Afet bölgesinde ‘yağma’ ve ‘hırsızlık’ iddialarıyla başlayan ve lince kadar varan şiddet olayları tırmanıyor. AKP Sözcüsü Çelik’in “acımasız olacağız” açıklamasının ardından “yağmacı” diye gözaltına alınan genç karakolda öldü.

Nefret söylemleri şiddeti körüklüyor
Arama kurtarma çalışmaları sürerken bölgedeki şiddet tırmanıyor. (Fotoğraf: AA)

HABER MERKEZİ

Afet yönetiminde sınıfta kalan AKP iktidarı, bölgedeki güvenlik açığını da gideremiyor. ‘Yağma’ ve ‘hırsızlık’ gerekçesiyle yakalandığını söylenen kişilere uygulanan darp ve işkence görüntülerinin yayılması ve artan göçmen karşıtlığı endişe yaratıyor. Bölgedeki şiddet olaylarının tırmanmasında siyasilerin kullandığı şiddet dili etkili oluyor. AKP Sözcüsü Ömer Çelik, 10 Şubat’ta “Yağma olayları karşısında son derece acımasız olacağız” dedi. Bu açıklamaların ardından bölgeden gelen şiddet haberleri de yoğunlaştı. OHAL’in ilan edilmesiyle birlikte bölgede ‘Yağmacı’, ‘hırsız’ ve ‘Suriyeli’ avına çıkan eli sopalı gruplar acımasızca dövdükleri insanların görüntülerini sosyal medyada paylaştı.


İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan ve eski İstanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan, deprem bölgesinde artan nefret söylemi ve şiddet olaylarını BirGün’e değerlendirdi. Türkdoğan, "Nefret söylemi oldukça vahim. Bazı münferit olaylar gerekçe gösterilerek nefret söylemini kullanıp özellikle sığınmacılara, mültecilere yönelik bir kışkırtma ortamı yaratmak suçtur. Nefret söyleminin mutlaka engellenmesi gerekiyor. Burada açıkça kolluk ve savcılık harekete geçmelidir. Depremden on il etkilendi ama sadece Hatay ile sınırlıymış gibi gösteriyorlar. Diğer yerlerde yokmuş gibi bir algı yaratılıyor. Bu da Hatay’da daha fazla sığınmacı olmasıyla alakalı bir durum. Bu sığınmacıların aleyhine bir durum yaratacak. Onlara saldırıya zemin oluşturacak hareketlerin engellenmesi gerekir" dedi.

"BASKI REJİMİ AĞIRLAŞIR"

Turgut Kazan’da güvenlik güçlerinin şiddet olaylarına karıştığına dikkat çekerek, "Bu tam bir linç kültürünün yaygınlaşması ve insanların kendine düşman saydığı insanları dilediği gibi dövmesi, öldürmesi gibi sonuçları beraberinde getirecektir. Eğer her şeye rağmen Türkiye’de bir devlet varsa ki var, öyle görünüyor. Bunu önlemesi gerekir. Böyle bir durum kabul edilemez. Bu linç kültürünün yaygınlaşması demektir. Mutlaka bunun önlemesi sağlamak ve yapanların cezalandırılmasını sağlamak gerekir. Yağmayla hırsızlığın çok ağır cezaları vardır. Yetkililer yakalamalı, soruşturma makamına göndermelisiniz. Soruşturma makamı dava açacak ve yargılanacaklar" dedi. Siyasetçilerin söylemlerinin de şiddeti kışkırtabileceğini kaydeden Turgut Kazan, "Siyasetçilerin söylemi tabi ki kışkırtıyor. Olay giderek sevmediği insanı ya da siyasal iktidar doğrudan kendisine muhalif saydığı kişilere uygulamaya kalkacaktır. Çünkü toplumda öyle ortam yaratılınca kolayca bunlar uygulanacaktır. Baskı rejimi gerçekten daha da ağırlaşacaktır. Herkes başına böyle şeyler gelecek diye sesini kesmek ve olanları seyretmek zorunda kalacaktır" ifadelerini kullandı.

***

Karakolda ölüm

Hatay’da, depremlerden bir gün sonra tekel bayiinde hırsızlık yaptığı iddiasıyla 3 kişi yakalandı. Şüphelilerin ifadesinden yola çıkan jandarma iki kişiyi, Altınözü ilçesine bağlı Büyükburç Köyü’ndeki evlerinde gözaltına alındı. Yağma suçlamasıyla gözaltına alınan ve kardeş oldukları öğrenilen Ahmet Güreşçi ve Sabri Güreşçi, Altınözü Jandarma Karakolu’na götürüldü. Karakolda darp edildikleri iddia edilen kardeşlerden Ahmet Güreşçi, fenalaştı ve kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Sabri Güreşçi’nin ise, kaburgasında, elinde ve ayağında darp izleri olduğu öğrenildi. Hastanede yapılan ilk incelemede Güreşçi’nin vücudunun çeşitli yerlerinde sıyrıklar ve ezikler olduğu, burnunun kırık olduğu ve beyninde kanamaya rastlandığı belirtildi.

Tutanakta, ‘Ahmet Güreşçi’nin yağma sırasında vatandaşlar tarafından darp edildiği, yakalandığı sırada jandarmaya direndiği ve karakola götürüldüğünde kafasını duvara vurduğu’ öne sürüldü. Olayın ardından Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi avukatlar Erdoğan Akdoğdu ve Mehdi Zana Akkaya jandarma karakoluna giderek Sabri Güreşçi ile görüştü. Avukatlar, Sabri Güreşçi’ye de işkence yapıldığını gözlemlediklerini Güreşçi’nin ıslatılarak dövüldüğünü ve tecavüzle tehdit edildiğini anlattığını ifade etti. Avukatlar jandarma görevlileri tarafından "sizin de başınıza aynısı gelir" denilerek tehdit edildiklerini söyledi. Avukat Ümit Büyükdağ, yaşanan olayın günlerdir servis edilen linç girişimlerinin bir sonucu olduğuna dikkat çekti.

Büyükdağ, "Polis ve jandarma kendince işkencenin meşru görüleceği inancına sahip. İşkence kime yapılırsa yapılsın karşısında olduk olmaya da devam edeceğiz. Gencecik bir çocuk yine devlet eliyle öldürüldü" diye konuştu.