‘Oppenheimer’ın 7 Oscar aldığı Akademi Ödülleri töreni sürprizin olmadığı, Filistin’e desteğin rozetlerle temsil edildiği bir geceydi. Gecenin sürprize en yakın anı ise En İyi Kadın Oyuncu Oscar’ını Stone’un kazanmasıydı.

Nolan, Oscar’da muradına erdi
Cillian Murphy ve Christopher Nolan (Fotoğraflar: Depo Photos)

Emrah KOLUKISA

Bu yıl 96. kez sahiplerini bulan Akademi Ödülleri, nam-ı diğer Oscar’lar büyük ölçüde önceden tahmin edilen isim ve yapımlara gitti.

Christopher Nolan’ın kariyerinin ilk Oscar’ını aldığı törende ‘Oppenheimer’ 7 ödül alarak gecenin en çok prim yapan filmi oldu.

Sürprize en çok yaklaşıldığı an ise muhtemelen En İyi Kadın Oyuncu Oscar’ını Emma Stone’un kazanması oldu diyebiliriz.

35 yaşındaki oyuncu böylece ikinci Oscar ödülünü alırken sezon boyunca en ciddi rakibi olarak öne çıkan Lily Gladstone evine eli boş döndü.

Emma Stone

‘Oppenheimer’ En İyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi Erkek Oyuncu (Cillian Murphy), En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu (Robert Downey Jr.), En İyi Görüntü Yönetmeni (Hoyte van Hoytema), En İyi Müzik (Ludvig Göransson), En İyi Kurgu (Jennifer Lame) dallarında zafere ulaşırken gecede en çok ödül alan ikinci yapım olan ‘Poor Things’ En İyi Kadın Oyuncu, En İyi Kostüm Tasarımı, En İyi Yapım Tasarımı ve En İyi Saç-Makyaj dallarında heykelciğe ulaştı. ‘The Zone of Interest’ En İyi Uluslararası Film ve En İyi Ses Tasarımı dallarında 2 Oscar alırken aralarında ‘Barbie’, ‘Anatomy of A Fall’, ‘The Holdovers’, ’American Fiction’ gibi yapımların da olduğu tüm ödül alan filmler birer heykelcikle geceden ayrıldılar.

Robert Downey Jr.

SADECE KENDİM OLMALIYMIŞIM

Jimmy Kimmel’in sunuculuğunu üstlendiği ve birçoklarına göre uzun ve yavaş bir açılış monoloğuyla başlayan törende ilk ödül Yardımcı Kadın Oyuncu dalında verildi. Geçmiş yıllarda bu dalda ödül alan 5 oyuncunun sahneye gelerek teker teker adayları tanıttığı bir girizgahın uygulandığı oyuncu kategorileri, aynı anda birçok yıldız ismin sahneye gelmesiyle aslında renkli bir sunum imkanı veriyordu ama törenin de uzamasının önemli sebeplerinden biriydi belki de. Sezon boyunca rakipsiz olarak tüm ödülleri kazanan Da’Vine Joy Randolph bir kez daha şaşırtmadı ve ‘The Holdovers’daki performansıyla En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Oscar’ını Jamie Lee Curtis, Mary Steenburgen, Lupita Nyong’o, Rita Moreno ve Regina King’den oluşan efsane kadronun ellerinden aldı. Gözyaşları içinde konuşmasını yapan 37 yaşındaki oyuncu, “Çok uzun zaman hep farklı olmak için uğraştım ama şimdi anlıyorum ki sadece kendim olmalıymışım” dedi ve başta annesi olmak üzere kariyeri boyunca kendisine destek olan tüm kadınlara teşekkür ederek salondan büyük alkış aldı.

Da’Vine Joy Randolph

GAZZE’DEN BİR TEK O BAHSETTİ

Tören öncesi en çok merak edilen -en azından bizim için- hususlardan biri Filistin’e destek veren konuşmaların yapılıp yapılmayacağıydı. Akşam üzeri Hollywood’daki ana caddelerden birini kapatarak protesto gösterisi yapan Filistin destekçisi yüzlerce eylemci trafiği kilitledi ve törenin yaklaşık 5 dakika geç başlamasına sebep oldu. Kırmızı halı kuyruğunda uzun zaman beklemek zorunda kalan isimler ve kimi koltukların boş kalma riski gibi unsurlar bu gecikmenin görünen yüzüydü ama esas sebep protesto eylemiydi. Yine de Filistin’e destek daha çok rozetler seviyesinde kaldı desek yeridir. Aralarında Mark Ruffalo, Billie Eilish, Rami Youssef, Ava DuVernay, Riz Ahmed, Mahershala Ali gibi isimlerin de olduğu bir grup davetli Artists For Ceasfire (Ateşkes İçin Sanatçılar) rozeti takarken ‘Anatomy Of A Fall’ filminin Fransız oyuncuları Swann Arlaud ve Milo Machado-Graner Filistin bayrağı rozetleriyle törene gelmişti. Ödül konuşmasında Gazze’den bahseden tek kişi ise En İyi Uluslararası Film Oscar’ını alan ‘The Zone of Interest’ filminin yönetmeni Jonathan Glazer oldu. Glazer “Tüm seçimlerimiz bizi şimdiki zamana yansıtmak ve yüzleştirmek için yapıldı, bakın o zaman ne yaptılar demek için değil, "şimdi ne yapıyoruz" demek için. Filmimiz, insanlıktan çıkmanın en kötü nereye varabileceğini gösteriyor. Tüm geçmişimizi ve bugünümüzü şekillendirdi bu durum. Şu anda burada, Yahudiliklerini ve Holokost’un pek çok masum insan için çatışmaya yol açan bir işgal tarafından gasp edildiğini reddeden insanlar olarak duruyoruz. İster İsrail’de 7 Ekim’in kurbanları olsun ister Gazze’de devam eden saldırı, bu insanlıktan çıkarmanın tüm kurbanları, nasıl direneceğiz?” sözlerini elindeki kağıttan okuyarak gece boyunca bu konudaki en net söylemi dillendirmiş oldu.

KEŞKE BU FİLMİ ÇEKMESEYDİM

En İyi Belgesel dalında hemen herkesin tahmin ettiği gibi ’20 Days In Mariupol’ adlı film ödülü aldı. Filmin yönetmeni, Ukraynalı gazeteci Mstyslav Chernov konuşmasında “Bu ödül Ukrayna’nın tarihindeki ilk Oscar ve bunu kazandığım için çok onurluyum. Ama bu sahnede "keşke bu filmi çekmeseydim" diyecek ilk yönetmen de ben olacağım. Keşke bu ödülü Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmamasıyla, kentlerimizi işgal etmemesiyle değiş tokuş edebilseydim. Ruslar on binlerce Ukraynalı kardeşimi öldürüyor. Tüm rehineleri, topraklarını koruyan tüm askerleri, şu anda hapishanelerinde bulunan tüm sivilleri serbest bırakmalarını diliyorum. Ama tarihi değiştiremem. Geçmişi değiştiremem” sözlerini sarf etti ve “Sinema anıları yaratır ve anılar da tarihi oluşturur” diyerek tüm Hollywood’a tarihin doğru bir şeklide yazılması için yardım çağrısında bulundu.

JIMMY KIMMEL’DAN TRUMP’A MESAJ

Törenin bir yerinde Jimmy Kimmel cep telefonunu çıkardı ve “Bakın sosyal medyada ne yazmış biri” diyerek okumaya başladı: “Oscar’larda Jimmy Kimmel’dan daha KÖTÜ bir sunucu olmuş mudur acaba? Açılışı, olmadığı ve asla olamayacağı bir şey olmak için çok fazla çabalayan ortalamadan daha düşük bir insanın açılışıydı. Kimmel’den kurtulun (…) Kopuk, sıkıcı ve çok adaletsiz bir gece. Oscar Ödülleri’ni hak edenlere verseler ya. Belki böylece izleyicileri ve TV reytingleri dipten geri gelir. Bla bla bla… Amerika’yı yeniden büyük yapın. Bilin bakalım bunu hangi eski ABD Başkanı yazmış? Çok teşekkürler Başkan Trump" diyen Kimmel’in yanıtı da en az onun kadar sertti: ‘İzlediğin için teşekkürler… Senin hapis vaktin gelmedi mi?”

En İyi Animasyon dalında bir diğer sürprize imza atarak ödülü kazanan ‘The Boy and The Heron’ filminin yönetmeni efsane çizer Hayao Miyazaki ve En İyi Kısa Film dalında kariyerinin ilk Oscar’ı kazanan Wes Anderson’ın katılmadığı törenin en eğlenceli anları ise muhtemelen Ryan Reynolds’ın bir hayli kalabalık bir Ken topluluğu ile ‘I’m Jest Ken’ şarkısını canlı söylediği bölümdü. Geceye damgasını vuran film ‘Oppenheimer’ olabilir ama şova damgasını vuran ‘Barbie’ oldu yorumlarının yapıldığı bu bölümde Reynolds ile birlikte Ken rolünü canlandıran tüm diğer oyuncular ve hatta gitar solosuyla muhteşem Slash bile sahnedeydi ve tüm salonun ayaklandığı final anlarında ortalık resmen yıkıldı. En İyi Şarkı dalında ise 22 yaşındaki Billie Eilish ‘Barbie’de seslendirdiği ‘What Was I Made For’ ile kariyerinin ikinci Oscar’ına uzandı.