arkadaşlarımız dün hapisteydiler bugün aramızdalar ve kendileri için konuşmadılar. Hepimiz duyduk. Ne Ahmet Şık ne Murat Sabuncu kendileri için konuştu, herkes için konuştular. Bütün hakkı yenmiş insanlar için konuştular. Bütün hakkı yenebilecek insanlar için konuştular. Bizim söyleyecek sözümüz her zaman doğrudan yana, halkın haber alma hakkından yana ve arkadaşlarım hapiste yattıkları sürece bu ülkenin gücünü artırmışlarıdır. Bu ülkeye bir mesaj vermişlerdir. Hapiste yatmak mücadelenin bir parçasıdır. Tarih boyunca yaşadığımız budur ve biz arkadaşlarımızla elbette ki gurur duyuyoruz. Ve onların bizim bir parçamız olduğunu biliyoruz. Cumhuriyet gazetesi de bu toplumda hak arayanların, adalet isteyenlerin, doğruluktan yana olanların her zaman yanında olacaktır, her zaman onlara sahip çıkacaktır. Bu mücadelede karşımıza hangi engel çıkarsa çıksın yılmayacağımızı ifade etmek istiyorum. Arkadaşlarıma geçmiş olsun diyorum. Herkese teşekkür ediyorum.”

murat-sabuncu-ve-ahmet-sik-cumhuriyet-gazetesinde-437448-1.

Açıklamalardan sonra Cumhuriyet gazetesi çalışanları ve Akın Atalay'ın eşi Adalet Dinamit bugün doğum günü olan Cumhuriyet gazetesi İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay için pasta kesti.