“Birlikte müzik yapmak için mutlaka aynı odada oturmanıza gerek yok. Nerede olduğunuz önemli değil artık, yeter ki niyetler uyumlu olsun”

Müzisyen ve müzik yapımcısı Hakan Kurşun: Müzik yapmak için aynı odada olmaya gerek yok

MELTEM YILMAZ @meltemmmylmz

Müzisyen ve müzik yapımcısı Hakan Kurşun, bu haftaki Pazartesi Söyleşisi’nin konuğu oldu. Ceren Türkmenoğlu ile yeni projesi Intercontinental Express’i hayata geçiren Kurşun, müziğin sınırları çoktan aştığına dikkat çekiyor.

»“What are you doing the rest of your life” Intercontinental Express ikilisinden söz eder misiniz? Nasıl kuruldu, nasıl bir müzikal tavır, duruşla hayata geçti?
Geçen kış bilgisayarlarımızın başında kurduk. Aramızda birkaç bin kilometre mesafe olmasına rağmen müzik yapıyoruz. Ceren, Boston’da yaşıyor ben de İstanbul’da. Doğaçlama ve kompozisyon arasındaki ilişkiyi çok izli kayıt yöntemlerini kullanarak inceliyoruz. Kişisel kayıt sistemlerimizi optimize ettik ve bol miktarda ses dosyasını transfer ediyoruz. Biometrics isimli kompozisyonumuzu tamamlayınca içimde “hiç duymadığım bir müzik oldu” hissi yükseldi. Adalar ve Hayaller ile Cebelitarık eklenince müzikal tavrımız şekillenmeye başladı. Sonra geçen bahar hazırladığımız kompozisyonlarımızı Youtube kanalımızda yayımladık. Daha bitirmediğimiz kayıtlar var. Diyebilirim ki; aslında birlikte müzik yapmak için mutlaka aynı odada oturmanıza gerek yok. Nerede olduğunuz önemli değil artık, yeter ki niyetler uyumlu olsun. Müzikal tavır olarak ciddi modern akustik müzik yapıyoruz. İkimizin da hayatı müziktir.

»Bu teklinin ve Youtube kanalında bulunan parçalarınızın sizin için ayırt edici özelliği nedir? Nasıl tepkiler aldı?
‘What’ın aranjmanını hazırlarken geleneksel caz tınısından uzaklaşmak istiyordum. Sakin ve huzurlu bir tını arıyordum. Uzun yıllardan beri geliştirdiğim ve vurmalı çalgılarla oluşturduğum bir ritim tınısı var. O tınıyı düşünerek vurmalıları çaldım ve muhtelif gitarları ekledim. Enstrümantal kompozisyonlarımız çok hoş tepkiler alıyor. Yenilikçi, dingin, rahatlatıcı, huzur verici ve engin olduğu söyleniyor. Açıkçası çok sevindim. Ceren in olağanüstü performansını dinledikçe ben de huzur buluyorum doğrusu. Bence kendisi coğrafyamızın yetiştirdiği en önemli kemancılardan, bestecilerden ve müzik araştırmacılardan biridir.

muzisyen-ve-muzik-yapimcisi-hakan-kursun-muzik-yapmak-icin-ayni-odada-olmaya-gerek-yok-501281-1.

»Günümüzde bilgisayar müzikal alanda bir enstrüman haline geldi. Bilgisayar nasıl bir enstrüman?
Seviyoruz tabii. Enstrümanlı bir not defteri veya kayıt stüdyosu da olabiliyor. Postaları da ve haberleri de takip etmeye başlarsanız bence işler karışabilir. Bu yüzden ana müzik bilgisayarımda internet yoktur. Sadece müzik vardır. Güncelleme işlerinden de hiç hoşlanmam. Genel olarak iki bilgisayar ile çalışırım. Ana bilgisayar müzik yaratma, kayıt ve işleme sistemi olarak çalışır ve ikinci bilgisayar ses tasarımı, müzik programlama, aranjman ve iletişim için kullanırım.

»Dijital paylaşım kanallarının erişim kolaylığının müziğe etkisini nasıl yorumluyorsunuz?
Çok olumlu bir gelişme olduğunu düşünüyorum. Artık nerede müzik yaptığınız önemli değildir. Ağlar ve müzik servisleri ile tüm dünyaya müziğinizi göndermeniz mümkün. Bence bu olağanüstü bir durumdur. Sınırlar yoktur. Yaratıcılığınızı en hür şekilde yaşayabilirsiniz. Sınırlarınız müzikal hayallerinizdir. Bu da yaratıcılığın ne kadar zor bir iş olduğu ortaya çıkartıyor! Etkisi yaratıcılığın gelişmesi olacaktır. Müziğin süresi ve kompozisyon formları üzerinde ciddi bir etkisi olacağının kanısındayım. Yaklaşık 100 yıldan beri 3-4dk şarkı formu öne çıkıyor. Saatler hatta günler süren kompozisyonlar olacaktır. Müzikal zeka, diğer zekalar gibi engellemediğiniz sürece, sürekli gelişen ve ilerleyen bir dürtüdür. Dijital müzik platformları bu zekanın gelişmesi sağlamaktadır. Diğer önemli hususlar bu sistemlerin müzik yapım yöntemlerini ve telif sistemlerini de geliştirmesidir. Sistemlerde müziğinizi nasıl konumlandırdığınız ve müzikal hayal dünyanızı nasıl müzikal transmisyona çevirdiğiniz önemlidir. Doğrusu hep önemliydi aslında, tek fark artık çalışma ekipleri çok küçük ve tecrübesiz. Eskiden çoklu enstrüman çalan derdik. Şimdi çoklu enstrüman çalan, film yapımcısı, besteci, söz yazarı, dijital sanat uzmanı yayıncılardan söz ediyoruz. Gelişmeler disiplinler arası birleşimi tetikliyor. Bu da netice odaklandığınız konunun gelişmesini ve müzikal zekamızın ilerlemesini sağlıyor.

»Siz müzisyen kimliğiniz dışında araştırmacı ve yapımcısınız da. Bu farklı kimlikler, sizin müzikal üretiminizi nasıl etkiliyor?
Alıştım artık. Bazen geçişler yapmak zorunda kalıyorum. Ana çalgım gitardır. Bu sene klasik gitar yılım diyebilirim. Araştırma dürtüsü insanı yeni nehirlere taşır, yeni nehirler de sizi yeni ovalara götürür. Yeni ovalar da yeni insanlarla tanışmanıza neden olur. Korkularınızın kölesi değil sahibi olurusuz. Bazen metro da oturuyorum ve şu hale bak diyorum yüzlerce insan aynı vagonda ve kimse korkudan konuşamıyor. İşte müziğin başına gelenlerin de pek bir farkı yoktur. Bu yüzden araştırma yapmayı çok seviyorum ve önemsiyorum. Kendiliğinden oluyor diyebilirim. Mesela usulleri incelemek bende yeni bir müzikal zaman algısının oluşmasına neden oldu. Daha önce de söylediğim gibi, tekrar vurgulamak isterim ki. Kompozisyondur bizi birbirimizden ayıran. Sözlerdir bizi yaklaştıran.

»Türkiye’de pek çok isimle çalıştınız. Kimleri beğeniyorsunuz ?
Evet çok uzun bir liste diskografim var. Beğendiklerim çok var, şimdi hepsini söylersem çok olur: Gençliğimde MFÖ, Fikret Kızılok, Erkan Oğur, Sezen Aksu ve Bülent Ortaçgil ve tabi ki Nükhet Duru. Arada bir Ruhi Su’nun sesini duyarken bu nasıl bir müziktir diye düşünüp duruyordum. Ardından Nilüfer, Nazan Öncel, Pekinel Kardeşler, Arın Karamürsel, Kayahan ve Fatih Erkoç eklendi. Sonra Kerem Görsev, Ceylan Ertem, 123, Dilara, Erdem Şimşek, Korhan Futacı, Selim Selçuk, Bora Çeliker, Akın Eldes, Hayko Cepkin, Sarp Maden, Serdar Ateşer, Ayşe Tütüncü, Birsen Tezer, Jehan Barbur dinledim. Gençlerden yeni sürprizler duyuyorum. Geçenlerde Destroy Earth grubunu canlı dinledim ilginçti. Nekizm, Erdem Şimşek, Aslı Gabuk ve Tolgahan Çoğulu dikkatimi çekiyor.

»Yeni projeleriniz nelerdir ve müziğinizi nerelerden dinlemek mümkün?
Intercontinental Express olarak ilk albümünüzü Kasım ayında yayınlayacağız. Bu ay tüm müzik platformlarında “What” ile yer aldık. Youtube kanalımızı da aynı isimle açtık. Oradan yeni videoları ve haberleri takip edebilirsiniz. Hakkımızda www.cerenturkmenoglu.com ve hakankursun.co sayfalarında ayrıntılı bilgi var. Pb Müzik oluşumu için www.pbm.com.tr. Gelecek yaz konser vermeyi planlıyoruz. Geçen ay Hayko Cepkin ile Nazan Öncel’in “Bırak seveyim, rahat edeyim” şarkısı yorumladık. Birkaç gün önce yayınlandı. Çok eğlenceli ve hoş bir çalışma oldu. Bu sene Selim Selçuk - Miles Kuçles, Bora Çeliker - Terz yüz, Hüsrev Hatemi - Girdap Her Yerde, Ercüment Ateş - Butterfly Effect ve Nazan Öncel - Durum şarkıları albümlerini de hazırlardım. Hepsi yeni sayılır. Yayıncı ve yapımcı / Pb Müzik olarak besteci Çiğdem Borucu’ nun Silver Moon isimli albümünü ve davulcu Turgut Alp Bekoğlu nun Love Jazz isimli albümünü, Eylül ayında yayınlamak üzere hazırlıyorum. Başka sürprizler de yolda. Berke Can Özcan ile bir gitar ve bas oluşumu kurduk. Bu kış konserler yapmayı planlıyoruz. Sene sonuna kadar kişisel bir albüm de çalışma listemde duruyor. Intercontinental Express olarak gelecek yaz ayına kadar ciddi hedeflerimiz var. Bakalım nasıl olacak.

***

Müzikal birikimimiz muhteşem

muzisyen-ve-muzik-yapimcisi-hakan-kursun-muzik-yapmak-icin-ayni-odada-olmaya-gerek-yok-501282-1.

»Müziğin globalleşme sürecinde Türkiye nerede duruyor?
Türkiye muhteşem bir müzikal birikime sahiptir. Tabii bunun ciddi bir bölümü çok kalın bir toz tabakası altında bulunmayı bekliyor. Bu topraklarda var olan dünya çapında bilinen efsanelerin kompozisyonlarını yazsanız ömrünüz yetmez. Coğrafyamızın kültür birikimi 17.yy’dan itibaren Avrupa’da ve Rusya’da Orientalism olarak kıtaların kültürel hayatına yeni renkler katmıştır. Dolaysıyla Avrupa’dan veya kuzeyden uzak olduğumuzu düşünmüyorum. Bu etkileşim devam edecektir. Bugün müziğin seyahat etmesi farklı dinamikler ile olmaktadır tabii. Mesela 90’lı yıllarda turizmin gelişmesi ile birlikte Antalya-Almanya hattı üzerinden ciddi bir etkileşim oldu. Şimdi yeni dinamikler eklendi, yeni nesil sanatçılar dünya çapında konser verebiliyor. Sadece pop müzikten bahsetmiyorum. Tüm müzik tarzları için geçerli bu. Global müzik pazarında hatırı sayılır bir pay sahibi olmak için yeni tanıtım ve pazarlama sistemlerini iyi analiz etmek gerekiyor.

Soruya geri gelirsem, biz çekici bir kültür ve ülkeyiz. Her zaman öyle olduk. Bugün dans, haremleri, folklorik özelliklerimizi ve tüm genetik karışımızı bir an için boş verip sadece şimdiye ve müziğe odaklanabilirsek belki yeni müzikler ortaya çıkacaktır. Demek istediğim, istediğiniz kadar unutmaya çalışın eninde sonunda bir yerlerden duyuluyor zaten. Bu yüzden kasılmaya gerek yoktur. Önemli olan ilerici yaklaşabilmektir.