Ankara’da 10 Ekim 2015’te ülke tarihinin en kanlı katliamlarından biri gerçekleşti. 104 kişinin öldüğü Ankara Katliamı’nın bugün 6’ncı yılı. İhmali olan kamu görevlileri henüz yargılanmazken ailelerin acısı ilk günkü gibi. Yakınlarını kaybedenler, “Adaleti bulamadık ama vazgeçmeyeceğiz” diyor.

Ne acımız diniyor, ne öfkemiz bitiyor

Hüseyin Şimşek

Ankara’da bir araya gelen binlerce insanın ‘emek, barış ve demokrasi’ talebinin IŞİD tarafından kana bulanmasının bugün 6’ncı yıl dönümü.
10 Ekim 2015’te, Barış Mitingi için Ankara Garı’na gelen binler, IŞİD’in gerçekleştirdiği canlı bomba saldırısına tanık oldu. 104 kişinin yaşamını yitirdiği en az 450 kişinin yaralandığı 10 Ekim Ankara Gar Katliamı’nın asıl sorumluları hiçbir zaman açığa çıkarılmadı. Aydınlatılmayan katliamlar listesine girerek tarihte yerine alan 10 Ekim, yaşanmamış acıların ortaya çıkmasına neden oldu.


Yaşamını yitirenlerin ailelerinin ve yaralıların adalet taleplerini çoğu kez geri çeviren yargı, bunun yerine birkaç kişiye sembolik cezalar verdi. Katliamın hemen ardından kaleme alınan mülkiye müfettişi raporunda ihmali bulunduğu ifade edilen kamu görevlileri hakkında herhangi bir soruşturma dahi açılmadı. 10 Ekim Katliamı’na ilişkin Ankara 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan yargılamanın ilkinde sadece yakalanan IŞİD’çilere çeşitli süreli hapis cezaları verildi. Katliam davası, Erman Ekici’nin ‘insanlığa karşı suç’tan ve 16 firari sanık yönünden hâlâ devam ediyor.

YENİ ACILAR YAŞATTILAR

Yargılamada sınıfta kalan devlet, yaraların sarılması konusunda da duyarsız kaldı. Arkasında en az 450 yaralıyı bırakan katliam sonucunda uzun süre hiç kimseye gazilik maaşı bağlanmadı. 10 Ekim Katliamı’nın yaralıları arasında bulunan ve Diyarbakır’da kamu emekçisi olan İbrahim Işıktaş, KHK ile kamudaki görevinden ihraç edildi ve sosyal güvencesini kaybetti. Tedavi masraflarını kendi imkânları ile karşılamak zorunda kalan Işıktaş, eski sağlığına bir nebze de olsa kavuşmak için olması gereken ameliyatı da ‘sosyal güvencesi kalmadığı’ için olamadı. İktidar, bu gibi yollarla yıllardır yaralılara ve acılı ailelere yeni acılar yaşatmaktan geri durmadı. Polis şiddeti ve çeşitli kamuoyu baskıları ile karşı karşıya kalan 10 Ekim aileleri ise altı yıl boyunca adalet talebini dillendirmekten ve bir araya gelmekten geri durmadı.

YARGILANMADILAR

Katliamda yaşamını yitirenlerin aileleri ve yaralananların acısı ilk günkü sıcaklığında… Katliamda yaşamını yitiren 18 yaşındaki Ümit Seylan’ın amcası İhsan Seylan, geçen altı yılda değişmeyen tek şeyin acıları olduğunu söyledi. Ankara Katliamı’nın hesabının henüz sorulamadığını ve tüm sorumluların hesap verene kadar bu sürecin takipçisi olacaklarını ifade eden Seylan, “Çok uzun ve sancılı bir süreç yaşadık. Yaralarımız hâlâ taze. Anmalarımız yaraları taze tutuyor. Adliye koridorlarında aradığımız adaleti hiçbir zaman bulamadık. İhmali olanları bile yargılatamadık. Ama vazgeçmeyeceğiz” dedi.

Altı yılda katliamdan etkilenen herkesin çeşitli yıpratıcı süreçlerden geçtiğini anlatan Seylan, şunları dile getirdi: “Ailelerin dayanışması, 10 Ekim’in tozlu raflara kaldırılmasına engel oldu. Yaralarımızı hep diri tuttuk. Hâlâ tedavisi devam eden arkadaşlarımız var. Manevi olarak da yaralananlar var.

Kaybettiklerinin mezarının başından ayrılmayan anne, baba, kardeşler var. Bundan sonraki tek mücadelemiz, bu kişiler için sorumluların hesap vermesi olacak. 10 Ekim, bizim kimliğimiz oldu. Kendimizi bu çatı altında var etmeye devam ediyoruz. 10 Ekim’in acısı ve değeri çok büyük. Cumhuriyet tarihinde daha büyüğü yok. Hâlâ bir araya gelmemizden rahatsız olanlar var. Onlar, olayın arkasında saklananlar, ihmallerinin açığa çıkmasını istemeyenlerdir.”

BEDELİNİ ÖDEYECEKLER

Katliamdan yaralı olarak kurtulan Mustafa Özdağ ise acılarının dinmediğini, gerçek sorumluların bir gün mutlaka yargılanacağını ve acılarının da bu şekilde azalacağını söyledi. Özdağ, sözlerini şöyle sürdürdü: “Altı yıl geçti, acımız, öfkemiz ilk günkü gibi taze. Adalet mücadelemiz devam ediyor. Tüm faillerin yargılanması belki biraz daha yaralarımızı onaracak ancak bu adalet mücadelesinde de bir tiyatro yaşanıyor. O alanda canını, kanını veren bizleri seyirci yerine koydular. Bizi hesaba katmadılar. Ancak hakikatler er ya da geç ortaya çıkacak. Bizler bunun peşindeyiz. Er ya da geç tüm failler yargılanacak. Kendilerinden olmayan herkesi katletmeye çalışan insanlar bunun bedelini ödeyecekler.”

***

Anma programı

10 Ekim Ankara katliamı için yapılacak anma töreni, tarihi Ankara Garı’nda gerçekleştirilecek. Saat 9.30’dan itibaren toplanmaya başlayacak aileler, 10.04’te katliamın gerçekleştiği alanda anmaya başlayacak. Gökyüzüne siyah balonlar uçuracak aile ve destekçileri, daha sonra mezarlık ziyareti gerçekleştirecek.

Anma programı şu şekilde:

♦ İstanbul: Kadıköy İskele Meydanı/ 15.00

♦ Mersin: Özgecan Arslan Barış Meydanı/ 18.00

♦ İzmir: 10 Ekim Anıtı toplanma (Alsancak Gar Tamvay durağı karşısı)/ 09.30

♦ Eskişehir: Ulus Anıtı önü/ 14.00

***

Valilikten anmaya engel

Ankara Valiliği, 10 Ekim Katliamının 6’ncı yıldönümü için yapılacak olan anmanın pandemi bahanesiyle temsili katılımla yapılmasını istedi. Evrensel gazetesinin haberine göre Aşı karşıtlarının yaptığı miting dahil birçok eyleme izin verilirken 10 Ekim Katliamının anması Ankara Valiliği tarafından engellendi. Valiliğin gönderdiği yazıda Ankara Tren Garı önünde ve Karşıyaka Mezarlığı’nda yapılacak olan anma programı pandemi gerekçe gösterilerek yakınların ve demokratik kitle örgütlerinin temsili katılımıyla yapılması istendi. Ayrıca yazıda gar önünde yapılacak anma için "Toplantı ve gösteri yürüyüşüne dönüştürülmeden düzenlenebileceği" ifadesi yer aldı.

***

Mezarları başında anma

10 Ekim Katliamı’nda hayatını kaybedenler İzmir'de yapılan mezar ziyaretlerinde anıldı. İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, 10 Ekim Katliamı’nda hayatını kaybeden 104 kişiyi andı. İzmir Büyükşehir Belediyesi önünde bir araya gelen çok sayıda kişi araçlarla Doğançay, Kaynaklar, Ayrancılar'da mezar ziyareti yaptı. Anmalarda katliamda öldürülenlerin fotoğraflarının yer aldığı, “10 Ekim'i unutmayacağız, unutturmayacağız” yazılı pankart açıldı.
İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri adına yapılan açıklamada, “Tek adam sisteminde yaşadığımız bu savaşçı, kutuplaştırıcı politikalara karşı daha geniş bir cephede mücadele etmek gerekiyor.

Sözümüz barış olacak, ancak barışı kazandığımızda onları gerçekten anmış olacağız. Bu vesileyle İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri olarak barış mücadelesini hep birlikte yükseltmeye çağırıyoruz” denildi. 10 Ekim Derneği İzmir Temsilcisi Mustafa Özdağ ise katliam günü yaşananları hatırlattı. Emek ve demokrasiden korkanların katliamı gerçekleştirdiğini Özdağ, “Bu katliam sadece iki IŞİD'li tarafından değil, bu ülkede barıştan korkan insanların bile isteye gerçekleştirdiği katliamdır. Bizler katillerimizi tanıyoruz. Bu katliamın bütün failleri yargılanana kadar peşini bırakmayacağız” diye konuştu.

***

Yargı çalışsaydı IŞİD tehdidi olmazdı

TMMOB Şehir Plancıları Odası; IŞİD’in Türkiye’de gerçekleştirdiği katliamlara ilişkin Ankara’da Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde ‘2015’ten Bugüne Katliamlar ve Cezasızlık’ isimli panel düzenlendi. Panelde konuşan 10 Ekim Katliamı davası avukatlarından Senem Doğanoğlu, şunları söyledi: “Bu zamana kadar düzenli bir yargılama pratiği olsaydı, hâlâ IŞİD’lilerin tehdit ettiği bir noktada olmayacaktık. Bütün bu katliamlardaki siyasal motivasyonda IŞİD’in fikren, siyaseten, hukuken de yargılanması için insanlığa karşı suçtan yargılanmasını istiyoruz. Tam da buradan hâlâ kuşçu, esnaf olarak IŞİD’liler örgütleniyor. Bu zamana kadar düzenli bir yargılama pratiği olsaydı hala IŞİD’lilerin tehdit ettiği bir noktada olmayacaktık. 16 firari sanık var bu sanıkların neredeyse hepsinin Suriye ve Irak’ta olduğunu biliyoruz. Biat etmek için bile oraya gittiklerini düşünürsek insanlığa karşı suçtan yargılanmaları için daha ne bekleniyor?”
HDP Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, barışı ve eşit koşullarda yaşama istediğine karşı katliamların gerçekleştirildiğini söyleyerek “Daha fazla bu davaları zamanaşımına uğratmamak ve daha fazla hakikati ortaya çıkarmak için güçlü olması gereken bir dönemdeyiz. Mücadele ediyoruz biliyorum ama davaların peşini bırakmamalıyız” şeklinde konuştu.