Resmi Gazete’de yayımlanan Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmelik’te yapılan değişiklikler ile İzmir’de korunması gereken birçok doğal alanın tehdit altına girdiği bildirildi

Nitelikli Doğal Koruma Alanları ranta kurban ediliyor

BERKAY SAĞOL

İnsanın doğayla mücadelesinin bir sonucu olarak görülen koronavirüs salgınının yaşandığı günlerde, 16 Mart 2020 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmelik’te değişiklikler yapılarak, 2863 Sayılı Kanun kapsamında koruma altına alınmış olan doğal alanlarda ciddi tahribat yaratacak ve kiminin yok olmasına yol açabilecek müdahalelerin önü açıldı.

Konuyla ilgili açıklama yapan TMMOB Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi, 2000 sonrası yapılan düzenlemelerde "torba yasa" bir taktik olarak kullanılmaya başlandığını, 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu’nda yapılan değişikliklerle "Acele Kamulaştırma" kararlarına olanak sağlandığını ve hem yapılı hem de doğal çevre üzerinde sermaye taleplerinin gerçekleştirilmesi yönünde yasal altlıklar hazırlandığını belirtti.

YASAL DÜZENLEMELERLE KAYNAKLARA SERMAYE EL KOYACAK

Yapılan bu değişiklikle, sermayenin doğal alanlar üzerindeki taleplerinin karşılanmasına yönelik yeni bir yasal altlığın yürürlüğe konulduğu belirtilen açıklamada, "Nitelikli Doğal Koruma Alanlarında, entegre nitelikte olmayan tarım ve hayvancılık tesisleri ile balıkçı barınağı, iskele, kültür balıkçılığı ve doğal kaynak suyu kullanımına yönelik uygulama ve yapılaşmalara izin verilmekte, Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanlarında da, diğer koruma statülerinde yapılabilecek yapı ve faaliyetlerin yanı sıra sanayi tesislerini de içerecek biçimde entegre üretim ve depolama tesisleri ile madencilik faaliyetlerinin yapılmasına olanak sağlanmaktadır" denildi.

İzmir'de de korunması gereken birçok doğal alanın tehdit altına girdiği vurgulanan açıklamada, "Doğal sit alanlarının koruma statülerinin parça parça değiştirilmesi, sit alanlarının daraltılması ve koruma statülerinin düşürülmesi sonrasında, yapılan bu değişiklikle bir de kullanma koşullarındaki kapsamın genişletilmiş olduğu görülmektedir. Bu yönetmelik değişikliği ile Foça, Urla ilçeleri ile Karaburun, Çeşme Yarımadaları ve ülkemizin en önemli sulak alanlarından biri olan Gediz Deltası başta olmak üzere korunması gerekli doğal sit statüsündeki alanların, doğal niteliklerinin bozulmasının önü açılmış ve söz konusu nitelikli alanlar yapılaşma tehdidine açık hale getirilmiştir. Son dönemde İzmir kamuoyu gündeminde olan 'Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi' ilanı ve bu bölge için alınmış acele kamulaştırma kararlarının da bu sürecin parçası olduğu unutulmamalıdır. Korunması gerekli doğal sit alanlarının mevzuatta yapılan bu değişikliklerle rant baskısına kurban edilmesi ve yapılaşma baskısı altında bırakılması asla kabul edilemez." ifadeleri kullanıldı.

Fotoğraf: Evrensel