CHP'nin Beyoğlu Belediye Başkan adayı İnan Güney, Beyoğlu'nun 30 yıldır AKP tarafından 'müteahhit ruhla' yönetildiğini belirterek, "Derdimiz bu anlayışı değiştirmek. Biz insana dair projelerle anılacağız." dedi.

Müteahhit ruh son bulacak
İnan Güney gazetemizi ziyaret ederek sorularımızı yanıtladı. (Fotoğraf: BirGün)

Kayhan AYHAN

31 Mart yerel seçimleri yaklaşırken Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) İstanbul Beyoğlu Belediye Başkan adayı İnan Güney, ilçedeki sorunları ve projelerini BirGün'e anlattı. Beyoğlu'nun en önemli sorununun kentsel dönüşüm olduğunu vurgulayan Güney,  "Biz önümüzdeki 5 yılı kentsel dönüşüm seferberlik yılı ilan edeceğiz" diye konuştu.

Beyoğlu AKP için önemli bir yer, 30 yıldır AKP ile yönetiliyor ve Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından da sahipleniliyor bir yer. Siz de böyle zorlu bir yerde yarışıyorsunuz. Öncelikle sizi tanıyalım İnan Güney kimdir?

1977 yılında Örnektepe’de doğdum, Örnektepe İlkokulu'nda okudum daha sonra Tülin Manço Ortaokulu daha sonra Kabataş Erkek Lisesi’ni bitirdim. Uludağ Üniversitesi Kamu Yönetimi Mezunuyum, Marmara Üniversitesi'nde yerel yönetimler üzerine yüksek lisans yaptım. Mali Müşavirim, evliyim, kız babasıyım. Bankalar Caddesi’nde Karaköy’de ticaret yapıyorum. Beyoğlu’nda doğdum, Beyoğlu’nda doydum. Doğduğumuz ve doyduğumuz topraklara bugün de hizmet etmek üzere yola çıktık. CHP Beyoğlu ilçesinde gençlik yıllarımdan beri siyaset yaparım, gençlik kolları yönetiminde ilçe başkan yardımcılıklarında bulundum. 2010-2014 arası Beyoğlu İlçe Başkanlığı yaptım. İnan Güney Beyoğlu’nun 45 mahallesini adı gibi kendi sorunlarıyla birlikte, hemşeri gruplarıyla birlikte bilen birisi.

Bu 30 yıllık süreçte Beyoğlu’nun öne çıkan sorunları sizce nelerdir?

Maalesef Beyoğlu’nun 30 yıllık belediyecilik ruhu müteahhit belediyeciliği oldu. Müteahhit belediyeciliğinde vatandaşa, yeşil alana, sosyal yardım önceliğine yer yoktur. Önceliği nereyi imara açalım, nereye rant projesi koyalım, nereye otel, AVM yapalım vardır. Maaselef Beyoğlu’nun 30 yıllık yönetim planı bu oldu. Bizim şimdi derdimiz biri kalksın biri otursun değil. Derdimiz bu ruhu değiştirmek, bu anlayışı değiştirmek. O nedenle biz 30 yıllık bu ruhu kaldıracağız, yerine insanı koyacağız. İnsana dair projelerle, insana dair hizmetlerle; kadının, çocuğun, gençlerin, doğanın, sahiplenildiği bir belediyecilikle anılacağız.

Beyoğlu’nun 30 yılına baktığımızda çoğu Beyoğlulu hemşeri gruplarının ikinci sınıf olduğu ama belli bir dar kadro ekibin birinci sınıf olarak 30 yıldır Beyoğlu’nu yönettiğini görüyoruz. Bizim vurgu yaptığımız önemsediğimiz bir başka konu da Beyoğlu’nda temsilde adaleti sağlayacağız. Beyoğlu’nda yönetimimizde Sivaslı kardeşlerimiz de olacak, Mardinli hemşerilerimiz de olacak yine Aksekili komşumuz, Erzincanlı komşumuz, Batmanlı komşumuz da olacak. Biz Beyoğlu mozaiği ile Beyoğlu’nu yöneteceğiz.

Beyoğlu’nun en önemli sorunlarından biri kentsel dönüşüm. Biz artık Beyoğlu’nda bu kentsel dönüşümün siyasetin sömürdüğü, seçim dönemlerinde vaat olarak kullanılan bir araç olmaktan çıkmasını, artık çözülmesini arzu ediyoruz. Müteahhit belediyeciliğinin Beyoğlu’nda yaptıklarına baktığımızda yerinde dönüşüm olmadı, bölgeye çok güzel lüks konutlar yapıldı ama o lüks konutlarda bölgenin çilesini çeken insanlar olmadı.

Tarihi tersanelerimiz var bizim. Fatih Sultan Mehmed’in, ecdad yadigârı tersaneler, şimdi okçular vakfında ok atarak tarihe sahip çıktığını iddia ediyor arkadaşlar. Tarihe sahip çıkacaksanız, tarihe sahip çıkma yeri tarihi tersanelerdir. Venedik korumuş biz ise içine yat limanı, yalı daire ve bin yataklı otel yapmışız. Yapacağımız seçim çok basit ya tersaneler içerisine imar veren yalı dairesini önceleyen bir anlayışla devam edeceğiz ya da vatandaşın derdiyle dertlenen anlayışa oy vereceğiz.

Biz bir kere kentsel dönüşüme siyaset üstü bakacağız. Biz önümüzdeki 5 yılı kentsel dönüşüm seferberlik yılı ilan edeceğiz. Bu seferberlik çerçevesinde Beyoğlu’nun kentsel dönüşüm iştiraki Dönüşüm A.Ş. bugüne kadar bir tane daire dönüştürmemiştir. Biz Dönüşüm A.Ş. yi kentsel dönüşümde yol üstlenecek şekilde yetki ve bütçe ile donatacağız. İkincisi Beyoğlu Belediyesi’nde kentsel dönüşümü Kiptaş yapmıştır. Büyükşehir belediyemizin Kiptaş’ını birlikte ortak proje yapmak üzere alacağız. Daha sonra bazı adalarda kamu özel iş birliği ile önümüzdeki 5 yılı kentsel dönüşüm seferberliği ilan edeceğiz.

Beyoğlu’nun bir kültür ve eğlence yönü var. AKP’nin sosyal hayata dokunan bazı yasakları ile birlikte Beyoğlu bu eğlence ve kültür merkezi konumunu kaybetmeye başladı. Bu konum Kadıköy gibi ilçelere kaydı. Beyoğlu’nda kültür ve eğlence alanında siz ne yapacaksınız?

Öncelikle Beyoğlu denilince herkesin aklına ne geliyor, farklılıkların birlikte olduğu, her türlü din, dil, kültür, ırk, inancın, ibadethanelerinin, her kesimin kendinden bir şey bulduğu bir yer Beyoğlu. Bazısı eğlenmek için gelir, bazısı inanç turu yapayım der, bazısı tarihi hanlarda kültür gezisi yapmak ister, bazısı gastronomi için gelir. Biz bu farklılıklarıyla Beyoğlu’nu koruyup, tekrardan Beyoğlu’nu herkesin mutlu olacağı ve kendinden bir şey bulacağı bir noktaya getireceğiz. Beyoğlu’nun potansiyel müşterisi Kadıköy’e kaydıysa, esnafımız onu geri kazanacak. Biz Beyoğlu’nu bütün kimliklerin kendinde bir şey bulduğu, farklılıkları daha da ortaya çıkaran bir Beyoğlu yaratma arzusundayız.

'Beyoğlu’nun hakkı bize emanet' sloganını kullanıyorsunuz. Peki Beyoğlu’nun hakkı nedir?

30 yıldır Beyoğlu hak anlamında hiçbir kazanım elde edemedi. Hak bizim için mücadeledir, hak bizim ömrümüzü adadığımız bir kavramdır o nedenle Beyoğlu’nun hakkını alması bizim Beyoğlu’ndaki yöneticiliğimizin esas amacıdır. Beyoğlu’nda kentsel dönüşüm mağdurları var, Beyoğlu’nda mülkiyet hakkı sıkıntısı var. Biz diyoruz ki Beyoğlu’nda mülkiyet hakkının garantisi biz olacağız. İşsiz gençlerimiz var, istihdamla buluşmadıkları için maalesef uyuşturucu batağına sapmış gençlerimiz var. Gençlerimizin iş hakkı bize emanet. Kadınlarımız sosyal hayata, iş hayatına katılamıyor çünkü belediyenin yeteri kadar kreşi yok. Biz diyoruz ki kooperatiflerle el emeği pazarlarıyla destekleyeceğimiz kadınlarımızın hakkı da bize emanet. Yine çocuklarımızın yeşil alan hakkı. Müteahhit belediyeciliğinin sonunda ne toplanma alanı kaldı ne de yeşil alan kaldı. Kasımpaşa’da bir dede torununu alıp, deniz kenarına ulaşmak istediğinde mevcut projelerden dolayı ulaşamıyor. Biz diyoruz ki çocukların yeşil alan hakkı bize emanet. Üniversiteli öğrencilerin burs hakkı bize emanet ve biz kendimizi Beyoğlu’nun 30 yıldır alamadığı hakların teminatı olarak görüyoruz.

Beyoğlu halkına ne çağrı yaparsınız?

İdeolojik kaygılardan sıyrılsınlar, belli siyasi kodlardan sıyrılsınlar, yerelle yüzleşsinler. 30 yıldır belediyecilikle hangi alanlarda buluştuklarını görsünler. Temel belediyeciliğin dahi aksadığı bir belediyecilik mi? Yoksa gerçekten Beyoğlu’nun ihtiyaç sahiplerine bütçe ayıran, yeşil alanı önceleyen bambaşka duymadığımız bir belediyecilik mi? Biz bir dönem yönettiğimizde Beyoğlu halkı 30 yıldır neden değiştirmediğini sorgulayacak. Keşke 30 yıl önce değiştirseydik diyecek.