Son olarak dün Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Murat Çetinkaya Washington’da “Cari dengedeki iyileşme eğiliminin sürmesi bekleniyor” yorumunda bulundu. Öte yandan gerek Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, gerekse Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak her konuşmasında mutlaka cari dengedeki iyileşmeden bahsediyor. Cari denge nedir? Cari denge bir ülkenin dış alemle yaptığı tüm parasal ilişkileri gösteren […]

Nedir bu cari açık meselesi

Son olarak dün Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Murat Çetinkaya Washington’da “Cari dengedeki iyileşme eğiliminin sürmesi bekleniyor” yorumunda bulundu. Öte yandan gerek Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, gerekse Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak her konuşmasında mutlaka cari dengedeki iyileşmeden bahsediyor.

Cari denge nedir?

Cari denge bir ülkenin dış alemle yaptığı tüm parasal ilişkileri gösteren ödemeler dengesi bilançosunun bir alt kalemidir. Cari işlemler dengesi;

• Mal ve hizmet ihracatı ve ithalatı

• Yatırımların (kar- faiz) gelir ve giderleri

• Karşılıksız transferlerden oluşuyor.

Dolayısıyla ithalatın ve dış aleme yapılan kar ve faiz ödemelerinin artması cari açığı büyütürken, ihracatın artması, dışarıdan edinilen kar ve faiz gelirlerinin artması cari açığı küçültüyor.

Ancak ekonomiye ilişkin önemli bir gösterge de cari açığın nasıl finanse edildiğinde gizli. Cari açık normal seyir izleyen bir gelişmekte olan ülkede yabancı sermaye akımlarıyla finanse edilirken, yabancı sermaye girişinin durması halinde bu açık ülke rezervlerinden karşılanıyor. Fakat rezervler sınırlı olduğu için bu finansman kaynağı sürdürülebilir değil.

Türkiye’nin ne kadar cari açığı bulunuyor?

Türkiye’nin 2017 yılında 47 milyar dolar cari açığı bulunurken bu tutar 2018 yılında 27 milyar dolara indi. Bu açık aynı zamanda 2009 yılından beri en düşük cari açık verisini oluşturdu. Öte yandan 2018’in son 4 ayında bırakın cari açığı, ekonomi cari fazla verdi. Ancak 2019 ilk aylarında açık azalmakla beraber devam ediyor.

Cari açık neden küçülüyor?

Türkiye’de cari açığın küçülmesinin temel nedeni ithalatın sert şekilde azalması fakat buna karşılık ihracatın kısmen artmasından kaynaklanıyor. İşte veriler;

2018’in son 3 ayında

• İhracat; yüzde 7,4 arttı

• İthalat; yüzde 24,6 azaldı

Normal şartlar altında bu görüntü üretimin arttığı, dışa bağımlılığın azaldığı anlamına gelebilir. Ancak dış ticaretin içeriğine bakıldığında işin rengi değişiyor. Türkiye yurtiçinde üretim yapmak için gerekli olan ithalatı yapmazken, iç talebin azalması yüzünden yurtiçinde satılamayan mallar ihraç ediliyor. Öte yandan Türkiye’nin ithalatının yüzde 84’ünü yatırım malları ve ara malları oluşturuyor.

2019’un ocak şubat aylarında azalan ithalat kalemleri;

Yatırım Malları: Üretim araçları olarak da adlandırılan makine ve teçhizatların ithalatı yüzde 23 azaldı. Yatırım malları ithalatının azalması ise yeni yatırımların yapılmadığın en önemli göstergesi. Buna karşılık her yıl işgücüne dahil olan 500 bin kişi iş bulamazken, bir o kadar insan da işinden oldu. Böylece işsizlik henüz aralık ayında dahi 4 milyon 300 bin kişiyi aştı.

Ara Malları: Üretimin girdileri olarak ifade edilen, tüketim mallarının parçalarından oluşan ara malları Türkiye’nin toplam ithalatının yüzde 70’ini oluşturuyor. Bu mallarda ithalatın azalması doğrudan üretimi ve büyümeyi etkiliyor. Ara malları ithalatı da yüzde 20,6 oranında azaldı. Böylece resesyonun 2019’un ilk çeyreğinde de devam edeceği garantilenmiş oldu.

Tüketim Malları: Sanılanın aksine Türkiye’de tüketim malları ithalatının toplam ithalat içindeki payı yüksek değil. Türkiye’de ocak şubat aylarındaki tüketim malı ithalatı 2,4 milyar dolar iken, aynı dönemdeki aramalı ithalatı 24,6 milyar dolar düzeyinde. Bununla beraber yurtiçindeki tüketicilerin alım güçlerinin düşmesiyle tüketim malları ithalatı da yüzde 34 oranında azaldı.

İhracat neden artıyor?

Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan her konuşmasına ihracatta kırılan rekorlardan bahsederek başlıyor. Ancak ihracat artışı, Türkiye’de her kriz döneminin tamamlayıcı parçası. Yurtiçi talebin azalmasıyla stoklarını yurtiçine satamayan firmalar ihracata yöneldiler. 2018 yılında son 30 yılda ilk kez ihracatçı firma sayısı ithalatçı firma sayısını geride bıraktı. Ancak stokların erimesiyle beraber ihracat artışı da hız kesti.

Öte yandan ihracat artışına sebep olan önemli gösterge de döviz kurunda gözlemlendi. Döviz kurunun TL karşısında sert şekilde yükselmesiyle kur avantajı sağlayan firmaların yurtdışında rekabet gücü arttı. Ancak kur artışı hız kesince bu avantaj da ortadan kalktı.

AKP döneminde cari açık ne düzeydeydi?

Türkiye’nin AKP öncesi döneminde cari açık sorunu bulunmakla beraber, AKP ekonomisinin en önemli maliyeti kuşkusuz sürdürülebilir olmayan yapısal bir cari açık sorununu ekonominin omuzlarına yüklemesi oldu. Türkiye 2011’de 74 milyar dolarlık cari açık ile toplam gelirinin yüzde 6’sından daha fazla açık vererek cumhuriyet rekorunu kırdı.

• 1990 – 2002 arası 12 yılda verilen toplam cari açık: 20,2 milyar dolar

• Sadece 2011’de verilen cari açık: 74 milyar dolar

• Sadece 2018’de verilen cari açık: 27 milyar dolar

***

Murat Çetinkaya

Cari dengede iyileşme sürecek

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Murat Çetinkaya, “Cari dengedeki iyileşme eğiliminin sürmesi bekleniyor. İç talep koşullarındaki gelişmeler ve para politikasındaki sıkı duruş, enflasyon göstergelerinde bir miktar iyileşmeye yol açmıştır” dedi. Merkez Bankası Başkanı Çetinkaya’nın, Washington’da IMF-Dünya Bankası Bahar Toplantıları kapsamında yaptığı sunum, bankanın resmi sitesinde yayımlandı. Çetinkaya, Türkiye’nin net ihracatının ekonomideki yeniden dengelemeyi desteklediğine işaret ederek, “Yeniden dengeleme süreci ilk çeyrekte devam etti. Mal ve hizmet ihracatının güçlü katkıları devam etmektedir. Dünya ihracatı içinde Türkiye’nin payı artıyor.” değerlendirmesinde bulundu.