Bir yılı aşkın süredir işsiz kalan müzik emekçileri için hâlâ kayda değer bir çözüm bulunamadı. Kırmızı alarm çizgisini çoktan geçtiklerini belirten sektör emekçileri, çözümün ancak uzun vadeli genel bir politika ile mümkün olabileceğini söylüyor.

Müzik emekçileri: Çığlığımızı duyun

Cihangir Köroğlu

CovId-19’un dünyada ve ülkemizde ağır izler bıraktığı bir yılı geride bıraktık. Maalesef ki uygulanan eksik politikalar sayesinde tablo giderek daha da ağırlaşıyor. Ülkemizde salgın başladığı günden itibaren devlet politikaları, salgının yıkıcılığını azaltmaktan öte ibreyi daha da yukarı çıkaran bir vaziyette. Müzik sektörü de bu durumdan en fazla etkilenen alanlardan bir tanesi. Var olan sorunların pandemiyle birlikte daha da görünür olduğu müzik sektörünün yarası git gide daha da derinleşiyor. Sektördeki emekçilerin örgütlü hareket edememeleri de en bariz problemdi. Öte yandan “Ekonomik destek paketlerinden” hakkını alamayan müzik emekçileri, bir yanıyla kendi haline bırakıldı.


Çığlığını duyurmaya çalışan müzik emekçileri acil eylem çağrısının uygulanması gerektiğini belirterek “Diğer sektörlerde uygulanan mali disiplin ve çalışma haklarının kanunlarla düzenlenmiş standartlara getirilmesi gerekiyor” diyor.

Müzisyen Deniz Tekin, Sony Müzik Genel Müdürü Özden Bora, Volkswagen Arena ve Babylon gibi konser mekanlarının işletme görevini yapan Pozitif Organizasyon’dan Ayşegül Mumcuoğlu, Median Müzik Edisyon Genel Müdürü Ali Coşar, ayrıca İlhan Şeşen’in de menajerliğini yapan menajer Erman Aksoylu ile konuştuk. Sözü müzik sektörünün farklı kesimlerinden temsilcilere bırakalım.


muzik-emekcileri-cigligimizi-duyun-872359-1.

Ne sigorta ne iş güvencesi ne iş güvenliği

Pandemiyle geçen son bir yıl için, gelen konser yasaklarıyla müzisyenlerin gelirinin sadece çevrimiçi konserler ve kayıtlardan elde edildiğini belirten Deniz Tekin, sektörün tüm çalışanlarının ciddi sıkıntılar yaşadığını belirtti. Müzik emekçilerinin önceden olduğu gibi yine en az akla gelen kişiler olduğunu söyleyen Tekin yaşananları şöyle özetledi: “Pandemi sürecinde gelen bir mailde bir proje üretmemiz ve kabul almamız durumunda aylık bin lira destek bağlanacağı söylendi, hakaret gibi. Ki bu da sadece müzisyenlere yönelik. Kültür Bakanı da tüm bunların üstüne “vergi mi veriyorlar ki yardım edelim” minvalinde bir şeyler söyledi. Mesam’a bildirilen bir konserden yüzde 40 oranında vergi kesiliyor, bizim tamamen kuralına uygun iş yapabilmemiz ve aynı anda kendimiz ve ekibimizin hakkı olan kazancı sağlayabilmemiz için normal konser kaşemizin yüzde 150-200’ü gibi bir miktar belirtmemiz gerekiyor, ki zaten tamamen ana akıma yönelik ve yüksek miktarlarla çalışan insanlar değiliz. Bu şekilde de konser mekânları kazanç sağlayamayacakları için bu kaşelerle çalışmaya gönüllü olmazlar. Endüstrinin genelgeçer işleyişi bu yönde olduğu için herkes bu şekilde çalışmak durumunda, sigorta yok, iş güvencesi yok, iş güvenliği yok.’’


muzik-emekcileri-cigligimizi-duyun-872358-1.

Kırmızı alarm seviyesini çoktan geçtik

Pandemiyi ekonomik, psikolojik ve sosyolojik boyutlarıyla ele alındığında geri dönüşünün de zorlayıcı etkenlerle dolu olduğunu gördüklerini belirten Sony Müzik Genel Müdürü Özden Bora zaten yakın geçmişte sektörün çok parlak ve tatmin edici dönemlerden geçmediğini anlattı. Bora, “Sektör ve çalışanları kredi, avans ve borç üzerine dönerken son 1 yılda 0 gelirle daha da borçlu hale geldi. Maalesef intiharlara varan acı kayıplar yaşadık. Bir süre daha devam edeceği belli olan bu zor dönemi doğru yönetebilmek ve daha da dönülmez kayıplar yaşamamak için acil eylem çağrısı uygulanmalı” diye konuştu. “Kırmızı alarm seviyesini çoktan geçtik” diyen Bora, çözümün ancak uzun vadeli genel bir politika ile mümkün olabileceğini söylüyor ve ekliyor: “Öncelikli olarak tüm sektör çalışanlarının başta sağlık ve sigorta olmak üzere tüm sosyal haklarının güvence altına alınacağı bir yapı ve emeklilik sistemi düzeni oturtulmalı. Düzenli fonlar kurulmalı ve doğru şekilde yönetilmeli.’’


muzik-emekcileri-cigligimizi-duyun-872355-1.

Destek, yardım kategorisine indirildi

Dünya genelindeki dijital müzik eğilimine paralel olarak plak şirketlerinin bu süreçten fazla etkilenmediğini söyleyen Median Müzik Edisyon’un Genel Müdürü Ali Coşar, pandeminin yarattığı ‘’mağdurlar hiyerarşisinin’’ en tepesinde hayatını sahneden kazanan eşlikçi müzisyenler ve yorumcu sanatçıların yer aldığını belirtti. Türkiye’de desteğin “yardım” kategorisine indirildiğini belirten Coşar, destek taleplerinin muhatabının sosyal devlet olması gerektiğini savunuyor. Coşar, “İnsanlar destek alabilmek için çektikleri videolar ile “sanatçı” olup olmadıklarını kanıtlamaya çalıştı. Sonuç olarak, Aralık 2020 sonuna kadar müzik meslek birliklerine ve sendikalara 37 bin, Yunus Emre Enstitüsü’ne 13 bin kişi başvurdu. Yaklaşık 50 bin müzsiyene 4 ay kadar biner liralık destek yapıldı. Canlı müzik sektörünün diğer aktörleri bu yardımlardan yararlanamadı’’ diye konuştu.


muzik-emekcileri-cigligimizi-duyun-872357-1.

Yerel ve yerli odakta olmalı

Bu bir yıllık süre içerisinde, büyük mekanların iflasın eşiğine geldiğini, küçük mekanların ise kurtulamadığını belirten Pozitif Organizasyon’un Genel Müdür Yardımcısı Ayşegül Mumcuoğlu, kitleleri dijital ortamda bir araya getirmeye çalıştıklarını söyledi. Mumcuoğlu, yeni normale dönüşün aşılama hızındaki yavaşlık ve ülkeler arasındaki virüsü yönetme politikalarının farklılığıdan dolayı belirsizliğini sürdüğünü belirtti.

Mumcuoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Müzisyenlerin evlerinden canlı yayın çabasına daha sonra markalar destek olmaya çalışsa da bu konserler sponsorluklar dışında ücretsiz oluyor. Yeni sürecin getireceği sorunları azaltmak için kapsamlı bir devlet desteği ile beraber biletleme, sponsorluk gibi deneyimlerin yeni sürece uygun şekillenmesini bekliyoruz. Yereli ve yerliyi odağına alan programlarla birlikte, kültür sanat sektörüne gelecek yardımların arttırılması ve sektörü sağlamlaştırmak adına atılacak adımlar için sektörel birlikteliğin sağlanması en önemli kısımlar.’’


muzik-emekcileri-cigligimizi-duyun-872356-1.

Çalışma hakları yapılanmalı

Her zaman önce müziğin susturulmasından yakınan menajer Erman Aksoylu, “Bizler toplumu ilgilendiren diğer tüm üzücü hadiselerde yaşamaya maalesef alıştığımız gibi pandemi ilan edilir edilmez de ilk ve en fazla etkilenen sektör olduk’’ diyor ve ekliyor: “Fakat bu sefer sürenin belirsizliği durumu içinden daha da çıkılmaz bir hale soktu. Bu nedenle sektöre tüm emek verenler olarak tahmin bile edemeyeceğimiz kadar zor bir yıl yaşadık.’’ Devlet desteğinin yetersizliğinin altını çizen Aksoylu, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Sektörümüzdeki büyük bir çoğunluğu sosyal güvencesiz olarak çalışıyor. Hükümet zaten sorumluluktan kaçabileceği her noktayı değerlendirmek istediği için, bu husus daha olumsuz bir tablonun ortaya çıkmasına neden oldu. Gelecekte pandemi dönemini milat sayarak tüm diğer sektörlerde uygulanan mali disiplin ve çalışma haklarının kanunlarla düzenlenmiş standartlara getirilmesi gerekiyor. Ancak bu sayede gerçek sektör dinamiklerine kavuşabilir ve bu tarz badireleri daha az hasarla atlatabiliriz. Bu noktada sanatçılarımıza ve onları yönlendirebilen bizlere büyük bir görev düşüyor.”