Google Play Store
App Store

Nazlı Sinem Erköseoğlu'nun ölümüne ilişkin davada Can Paksoy için üçüncü kez beraat kararı verildi. Mahkeme heyeti, Yargıtay'ın bozma ilamına karşı bir önceki verdiği beraat hükmünde direnilmesine karar verip zanlı hakkındaki yurt dışına çıkış yasağını kaldırdı.

Kaynak: AA
Nazlı Sinem Erköseoğlu davası: Can Paksoy için üçüncü kez beraat kararı verildi
Fotoğraf: İHA

Beyoğlu'nda, bir apartman boşluğunda cansız bedeni bulunan Nazlı Sinem Erköseoğlu'nu öldürdükleri iddiasıyla yargılandıkları davada 2 kez beraat eden iki kardeşten biri olan Can Paksoy hakkında mahkeme heyeti üçüncü kez aynı karara hükmetti.

19. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuksuz sanık Can Paksoy ve tarafların avukatları ile Erköseoğlu'nun ailesi katıldı.

Duruşmada savunma yapan Can Paksoy, suçsuz olduğunu iddia ederek, hakkındaki suçlamaları kabul etmedi.

Yargıtay'ın yerel mahkemenin verdiği iki beraat kararını görmezden geldiğini öne süren Paksoy, mahkeme heyetinden hakkında üçüncü kez beraat kararı verilmesini ve yurt dışı çıkış yasağının kaldırılmasını talep etti.

"SANIK HAKKINDA DAVA AÇILMAMIŞ OLSAYDI ZATEN KAÇACAKTI"

Erköseoğlu'nun babası Ergun Erköseoğlu ise Paksoy'un yargılama sürecinde mahkemeyi yanıltıcı ifadeler verdiğini, kızının katledildiğini söyledi.

Sanığın kendilerini başsağlığı dilemek amacıyla aramadığını anlatan Erköseoğlu, "Sanık hakkında dava açılmamış olsaydı zaten kaçacaktı. Bu oyunun içinde çok şey var" ifadelerini kullandı.

Müşteki avukatı Rezan Epözdemir de Adli Tıp Kurumu (ATK) raporlarına göre, maktulün cinsel organında sanığa ait DNA tespit edildiğini, olay yerindeki camda maktule ait parmak izi bulunmadığını, olayın intihar olamayacağını kaydetti.

Sanığın çelişkili ifadelerde bulunduğuna dikkati çeken Epözdemir, sanığın hükümle birlikte tutuklanmasını talep etti.

SAVCI MÜEBBET HAPİS İSTEDİ

Duruşmada esasa ilişkin görüşü sorulan cumhuriyet savcısı, Paksoy'un sert bir cisimle maktulün başının arka tarafına vurduğu ya da maktulün yere düşerek başını sert bir yere çarptığı ifade edilen mütalaada, Paksoy'un maktulün intihar ettiği algısı oluşturarak kaldıkları odanın penceresinden aşağıya attığı kaydedildi.

Mütalaada, Paksoy'un "kasten öldürme" suçundan müebbet hapisle cezalandırılmasına, hükümle birlikte tutuklanmasına ve Yargıtay'ın bozma ilamına uyulmasına karar verilmesi talep edildi.

YURT DIŞINA ÇIKIŞ YASAĞI KALDIRILDI

Davaya ilişkin kararını açıklayan mahkeme heyeti, Yargıtay'ın bozma ilamına karşı bir önceki verdiği beraat hükmünde direnilmesini kararlaştırdı.

Paksoy'un üzerine atılı "kasten öldürme" suçu işlediğine dair mahkumiyetine yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gerekçesiyle beraatine hükmeden heyet, Paksoy hakkındaki "yurt dışına çıkış yasağı" yönündeki adli kontrol tedbirini de kaldırdı.

Avukatı Rezan Epözdemir (solda) ve baba Ergun Erköseoğlu (sağda) / AA

"KATİLLER ELLERİNİ KOLLARINI SALLAYA SALLAYA BU BİNADAN DIŞARI ÇIKTILAR"

Duruşmanın ardından basın mensuplarına konuşan baba Erköseoğlu, 14 yıldır davada sonuç alamadıklarını belirterek, sanıkların yargılama aşamasında yalan beyanları olduğunu söyledi.

Erköseoğlu verilen karara ilişkin, "Bugün, katiller ellerini kollarını sallaya sallaya bu binadan dışarı çıktılar" değerlendirmesini yaptı.

Ailenin avukatı Epözdemir, 14 yıldır hukuk mücadelesi verdiklerini, Türk hukuk tarihinin belki en uzun süren kadın cinayeti dosyasında üçüncü defa verilen beraat kararını yine kendilerinin temyiz edeceğini bildirdi.

Yargıtay ile ilk derece mahkemesi arasında çekişme olduğunu iddia eden Epözdemir, "Zannediyorum başsavcılık da bu karara itiraz edecek. Çünkü onlar da 'mahkumiyet' dediler, 'Kasten öldürme var, tutuklansın' dediler. Başsavcılıkla birlikte biz bu karara itiraz edeceğiz" ifadelerini kullandı.

DAVANIN GEÇMİŞİ

Nazlı Sinem Erköseoğlu'nun 26 Eylül 2010'da Beyoğlu Gümüşsuyu İnönü Caddesi'ndeki Mithatpaşa Apartmanı'nın havalandırma boşluğunda ölü bulunmasına ilişkin hazırlanan iddianamede, Mahmut Emre ve Can Paksoy kardeşlerin "kasten öldürme" suçundan müebbet hapis cezasına çarptırılmaları istenmişti.

İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesi, 4 Aralık 2014'te, Paksoy kardeşler hakkında, Erköseoğlu'nu "kasten öldürme" veya "tedbirsizlik, dikkatsizlik neticesinde ölümüne sebebiyet verme" suçlarından "şüpheden uzak yeterli delil elde edilemediğinden" beraat kararı vermişti.

Karar, müdahil Ergun Erköseoğlu ve avukatlarınca, "usul ve yasaya aykırı olduğu" gerekçesiyle temyiz edilmişti.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, temyiz incelemesi yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesi'ne 25 Ocak 2018'te yazdığı ek tebliğnamede, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının müdahillik haklarından yararlandırılmadan hüküm kurulduğu gerekçesiyle kararın usulen bozulması gerektiği görüşünü bildirmişti.

YARGITAY DOSYAYI ESASTAN BOZDU

Ek tebliğnamede, "Evdeki sabit telefonun, olay gecesine ilişkin kayıtlarının getirtilerek kimlerle konuşma yapıldığının mahkemece araştırılmadığı, kafa arkasındaki yaraların maktuldeki diğer yaralarla aynı zaman diliminde veya ne kadar önce oluştuğu hususunda Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan rapor alınıp sanıkların hukuki durumunun değerlendirilmediği, maktulün arka kısmı uzun fermuarlı olan elbisesinin fermuarını tek başına kapatıp kapatmayacağının araştırılması gerektiğinin düşünülmediği, yerel mahkemenin verdiği beraat hükmünün yasaya aykırı bulunduğu ve kararın bozulması gerektiği" ifadeleri de yer almıştı.

Temyiz talepleri ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tebliğnamesini değerlendiren Yargıtay 1. Ceza Dairesi de 23 Mayıs 2018'de yazdığı kararla Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının bu suçun "zarar göreni" olduğunu belirterek, müdahillik haklarından yararlandırılmadığını bildirmiş ve yerel mahkeme kararını usulden bozmuştu.

Yargıtay tarafından usulen bozmanın ardından dava dosyası yeniden görülmek üzere İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gelmişti.

Yargıtay'ın bozmasının ardından sanıkların yeniden yargılandıkları davada iki kardeşin de beraatlerine hükmedilmişti.

İkinci kez verilen beraat kararının ardından yeniden temyiz edilen kararda Yargıtay, Can Paksoy hakkında verilen beraat kararının bozulmasını isteyerek, "kasten öldürme" suçundan cezalandırılması gerektiğini kaydetmişti.

YURT DIŞINA ÇIKIŞ YASAĞI KONDU

İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesine ailenin avukatı tarafından sunulan dilekçede, mahkemenin hazırladığı tensip zaptında müebbet hapis cezası istemiyle yeniden yargılanacak sanık Can Paksoy hakkında tutuklama veya yurt dışı çıkış yasağı konmadığı belirtilmişti.

Sanığın duruşmanın yeniden yapılacağı 31 Ocak 2024'e kadar kaçma şüphesi olduğu ifade edilen dilekçede, duruşma günü beklenmeksizin sanığın tutuklanması veya yurt dışı çıkış yasağı konması talep edilmişti.

Mahkeme, bu talebin duruşmada değerlendirilmesine yönelik karar verip bunu reddetmişti.

Müşteki Erköseoğlu'nun avukatı Epözdemir de karara itiraz edip, Paksoy hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı verilmesi veya yurt dışına çıkış yasağı konulmasını istemişti.

İtirazı değerlendiren İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesi, sanık hakkında yurt dışına çıkış yasağı yönünde adli kontrol tedbiri uygulanmasına karar vermişti.