Neden Endonezya’dan kimse söz etmiyor?

CJ Werleman

Hindistan’ın, Keşmir’de demokrasiyi ve insan haklarını ayaklar altına alışı ve Çin’in Hong Kong’daki demokrasi yanlısı gösterileri bastırma çabaları tüm dünya tarafından pür dikkat izleniyor. Bu esnada Endonezya’nın Batı Papua Eyaleti’nde olup bitenler gözlerden kaçıyor.

Geçen hafta Endonezyalı güvenlik göçlerinin ve silahlı milislerin Batı Papua’da barışçıl göstericilere ateş açtığı bir video gün yüzüne çıktı. Eylemciler elleri yukarıda kaçışırken dahi ateş sürüyordu.

Çeşitli kaynaklara göre altı kişi öldü ve daha sonra yakınlardaki ormanda iki cesede daha ulaşıldı.
Papa bölgesindeki şiddet olayları, Batı Java’daki Surabaya şehrinde Endonezya polisinin Papualı öğrencilerin yurduna yaptığı baskının videoları internette yayıldıktan sonra patlak verdi.

Şiddet olayları ilk olarak 17 Ağustos günü yayıldı; bu aynı zamanda Endonezya’nın 300 gün süren Hollanda yönetiminden bağımsız kalışının yıldönümüydü.
Öğrencilere biber gazıyla müdahale ediliyordu ve bu esnada polis onlara ‘hayvanlar’ ve ‘maymunlar’ gibi ırkçı sözlerle saldırıyordu.

Papualılar sokağa Jayapura’da sokağa döküldüler ve polisin sert müdahalesinin yanı sıra Endonezya’nın Batı Papua’yı işgalini protesto etmeye koyuldular. Cakarta yönetimi durumu kontrol altına almak için bölgeye bin asker sevk etti.
Cakarta’dan

Papua’ya abluka

O günden beri bölgede tam bir karartma politikası uygulanıyor ve iletişim ağları kapalı. Cakarta bunun ‘asılsız haberlere’ engel olmak ve düzeni sağlamak için bir zorunluluk olduğunu savunuyor. Aslında bu Papualıların sesinin dünya tarafından duyulmasını engellemek için bir bahane ve otoriter liderlerin dünyanın farklı yerlerinde uyguladığı bir yöntem.

Batı Papua’nın bağımsızlık ve özgürlük dileklerini bastırmak için Endonezya uzun süredir baskıcı ve şiddet temelli yöntemlere başvuruyor. Durum Keşmir’de Hindistan’ın, Filistin’de İsrail’in ve şimdilerde Çin’in Hong Kong’da yaptıklarından farklı değil.
Batı Papualılar neredeyse 60 yıl önce Hollanda’dan bağımsızlıklarını ilan ettiler, 1 Aralık 1961 günü bayraklarını hava kaldırdılar ve milli marşlarını söylediler.
Fakat henüz bir sene olmamıştı ki Endonezya topraklarını işgal etti ve bölgeyi kendi topraklarına kattığını ilan etti. Bu da Hollanda’yı bölgeyi bir Birleşmiş Milletler Geçici Yönetim Otoritesi’ne teslim etmeye zorladı. Bu yönetim ise Batı Papua’yı resmen Endonezya’nın eline teslim etti. Fakat tek bir koşul vardı: Papualılar 1969’dan önce bir referanduma gidecek ve kendi geleceklerini tayin edeceklerdi.

Bin 22 Papualının katılabildiği ‘referandum’

Soğuk Savaş yıllarının zirvesiydi ve Birleşmiş Milletler Batı Papua’ya olan ilgisini kaybetti. Endonezya uluslararası topluluğun kayıtsızlığından istifade etti ve 1969 yılında düzmece bir referandumda yalnızca ‘kendi seçtiği’ bin 22 Papualının oy vermesine izin verdi, bunların tamamı Endonezya’ya katılmayı ‘seçti’.

‘Özgür Papua’ gibi bağımsızlık yanlısı hareketler o günden beri sert bir biçimde bastırılıyor. Geçtiğimiz 60 yılda 200 bin ila 450 bin kadar sivilin öldürüldüğü düşünülüyor. Konu üzerinde çalışan iki Avustralyalı akademisyen bu süreci ‘yavaş soykırım’ sözükleriyle tarif etti.

Birçok insan için geçtiğimiz hafta yaşananlar gösteriyor ki, Endonezya ordusu yirmi yıl önce Timor Leste de (Doğu Timor) yapılan referanduma giden süreçte yaşanan şiddet ve terörizm yöntemlerini tekrar kullanmaya hazır.

Bu endişelerin gerçek bir zemini var çünkü Batı Papua’daki olayları yatıştırma görevi General Wiranto’ya verildi. Birleşmiş Milletler Wiranto’nun 1999 referandum sürecinde Timor Leste’de insanlık suçları işlediğini tespit etti. Suçlamalar arasında 280 cinayet ve 10 büyük saldırı var.

Cakarta Wiranto’yu teslim etmeyi reddetti, üstüne üstlük Güvenlik Bakanı’nı koltuğuna oturttu. Bu hafta Wiranto Batı Papua’daki sivil ölümlerine dair soruları yanıtlamayı reddetti, “Kurbanları açıklayıp açıklamamak bizim kararımız,” dedi.

Batı Papua’da soykırım ihtimali

Sürgünde yaşayan Batı Papualı lider Benny Wend Avustralya’nın SBS kanalına yaptığı yorumda, Batı Papua’nın ‘yeni Doğu Timor’ haline gelmek üzere olduğunu söyledi, durumun ‘gitgide kötüleştiğini’ söyledi.

İletişim yasaklarına rağmen bölgeden sızan şiddet haberleri gösteriyor ki Wiranto 20 yl önce Timor Leste’de kullandığı şiddet taktiklerini kullanmaya hazır.

Perşembe günü Batı Papualı bir genç yaşadığı korkunç olayları anlatıyordu. Arkadaşlarıyla birlikte Endonezya yanlısı milislerce kaçırılmış, silahlı Endonezya askerlerine götürülmüştü. Askerler onları öldürmek için hazırlanıyordu.

“Birlikler geldi ve silahlarını doldurdular, ateş etmeye hazırdılar. Sivil milislere ‘gidin ceset arabasını getirin’ dediler,” diye anlatıyordu. O esnada gelen Papua polisinin durumu yatıştırmasıyla hayatta kalabilmişlerdi.

Birleşmiş Milletler ve uluslararası topluluğun duruma derhal müdahil olması gerek. Endonezya işgali esnasında, Birleşmiş Milletler’in yönetim sorumluluğunu yerine getirmemesiyle 50 bin Doğu Timorlunun ölüme götüren olayların tekrar yaşanmaması için bir şeyler yapılmalı.

Yapılan tarihi hata bölgede hâlâ huzursuzluk kaynağı ve soykırım tehlikesi sürüyor, bir şeyler yapma vakti çoktan geldi.

Çeviren: Fatih Kıyman
Kaynak: The New Arab