Müzik Yorumcuları Meslek Birliği (MÜYORBİR), CHP İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil ile ilgili bir şikayet mektubu hazırladı ve CHP Genel Merkezi’ne iletti. Mektupta, “Ahmet Koç MÜYORBİR yönetimini ele geçirmek ve AKP’lileştirmek için bizlere her türlü yalan ve iftirayı atmakta, bu iftira kampanyasına Sera Kadıgil ve hukuk bürosu 5 yıldır gücünün son damlasına kadar destek olmaktadır” denildi. […]

MÜYORBİR yöneticilerinden CHP’li vekil Sera Kadıgil ile ilgili çarpıcı mektup

Müzik Yorumcuları Meslek Birliği (MÜYORBİR), CHP İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil ile ilgili bir şikayet mektubu hazırladı ve CHP Genel Merkezi’ne iletti. Mektupta, “Ahmet Koç MÜYORBİR yönetimini ele geçirmek ve AKP’lileştirmek için bizlere her türlü yalan ve iftirayı atmakta, bu iftira kampanyasına Sera Kadıgil ve hukuk bürosu 5 yıldır gücünün son damlasına kadar destek olmaktadır” denildi.

MÜYORBİR’de bir dönem başkanlık yapan Ahmet Koç, 4 yıl önce üyelikten ihraç edilmiş, daha sonra ise mahkeme kararı ile üyeliğe geri dönmüştü. Koç ile yeni yönetim arasındaki gerilime dair çarpıcı bir mektup kaleme alındı. MÜYORBİR yöneticilerinin kaleme aldığı ve CHP Genel Merkezi’ne ilettiği mektupta, Ahmet Koç’un Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ile ilişkilerini kullanarak MÜYORBİR’i ele geçirmeye çalıştığı, CHP İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil’in de Koç’a yardımcı olduğu öne sürüldü.

MÜYORBİR’in CHP Genel Merkezi’ne gönderdiği mektup şöyleydi:

“Değerli başkanım: Biz (Edip Akbayram, Belkıs Akkale, Burhan Şeşen, Onur Akın, Metin Özülkü, Suzan Kardeş, Mehmet Gümüş, Hüseyin Turan ve Tolga Sağ), 2000’den fazla sanatçının üyesi olduğu, Türkiye’nin tek yorumcu (sanatçı) meslek birliği MÜYORBİR’in (Müzik Yorumcuları Meslek Birliğinin) yönetim kurulu üyeleriyiz.

Bundan 5 yıl önce MÜYORBİR’de başkanlık yapan ve Kültür Bakanlığı müfettiş raporu ile MÜYORBİR’den uzaklaştırılan Ahmet Koç isimli eski yönetim kurulu üyesinin avukatlığını, 2015 yılından bu yana CHP Milletvekili Av. Sera Kadıgil yapmaktadır. Sera Kadıgil’in Ahmet Koç’un avukatlığını yapmasına bir diyeceğimiz olamaz, kendi tercihidir. Ancak, özellikle son 2 yıldır Ahmet Koç, Cumhurbaşkanı Sözcüsü İbrahim Kalın’la olan yakın ilişkisini ve Cumhurbaşkanlığı himayesinde yurt dışında (Cumhurbaşkanlığı fonu ile) verdiği bağlama konserlerini kullanarak; haksız şekilde MÜYORBİR’i ve biz yönetim kurulu üyelerini hedef alarak tamamen asılsız ithamlarla Bakanlık şikayetleri, savcılık şikayetleri gibi haksız saldırılarda bulunmakta, MÜYORBİR ve bizlere karşı adeta iftira ve karalama kampanyası yürütmektedir.

Ahmet Koç ve Sera Kadıgil

Ahmet Koç bu asılsız, hukuksuz saldırılarını, Sera Kadıgil ve babası (avukat) Ergin Kadıgil imzasıyla yapmaktadır. Hatta Sera Kadıgil, Mart 2019’daki genel kurulda (millletvekilliği sorumluluğuna aykırı şekilde) Ahmet Koç’a destek olmak amacıyla genel kurul salonuna kadar gelmiş ve milletvekilliğini kullanarak salona girmeye çalışmıştır! Daha da vahimi, Sera Kadıgil’in avukat babası Ergin Kadıgil imzası ile savcılığa verilen (tamamı yalan, iftira ve uydurma) dilekçede, bizlere (Edip Akbayram, Belkıs Akkale, Burhan Şeşen, Onur Akın, Metin Özülkü, Suzan Kardeş, Mehmet Gümüş, Hüseyin Turan ve Tolga Sağ’a) ağır iftiralar atılmıştır. Seçime girip seçilemeyen Ahmet Koç adına (tamamen yalan ve iftiralarla) Sera Kadıgil’in hukuk bürosundan avukat babası Ergin Kadıgil imzası ile bizleri, sahtekarlıkla, oy hırsızlığı ile suçlamıştır.

CHP Milletvekili Sera Kadıgil (HUKUK OFİSİ/BABASI), Ahmet Koç’la birlikte hareket ederek bizlere (Edip Akbayram, Belkıs Akkale, Burhan Şeşen, Onur Akın, Metin Özülkü, Suzan Kardeş, Mehmet Gümüş, Hüseyin Turan ve Tolga Sağ’a) çamur atmakta, iftira atmakta ve karalamaktadır. Ahmet Koç, ‘Müyorbir yönetim kurulu üyeleri CHP’lidir’ diyerek, kurulun siyasi görüşünü malzeme yaparak AKP’ye ihbar etmiş, Müyorbir’e Kayyum atanmasına çalışmıştır. Ancak masanın dirayetiyle kayyum ihbarı boşa çıkarılmıştır. Şu an bile MÜYORBİR, Sera Kadıgil hukuk bürosunun yaptığı asılsız suçlamalar yüzünden müfettiş soruşturması geçirmektedir. Bunu bilmenizde yarar vardır, dürüstlüğü ve sanatçı duruşu ile sembol olmuş isimlere yönelik karalama ve iftira kampanyasına CHP’li bir avukatın, hukuk ofisinin, birlikte çalıştığı babasının aracılık etmesi ilginç ve üzücüdür! Özetle, Ahmet Koç Müyorbir yönetimini ele geçirmek ve AKP’lileştirmek için bizlere her türlü yalan ve iftirayı atmakta, bu iftira kampanyasına Sera Kadıgil ve hukuk bürosu 5 yıldır gücünün son damlasına kadar destek olmaktadır! Bu bir siyasi etik sorunu ve çelişki değil midir?”

CHP İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil, kendisini kaleme aldıkları bir mektupla CHP Genel Merkezi’ne şikayet eden MÜYORBİR yöneticilerine cevap verdi.

Sözcü’den Sercan Meriç’e konuşan Kadıgil’in açıklaması şu şekilde:

“MÜYORBİR Yönetim Kurulu Üyeleri tarafından mevcut ‘muhalif’ yapılarını yıkarak yerine AKP’li bir yönetim(!) getirmeye çalıştığım, ‘dürüstlüğü ve sanatçı duruşu ile sembol olmuş isimlere iftira ve hakaret’ ettiğim, üstelik bunu 65 yaşındaki babamın ‘imzası’ ardına saklanarak gizli gizli yaptığım, bu bağlamda hem avukatlık hem milletvekili yeminimi ihlal ettiğim iddia edilebilmiş, bu iddia çeşitli basın yayın kuruluşlarında yayınlanmış ve bu saate dek muhataplarınca yalanlanmamıştır. Öncelikle belirtmek gerekir ki bu son derece ağır ithamlar sadece bana ve aileme değil son Genel Kurul’da başkanlık için yarışan Ahmet Koç’a, yönetim listesindeki nice kıymetli isme ve ilgili listeye oy veren yüzlerce sanatçıya da hakarettir.
Ben, tabiri caizse ‘kendi mahalleme’ AKP’lilerle ‘iş tutmak’ iddiasıyla şikayet edilmeyi de, haklı bir hukuk mücadelesi yürüttüğü ve mesleğini yaptığı için aileme saldırılmasını da kabul etmiyorum. Hele hele AKP’nin yıllardır yürüttüğü ‘ya bendensin ya hain’ argümanını alıp meslek içi bir çekişmeye uyarlayarak bu taktikten medet ummayı da kimseye yakıştırmam.

“BİR KISMINA SAYGIM VE SEVGİM SONSUZ”

Açıklamada adı geçen ve hali hazırda yönetim üyeliği devam eden sanatçılardan bir kısmına saygım ve sevgim sonsuzdur. Bu isimlerin, gerçeğe aykırı birtakım yönlendirmelere inanarak bu karalamaya ‘olur’ verdiklerine dair inancımı muhafaza ederek bu açıklamayı yazıyorum. Zira gözünü iktidar, makam, danışmanlık ücreti, dolgun maaşlar ve benzeri hırslar bürüyenlerin, çevrelerini kendi çıkarları doğrultusunda nasıl maniple edebildiklerine de ne yazık ki defalarca şahit olduk, olmaktayız.

Babam; Cumhuriyet Eski Savcısı ve 35 yıllık Avukat Engin Çelik Kadıgil tarafından 1983 senesinde yani ben doğmadan önce kurulan Kadıgil Hukuk Bürosu’nda mezun olduğum 2007 senesinden, CHP İstanbul Milletvekili adaylığıma dek gururla çalıştım. Bu süre içerisinde Kadıgil Hukuk Bürosu olarak baktığımız yüzlerce davadan biri de, değerli MÜYORBİR üyelerinin ezici çoğunluğu tarafından ‘seçilmiş’ olmasına karşın hukuksuz şekilde önce başkanlıktan el çektirilen, ardından da MÜYORBİR’den ihraç edilen Ahmet Koç’un haklı davası olmuştur.

Bugün iktidara yakın olmak ve kurumu mevcut iktidara teslim etmeye çalışmakla itham edilen Ahmet Koç, aynı yazıda ikrar edildiği gibi AKP’ye bağlı Kültür Bakanlığı tarafından 2015 yılında hazırlanan, sadece hukuk değil aynı zamanda ahlak yoksunu bir rapora dayalı son derece çirkin suçlamalar gerekçe gösterilerek, kendi listesinden yönetime seçilen ‘yol arkadaşları’ tarafından görevinden edilmiştir. Akabinde aynı iddialarla yine kendi çalışma arkadaşları tarafından savcılığa şikayet edilmiş ve ağır ceza mahkemesinde yargılanarak ilk celsede beraat etmiştir. Aynı dönemde usule ve yasaya aykırı şekilde MÜYORBİR üyeliğinden dahi ihraç edilmiş, yine yıllar süren haklı hukuk mücadelesi neticesinde geçen sene mahkeme eliyle üyeliğe de iade edilmiştir.

“SON BİR YILDIR YÜRÜTTÜĞÜM AVUKATLIK FAALİYETİM YOK”

Bugün geldiğimiz noktada ise benim son bir yıldır yürüttüğüm herhangi bir avukatlık faaliyetim yoktur. Ancak yıllardır birlikte çalıştığımız müvekkillerimizin benim ayrılmamın ardından babamın ofisiyle çalışmaya devam etmesinden daha normal bir şey de yoktur. Ayrıca, Ergenekon Kumpası mağdurlarını savunduğu için eşi benzeri görülmemiş saldırılara uğradığında dahi geri adım atmayan 35 yıllık bir avukata hangi davaya bakıp bakamayacağını, hangi müvekkilleri savunup hangilerini savunmayacağını söylemeye kalkmak da sadece benim değil, hiç kimsenin haddine düşmez.

Son olarak ve önemle belirtmek isterim ki; aynı açıklamada AKP’li ilan ettikleri Ahmet Koç’u desteklemek amacıyla ‘milletvekilliği görevimden doğan gücümü(!) kullanarak’ MÜYORBİR Genel Kurulu’nun yapıldığı salona girmeye çalışmakla itham edilmekteyim. Evet, uzmanlık alanıma giren kültür-sanat kuruluşlarının genel kurullarını elimden geldiğince ziyaret ederim. Arkadaşlarımı görürüm, sohbet ederim, yarışanlara başarılar dilerim. Mart 2019’da MÜYOBİR Genel Kurulu’na da uğradım. Her iki listeden adaylarla ve uzun zamandır görme fırsatı bulamadığım sanatçı dostlarımla bina bahçesinde ve fuayesinde sohbet ettim. Akabinde de henüz Genel Kurul konuşmaları dahi başlamamışken, Genel Kurul’un yapıldığı salonun kapısından dahi girmeden oradan ayrıldım. Buna karşın bu yazıyı kaleme alanların, belli ki ciddiye alınabilecek bir argümanları olmadığından ‘Genel Kurul salonuna girmeye çalıştı’ gibi aleni bir yalandan medet ummaları ise gerçekten hem düşündürücü, hem de üzücüdür.

İlgili yazıyı kaleme alanlar hani sormuşlar ya, yaptıklarım ‘Siyasi ve etik bir sorun değil midir?’ diye. Asıl ‘siyasi ve etik sorun’ nedir biliyor musunuz?

Muhalif siyasi kimliğini gerekçe göstererek kendi yaptığı haksızlıkların ve yıkıp döktüğü hayatların, çevresindeki insanlarca görmezden gelinmesini ummaktır. Ama unutmayalım ki, gerçeklerin de er ya da geç ortaya çıkmak gibi çok sevdiğim bir huyu vardır.”